Hava Durumu

Türk bilim insanından yeni evren teorisi: Kaotik Evren

Yazının Giriş Tarihi: 09.04.2019 06:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.04.2019 06:05

Evrenin oluşumu teorisi bir Türk bilim insanı tarafından yeniden yazıldı.

 Özel Nova Fen ve Anadolu Lisesi tarafından düzenlenen 2. Nova Bilim Şenliği Sempozyumu'nun ikinci bölümünde Türkiye'nin önde gelen fizikçilerinden İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Aydıner evrenin oluşumunu gündeme getirirken...

Evrenin oluşumuyla ilgili genel kabul gören 'Büyük Patlama' teorisine alternatif olarak geliştirdiği "Kaotik Evren" teorisini paylaştı...

Fiziği yaşam bilimi olarak gören ve bilimsel çalışmalarda kozmoloji ve parçacık bilimi üzerine yoğunlaşan Prof. Dr. Ekrem Aydıner'in aynı zamanda ekonominin fiziğine yönelik de çalışmaları var.

BÜYÜK PATLAMA

Prof. Dr. Aydıner önce "Büyük Patlama" teorisini anlattı:

"Einstein'ın alan denklemine bağlı olarak bu teoride evren tekil noktadan başladı. Evren bir şekilde bu tekil noktadan genişlemeye başladı. Genişleyen evren soğumaya başladı. 'Büyük patlama senaryosu' deniyor. Einstein dışında pek çok bilim insanı bu senaryoya katkıda bulunuyor ve Einstein denklemiyle uyumlu..."

Ardından da şunları söyledi:

"Portonlar, nötronlar, fotonlar çıktı. Daha sonra kendi aralarında etkileşmeye başladı. Bu etkileşimler atomik yapıların ortaya çıkmasına neden oldu. Elementler ve madde organizasyonu çıktı. Günümüze kadar geldi. Güneş sistemleri, galaksiler oluştu. Tüm bu süreçte ihtiyaç duyulan süre 14 milyar yıl. Bu teori 'Büyük Patlama' teorisi. Bu süreye de evrimleşerek geldi. Büyük patlama Einstein'ın alan denklemine de uygun. Fizikte çok yaygın olarak kabul ediliyor. İstisnalar da var..."

'KAOTİK EVREN"

"Bunlardan birisi de benim, ben kabul etmiyorum" diyen Prof. Dr. Ekrem Aydıner sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim bu evrenimizin geleceği ne olacak, genişleyecek, nereye kadar. Bunu kozmoloji, fizik bilmiyor. Gelecekte ne olacağını bilemiyoruz. Sonuna kadar genişleyecek mi? Birinci ihtimal galaksiler birbirinden uzaklaşacak ve büyük yırtılma olacak.

İkinci ihtimal geri çekilmeye başlayacak, kendi üzerine kapanacak ve büyük çöküş olacak. Bu senaryonun içinde galaksiler, canlılar ve biyolojik türler de var. Büyük patlama senaryosu bu oluşumu açıklayamıyor.

Geniş ölçek organizasyon problemi diyoruz... Evren genişliyor, galaksiler birbirinden çok uzak noktalarda birbiriyle etkileşmiyorlar ama benzer galaksi formları oluşuyor. Burada bir kütle dağılma problemi de oluyor... Galaksi dağılımları homojen olması lazım, ama başka bir problem var, galaksinin dağılımları başka bir ölçüye uyuyor, fraktal dağılım diyoruz...

Büyük patlama uzay ve zamanın genişlediğini söylüyor. Uzay ve zaman balon gibi genişlemez, kolay olduğu için bu model seçiliyor; Büyük patlama Einstein'ın denklemine dayanıyor, derin komplikasyonları var, çözen bir model yok..."

Fiziğin problemleri çözmesi gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Aydıner şunları söyledi:

"Büyük patlama kozmolojisi için 2018 yılında bir çalışma yaptım... Sience dergisinde yayınlandı... 'Kaotik Evren' modeli diye bir model önerdim. Amacım büyük patlama kozmolojisinin çözemediği sorunları çözmekti. Tekil nokta, büyük yırtılma büyük çöküş, organizasyon problemleri...

Galaksilerin kendi eksenleri etrafındaki dönmeler inceleniyor ve bir anomali keşfediliyor. Galaksiler Newton teorisinden farklı dönüyor. Araştırıldığında haresinde ya da göbeğinde bizim gözlemleyemediğimiz bir başka madde olması gerekiyor. Buna karanlık madde diyoruz..."

EVRENİN % 96'SI KARANLIK ENERJİ VE KARANLIK MADDE

Evrenin dinamiğinin sadece maddeye bakarak anlaşılamadığına dikkat çeken Aydıner sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evrenin içini oluşturan şeyler sadece madde değil, karanlık madde ve karanlık enerjiden oluşuyor. Bir miktar da radyasyon var... Evrenin yüzde 73'ü karanlık enerji; yüzde 23'ü karanlık madde; kalan yüzde 4'ü de bildiğimiz maddeden oluşuyor.

Evrenin dinamiğini sadece maddeye bakarak anlayamayız... Karanlık enerjiyi ya da maddeyi yok saymak mümkün değil. Evrende karanlık madde ve enerji yoğunluğunun birbirine aşağı yukarı eşit olduğunu biliyoruz... 

'Karanlık enerji ile karanlık madde birbirine dönüşsün, nasıl bir dinamik ortaya çıkar bakalım' dendi. Ben bir adım ileri gittim 'karanlık enerji, karanlık madde ve madde birbirleriyle etkileşsin' dedim.

Cern'deki çalışmalarda teorilerimiz var ama karanlık maddeyi bulamadık. Evrenin içini dolduruyorlarsa birbirleriyle etkileşmek zorundalar..."

Doğadaki biyolojik türlerin rekabetinin basit matematiksel denklemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Ekrem Aydıner, Woltera denkleminden hareket ettiğini anlattı. "Karanlık enerji, karanlık madde, aralarında etkileşseler ne olur" diyerek denklemi uyguladığını, bu etkileşimin dinamiğinin ise kaotik olduğunu anlattı.

KAOS: GELİŞİGÜZELLİĞİN KENDİ İÇİNDEKİ DÜZENİ

Prof. Dr. Ekrem Aydıner, fizikteki kaosu "gelişigüzellik, karmaşa, rastlantısallığın kendi içindeki düzeni" olarak tanımlayarak şunlar söyledi:

"Evrende zaman diliminin kaotik olacağını gösteriyorum. Yeni  bir kozmos  senaryosu oluşturuyorum. Kaotik evren senaryosu diyorum... Kaotik evren teorisi tekilliğe sahip değil. Büyük patlamayı reddetmiyor. Bir nevi sonsuz uzay modeli gibi. İçinde madde ve karanlık maddenin rekabet ettiğini düşünün. Karanlık enerji artıyor; karanlık madde azalıyor, evren şişiyor. Karanlık enerji maddeye dönüşebiliyor, maddenin çekim gücü azalınca evren yine kapanıyor..."

Prof. Dr. Ekrem Aydıner, Kaotik Evren teorisi üzerinde çalışmayı sürdürdüğünü de söyledi.

SOLUCAN DELİKLERİ HİPOTETİK TEORİ

Toplantının sonunda, öğrenciler Prof. Dr. Ekrem Aydıner'e uzaydaki solucan deliklerini sordu;  "Solucan delikleri hipotetik bir teori. Üzerinde çalışılıyor. Eğer varsa, uzay ve zaman geçitleri olarak kullanma şansımız var" diyerek yanıtlayınca, solucan deliklerinin bir bilim kurgudan ibaret olmadığını da öğrenmiş oldum... (Hipotetik, akıl yürütme anlamına geliyor.)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.