Hava Durumu

OLİMPİK HAREKETİN BABASI: SELİM SIRRI TARCAN (Bölüm 3)

Yazının Giriş Tarihi: 22.09.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.09.2020 06:00

Selim Sırrı Tarcan'ın Osmanlı'da başlayan hikâyesi Cumhuriyet'in ilanından sadece 3 gün sonra yeni bir kimliğe büründü. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Hami Başkan' sıfatıyla yer aldığı Türkiye Milli Olimpiyat Cemiyeti'nde başkan oldu.

Bu gelişme sonrasında Olimpiyat Komitesi'nin yeniden oluşturulması için TİCİ yöneticileri ile birlikte çalışan Selim Sırrı Tarcan, 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet'in ilan edilmesinin hemen ardından yeni komiteyi belirledi. 2 Kasım 1923 Pazar günü Türkiye Milli Olimpiyat Cemiyeti olarak ilk toplantısını yapan kurulda görev dağılımı şöyle idi:

Hami Başkan: Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa(Atatürk),

Fahri Başkan: Başbakan İsmet İnönü,

Başkan: Selim Sırrı Tarcan (IOC Türkiye temsilcisi)

İkinci Başkan: Hasip Bayındırlıoğlu (Ziraat eski genel Müdürü)

Genel Sekreter: Ali Sami Yen (TİCİ başkanı),

Üyeler: Burhan Felek (TİCİ ikinci başkanı) Taip Servet (TİCİ muhasebecisi) Refik İsmail (avukat) Muvaffak Menemencioğlu (TİCİ İstanbul Bölge Başkanı)

Daha sonra Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı(TİCİ) Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan dernek olarak kabul edildi.

Genç Türkiye Cumhuriyeti, kalabalık bir sporcu kafilesiyle katıldığı Paris 1924 Olimpiyat Oyunları'nda spor dünyasına ilk kez adını duyurdu. Paris 1924 öncesi, Selim Sırrı Tarcan Spor Alemi dergisinde şunları yazmıştı:

"Olimpiyatlar'a iştirak ile gayemiz orada birinci çıkarmak, madalya almak değil; nezih(temiz), vakur (ağırbaşlı), becerikli bütün manası ile seciye (karakter) sahibi bir nesil yetiştirdiğimizi âleme (dünyaya) göstermektir"

1927-1928 öğretim yılında Çapa Öğretmen Okulu'nda "Jimnastik muallimleri kursu (beden eğitimi öğretmeni) yetiştirme kursu açıldı. Selim Sırrı Tarcan bu kursun müdürlüğünü üstüne aldı ve bazı derslere bizzat kendi girerek katkıda bulundu.

Ayrıca bu kurslar için biri kız adaylar için bayan İnge Nerman (İsveç'in en tanınmış jimnastik üstadı olan "İsveç Jimnastik Enstitüsü'nün" başkanı Einar Nerman'ın kızı) ikisi erkek adaylar için Rangar Johnson ile masaj ve tıbbi jimnastik dersleri için Suen Alexanderson olmak üzere üç eğitmen İsveç'ten getirilir.

İnge Nerman, Türkiye'de 4 yıl kaldı. Bu süre içinde pek çok öğrenciyi öğretmen olarak yetiştirip Türk milli beden eğitimi kadrosuna vermiştir. Türkleri çok sevdiği ve çevresinde uyandırdığı büyük sevgi nedeniyle öğrencileri Nerman'ı bizden biri gibi kabul edip kendisine "Neriman Hanım" adını vermişlerdi. İnge Nerman 1964 ve 1979 yıllarında iki kez turist olarak Türkiye'ye gelmiştir. 1984 yılında "80 yaşında bir büyükanne iken Stokholm'de kendisi ile konuşan bir Türk gazetecisine (Yıldız Kafkas) hayatta iki şeye çok üzüldüğünü bunlardan birinin Türkçe'yi iyi öğrenememek, diğerinin de büyük hayranlık duyduğu Atatürk'ü sadece bir defa uzaktan görüp yanına gidememek olduğunu ifade etmişti.

Türkiye'ye ilk yabancı antrenörler 1924 Paris Olimpiyatları'na sporcularımızı hazırlamak için bu dönemde getirildi.

Futbol takımımız İskoç Billy Hunter, güreşçilerimiz Macar Raul Peter, atletlerimiz de ABD'den getirilen Tobins ile çalışma olanağı buldular.

Billy Hunter'e 1924 Paris Olimpiyat Oyunları sonrası 500 lira ikramiye verildi (TİCİ genel hesap raporu 1925, sayfa: 68,71,72 ve73)

Selim Sırrı Tarcan'ın sporculuğu:

Selim Sırrı Bey sadece iyi bir jimnastikçi değil komple bir sporcu idi. Yaptığı sporlar boks, güreş, eskrim, bisiklet, atletizm, halter, tenis hatta futbol ve basketbol olarak da özetlenebilir. Selim Sırrı Bey bazı becerilerini halkın önünde de sergilemişti.

8 Eylül 1908 günü Tepebaşı bahçesinde yapılan bir müsamere sırasında Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden mösyö Jourry ile boks, İngiliz Mr. Jones ile alafranga güreş, İtalyan Sertori ile eskrim gösterileri yapmıştı. Anılarında 1906 ve 1907 yıllarında Beyoğlu'ndaki Skating Palace ve Winter Palace salonlarında çeşitli boks maçlarına çıktığını belirtir ama sonuçlar hakkında bir bilgi vermez. Yaz aylarında tatil günleri komşusu Lütfü Bey'le bisikletlerine atlayıp Büyükada çevresinde 30 km'lik turlarda yarıştıklarını da anılarında yazmıştır.

Selim Sırrı Tarcan'ı en çok üzen olay:

Tarcan, İzmir'de verdiği bir konferansta, yöneticileri sporculardaki amatörlük ruhunu öldürmek, sporcuları da kendilerini profesyonelliğe kaptırmakla eleştirince büyük tepki gördü. Hatta TİCİ'nin 1926 Ekim ayı başında Ankara'da yaptığı 3. toplantıda şu karar alındı:

"İzmir'de verdiği bir konferansta sporculuğu ve sporcuları küçük düşürücü sözler sarf eden Selim Sırrı Bey'in kınanmasına ilişkin, Askeri Spor Teşkilatı temsilcilerinden Cevat Sefa Bey tarafından verilen önergenin kabulüne karar verilmiştir"

Çok ağırına giden bu karardan sonra Selim Sırrı Bey, kurucusu olduğu Türkiye Olimpiyat Komitesi'nin toplantılarına katılmamaya başladı. Kendisine vaki ısrarlı bütün davetlere rağmen toplantılara gelmemesi karşısında tüzük gereği 1927 yılı başından itibaren "izinli" sayıldı.

Uhdesinde bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin Türkiye temsilciği görevine 1930 yılına kadar devam etti. 4 Mart 1933'te Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki görevlerinden emekliye ayrılan Tarcan 1935-46 yılları arasında Ordu milletvekilliği yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki görevi sona erdikten sonra İstanbul Teşvikiye'deki evinde sakin bir yaşama döndü.

Görevleri süresince kitaplar, makaleler yazmayı, konferanslar vermeyi sürdüren Tarcan'ın hemen hepsi spor ve beden eğitimi üzerine yazılmış 22 bin 624 sayfa tutan 58 kitabı, çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış bin 80 sayfa tutan 2 bin 520 makalesi bulunuyor. Bin 520 konferans veren Selim Sırrı Tarcan'ın, radyo sohbetleri de 3 cilt halinde yayınlandı. 25 Mart 1949 günü yapılan 75. yaş jübile töreninde İsveç Beden Terbiyesi Teşkilatı tarafından gönderilen altın madalya, İsveçliler'in, "İsveç jimnastiğini" Türkiye'ye getirip bütün yurda yayan Selim Sırrı Tarcan'a karşı duydukları saygı ve şükranın ifadesidir.

Rahmetli ünlü spor tarihi yazarımız Cem Atabeyoğlu ile yaptığı sohbetlerde sık ve ısrarla tekrarladığı "Az nüfusa sahibiz, bunun için de çok yaşamamız lazım. Çok yaşamak için de çok spor yapmalıyız" sözü Türk milletine bir nasihat ve vasiyeti sayılmalıdır. Üstat Selim Sırrı Tarcan, 2 Mart 1956 Cumartesi akşamı Teşvikiye'deki evinde akşam yemeği sırasında sofra başında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumduğunda 83 yaşında idi. 1874 yılının mart ayında geldiği fani dünyadan, arkasından birçok güzellik ve mücadeleler bırakarak yine bir mart günü sessizce göçüp gitti.

Nur içinde yatsın...

Kaynaklar:

1-Spor Âlemi Dergisi, 15.8.1922, sayı:60, sayfa:5,

2-TİCİ genel hesap raporu 1925, sayfa: 68, 71, 72 ve 73

3-Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin 90. yılı, yayına hazırlayan: İMV-SAM (İstanbul Mülkiyeliler Vakfı Sosyal Araştırmalar Merkezi) Ekim 1997,

4-Olimpiyat Oyunları'nın 100.yılında Türkiye (yayına hazırlayan: Cem Atabeyoğlu yönetimindeki TMOK Bilgi Birikim Merkezi, 1. basım, Kasım 1997

5-TMOK'nin 100 yılı: 1908-2008, Derleyen: Altuğ İstanbulluoğlu, 1. baskı, Ekim 2008,

6-"Kurucumuz Selim Sırrı Tarcan" (Derleyen: Cem Atabeyoğlu yönetimindeki TMOK Bilgi Birikim Merkezi) Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Yayınları: 3, birinci baskı, Temmuz 2000. 

7-Spor tarihimizde ilkler (Atlas Tarih Dergisi özel sayı, sayı: 38/2016, 

8-Atabeyoğlu Cem "Türk Spor Tarihi Ansiklopedisi" İstanbul, 1991. 9- " Olimpik hareket" 1. basım, 1985, 2.basım, 1988.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.