Yenişehir bir daha eskisi gibi olmaz!

Siyasi partilerin olmazsa olmaz hedefidir iktidar. Yüzde 1'lik de iktidarı hedefler; yüzde 40'lık da! Siyasetin doğasında olan bir şeydir. Dolayısıyla da muhalefet partilerinin iktidarın icraatına eleştiri/öneri getirmesi kadar doğal bir şey yoktur. Çünkü varlık nedenidir.

Bursa'da muhalefetin sesinin yerel yönetimler nezdinde çıkmasına alışığız. Mesela, geçmişte MHP'den Cemil Aydın ile kısmi olarak da CHP'den Osman Ayradilli etkin muhalefet yapardı. Şimdilerde meclis üyesi olarak CHP'den Ercan Korkmaz'ın sesi çıkıyor.

CHP'de yaratıcı basın açıklamaları konusunda aklımda kalan tek isim eski İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Şahin'dir. İyi konuşmacıydı, özgün eylem biçimleriyle kadın kollarının sesini kamuoyuna taşırdı. Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz, medyadan gelen deneyimini siyaset sahasına aktarıyor, muhalefet olarak sesi şehirde yankılanıyor.

Baştan da yazdığım gibi muhalefetin işi adı üstünde muhalefet yapmaktır. Hele de 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nden sonra iki kutuplu siyaset öngörülürken tam tersi bir durum oluşmuş ve yüzde 1'lik hatta daha küçük partilerin bile iktidar ya da muhalefet bileşeni olarak önemleri çok artmış TBMM'de temsil imkânı doğmuştur.

PARTİSİNİ GÖRÜNÜR KILAN İL BAŞKANI

Selçuk Türkoğlu'nu az biraz tanıyanlar İYİ Parti İl Başkanı seçildiğinde Bursa'da muhalefetin bir daha eskisi gibi olmayacağını biliyorlardı. Zira Türkoğlu sendikacılık döneminde hak mücadelesi vermişti, çok çalışkandı, sürekli sahadaydı. Kamuoyunun ilgisini çeken yerelden ulusala yankı bulan etkin, yaratıcı eylemlere imza atmıştı.

Aynısını bu defa muhalefet partisi il başkanı olarak yapacağı o kadar belliydi ki; zaten başkanlık koltuğuna oturur oturmaz harekete geçti. Sahaya indi; partisinin yereldeki varlığını görünür kıldı.

Temsil dâhil pek çok gideri elektrik faturasına yansıtan EPDK uygulamasındaki son gaz lambalı eylemi Bursa'nın yanı sıra Türkiye'nin gündemine yansıdı...
Türkoğlu dün iki basın açıklaması yaptı; birinde EPDK'nın uygulamayı durdurduğunu kendi eylemlerine bağlıyor "Sonuç aldık" diye.

Bu kararda Bursa'daki eylemin etkili olup olmadığını bilmiyorum ama ekonomik olarak insanların daraldığı günlerde seçmene etkili bir mesaj veriyor; tıpkı "Katı atık bedellerini kaldırttık" dediği gibi...

Aslında katı atık bedeli kalkmadı, bazı ilçe belediyeleri feragat ettiklerini açıklasalar da, yasal olarak tahsille yükümlüler. Ancak her ay tahsil edebilme şansı hiç yok. Konutlarda 10 ile 22 lira arasında bir bedel alınıyordu; içinde bulunduğumuz ayda ilçe belediye meclisleri 2021 yılı için yeni ücretlendirme yapacaklardı. Vatandaşlardan alınan bu; küçük, orta ve büyük işletmelerden de alınıyordu. Şu anda Bursa'da çok zorda olan on binlerce küçük esnaf ya da orta ölçekli işletme de konutlara göre çok daha yüksek miktardaki katı atık bedeli ödemiyor.

Velhasıl Selçuk Türkoğlu Bursa'da seçmene somut, cebine dokunan mesajlar veriyor.

Selçuk Türkoğlu'nun dün yaptığı ikinci basın açıklaması ise Kestel Soğuksu'da yapılmak istenen daha sonra Yenişehir'e kaydırılan Cezaevi ile ilgiliydi...

Selçuk Türkoğlu diyor ki:

"Daha önce Soğuksu'daki alanda incelemeler yapmış ve tepkimizi göstermiştik. Vazgeçildi. Orası hayvancılıkla geçinen yöre insanımızın yararlandığı yemyeşil mera alanıydı. Öğreniyoruz ki, buradan vazgeçip, bu kez de Yenişehir'in güzelim ovasının tam ortasını seçmişler! Allah aşkına koskoca Bursa'da, tarım alanının dışında cezaevi yapılabilecek kıraç bir alan yok mu? Bu nasıl bir yanlış işte ısrar etmektir!..

Yenişehir merkezine 5 km, yeni yapılacak üniversite yerleşkesine 3 km, havaalanına da 1 km uzaklıkta yapılması planlanan cezaevi için seçilen alanın, tam tamına 388 bin metrekarelik tarımsal alanı kapsadığını öğrendik. Yenişehir ovasının tam ortasında ve şu an hayvancılıkla iştigal olan vatandaşların mera olarak kullandığı çok değerli bir yerin cezaevi yeri olarak seçilmesi kesinlikle kabul edilemez."

Küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık, kovid-19 salgını içilebilir su kaynaklarının, gıdaya erişimin, tarım ürünlerinin önemini kat be kat artırdı. Verimli tarım arazilerinin korunması gerekirken, sanayiye, betonlaşmaya, yapılaşmaya açılması akıl alır gibi değil! Sadece bu da değil; Cezaevi Yenişehir'in demografik yapısını kökten değiştirecek. Yenişehir bir daha eski Yenişehir olmayacak!..