Hava Durumu

ÖMER BESİM KOŞALAY VE 'KIRMIZI EŞOFMAN'IN HİKÂYESİ

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2020 06:00

(Doğum:1898- Vefat:11 Kasım 1956, 59 yaşında)

Ölümünün 64. yılında, mezarından büstü çalınan ilk Türk atleti, kendine özgü yaşam biçimi ile Türk atletizminin "Rekorlar Rekortmeni ve "1" numaralı ismiydi Ömer Besim Koşalay.

Bu günden tam 122 yıl önce İstanbul'un köklü semtlerinden Aksaray'ın mütevazı bir ahşap evinde sütlü kahverengi bir çocuk dünyaya geldi. Adını Besim Ömer koydular. Gürbüz ve sağlıklı bir çocuktu ama geçirdiği ateşli bir hastalık sonucu ancak 6 yaşında yürüyebildi.

Delikanlılık çağında spora gönlünü kaptırdı. Süt kardeşi Sadullah Çiftçioğlu ile Aksaray'daki evlerinin bir odasına minder döşeyip güreş tutmaya başladılar.

Besim Ömer 4 sene güreşle uğraştı, 1917 yılında 52 kiloda İstanbul şampiyonu oldu.

Ardından futbola merak sardı. İlk kulübü Vefa İdmanyurdu idi.

1922-23 sezonunda Galatasaray kulübüne geçti. Sarı-kırmızılı kulübün şampiyon futbol takımlarında sol açık olarak yer aldı. 1922 yılında atletizme merak sardı. Atletizmde Türkiye'nin gelmiş geçmiş "en büyük atleti" olarak ölümsüz bir isim yaptı.

1922 yılından 1935'e kadar tam 13 yıl atletizm pistlerinde 'taçsız bir kral' olarak hüküm sürdü. 13 yılda 6 branşta 29 Türkiye rekoru kırdı.

Not: Bu 29 rekorun altısını 400 metrede, altısını 800 metrede, beşini bin 500 metrede, dördünü 4x400 metre bayrakta, üçünü 4x100 metre bayrakta, ikisini Balkan bayrakta kırmıştır.

***

29 rekorun 24'ünü Galatasaray, birini İstanbul karması, dördünü de milli takım forması ile yenilemiştir.

Kırdığı Türkiye rekorları:

1922: 1500 metre 4.47.6, 5.8.1922 (GS),

1923: 400 metre 57.8, 25.5.1923 (GS) ve 57.2, 28.9.1923 (GS),

800 metre 2.14.4 28.9.1923 (GS),

1500 metre 4.44.4, 25.5.1923, (GS) 4.28.2, 10.8.1923 (GS), 4.27.4, 28.9.1923 (GS),

4x400 metre bayrak, 3.55.2 (GS takımı: Unvan Tayfuroğlu, Nejat Kadri Aytaman, Ömer Besim Koşalay, Rauf Hasağası)

1924: 800 metre, 2.08.2 (GS), 30.5.1924,

1925: 400 metre, 54.0 (GS), 24.7.1925, 53.4 (GS) 28.8.1925,

1926: 400 metre, 53.1 (GS) 8.10.1926,

800 metre 2.06.6 (GS) 8.10.1926, 2.01.0 (GS) 22.10.1926,

4x100 metre bayrak, 48.2 (GS takımı: Şinasi Şahingiray, Ömer Besim Koşalay, Rauf Hasağası, Enis Dinç),

1927: 800 metre, 2.00.4 (GS) 27.5.1927,

1500 metre, 4.16.0 (GS), 27.5.1927,

4x100 metre bayrak, 47.1 (GS takımı: Semih Türkdoğan, Şinasi Şahingiray, Enis Dinç, Ömer Besim Koşalay) 27.5.1927,

4x400 metre bayrak, 3.42.4 (GS takımı: Cezmi Şahingiray, Haydar Aşar, Sami Münci, Ömer Besim Koşalay) 27.5.1927,

1928: 400 metre, 51.6 (GS) 30.9.1928 (Türkiye'de 400 metre ilk defa 52 saniyenin altında koşuldu),

800 metre, 1.59.6 (GS), 8.6.1928 (Türkiye'de 800 metre ilk defa 2 dakikanın altında koşuldu),

1930: Balkan bayrak, 3.37.2 (Milli takım: Ömer Besim Koşalay, Ziya Atlet, M. Ali Aybar, Semih Türkdoğan),

1932: 4x400 metre bayrak: 3.42.4 (GS takımı: M. Ali Aybar, Vasıf Çetiner, Sami Münci, Ömer Besim Koşalay)

4x400 metre bayrak: 3.40.2 (Milli takım: Vahap Özaltay, M. Ali Aybar, Ragıp, Ömer Besim Koşalay),

Balkan bayrak: 3.35.0 (Milli takım: Ömer Besim Koşalay, Ragıp, M. Ali Aybar, Semih Türkdoğan),

1933: 4x400 metre bayrak: 3.39.6 (GS takımı: Sami Münci, Haydar Aşar, Ömer Besim Koşalay, M. Ali Aybar)

1935: 4x400 metre bayrak: 3.38.6 21-29 Eylül 1935, 6. Balkan Oyunları, İstanbul (Milli Takım: Cemal Venç, Mufahham, Ömer Besim Koşalay, M. Ali Aybar)

Not: Arşivlerde İstanbul belleği, Taha Toros arşivi rekor kıran takımdan Cemal Venç'in 8.10.1944 tarihli bir portre:

Ömer Besim Koşalay başlıklı yazısı:

Onu ilk defa yirmi sene evvel Union kulüpte gördüm. Sarı kırmızı eşofmanı ile gözüme ilk ilişen o olmuştu. Kendisini yakından görebilmek için sokuldum. Orta boylu, esmer tenli, kıvırcık saçlı, güler yüzlü idi. Arkadaşları ile tatlı tatlı konuşuyordu. Besim diye çağırdılar. Demek gazetelerde ismini okuduğumuz meşhur 400, 800, bin 500 metre rekortmeni Besim bu adamdı. Müsabakalar başladı, sıra onun koşusuna gelmişti. Hep önde gitti ve kazandı. Onu daha fazla sevmiştim. O haftadan sonra Union kulübün müdavimlerinden oldum. Onu kaptan diye çağırıyorlardı. Bende de koşuya karşı büyük bir heves uyanmıştı.

Aradan seneler geçti. İdmanlara başlamıştım, kaptanla yan yana koşuyordum, ahbap olduk. Kronometre ve çelik ölçünün ne olduğunu ondan öğrendim. Kendisini ve birkaç arkadaşını Burgaz adasına yemeğe davet ettim, evvela plaja gittik. Karada o kadar seri olan kaptan denizde maalesef kaptanlıktan istifa etmeye mecbur kaldı. Çünkü  bir ayağını yerden kesmeden yüzemiyor ancak lüzumsuz çabalamalar yapıyordu.

1935'te Balkan Oyunları'nda 4x400 metre bayrak yarışında aynı takımda koştuk ve Türkiye rekorunu kırdık. O seneden sonra da çok sevdiği kömür pisti terk etti.

1936 Berlin Olimpiyatı'na kendi imkanları ile gazeteci olarak gitti. 1938 Belgrat Balkan Oyunları'nı da gazeteci kimliği ile izledi. Kaptanın seyahatlerini hatırlayabilmek için doğrusu bir ajandaya ihtiyaç vardır. Piposunu çok sever, İngiliz tütünlerine bayılır. O kadar ki tütün almak için her sene Londra'ya gider ve hazır gitmişken de Kral Kupası maçını da seyretmeden dönmez. Onun için Londra'ya gitmek, Kadıköy'e gitmekten daha kolaydır. Londra'nın sisli havasına alıştığı için İstanbul'un havası yaramamaktadır.

Yazın çok sıcak olursa kaptanı göremezsiniz, güreş kafilesi ile şimal turnesine gitmiştir. Hele İnhisarlar İdaresi birayı iyi çekmezse kaptan çok kızar. Dünyanın en iyi birasını gider, yerinden içer. Mesleği gazeteciliktir, kalemine tutulan kendini zor kurtarır. Harbin bitmesi için gece gündüz dua eder. Çünkü birinci dublesini Berlin'de, ikinci dublesini Paris'te içip Londra'da sızmak en büyük hayalidir."

Cemal Venç

****

1922 yılından 1935'e kadar 13 yıl pistlerimizde bir "kral" olarak hüküm sürdü. Bu süre içinde 28.9.1923 günü aynı gün içinde 400 metre, 800 metre, 1500 metre  ve 4x400 metre bayrak olmak üzere 4 Türkiye rekoru kırdı. Aynı başarıyı 27.5.1927'de 800 metre, bin 500 metre, 4x100 metre bayrak yarışında 2 defa 47.2 ve 47.0 saniyelerle aynı takımla bir gün içinde 4 Türkiye rekorunu kırma mucizesini bir kere daha gerçekleştirdi. (GS takımı: Semih Türkdoğan, Şinasi Şahingiray, Enis Dinç, Ömer Besim Koşalay).

8.10.1926'da da 400 metre, 800 metre ve 4x100 metre bayrakta (GS takımı: Şinasi Şahingiray, Ömer Besim Koşalay, Rauf Hasağası, Enis Dinç) yine aynı gün içinde 3 Türkiye rekorunu da dağarcığına sıkıştırmış bir mucize atletti.

Not: Biraz koşan ve atletizm yapan ya da elit sporcu olarak atletizm yapan her sporcu, aynı günde bir yarıştan çıkıp bir yarışa giren ve hepsinde Türkiye rekoru kıran bir adamın ancak biyonik bir Süpermen olduğunu takdir edecektir. Bu nedenle Ömer Besim Koşalay bir 'rekorlar rekortmenidir.' Herhalde türünün ilk ve son şampiyonudur.

****

Ondan önce de böyle bir atlet yoktu ondan sonra da olacağını sanmıyorum. Başarılı atletizm hayatı boyunca 1924 Atina ve 1928 Amsterdam Olimpiyatları'nda Ay Yıldızlı formayı giydi. 1930'dan 1935 yılına kadar tüm Balkan Oyunları'nda Milli Takım'ın kaptanlığını yaptı. Atletizm hayatı boyunca 14 kere İstanbul ve 10 kere Türkiye şampiyonluğu kazandı. 1928 Olimpiyatları'nda 800 metre seçmelerinde Ömer Besim, İngiliz atlet Douglas Lowe ile yarışırken, rakibi çivili ayakkabısı ile sözde yanlışlıkla(!)ayağına basınca yarışı terk etmek zorunda kaldı. O dönemde 'Koşalay sakatlanmasa altın madalyayı kesin alırdı' diye hakkında konuşuldu ve yazıldı. İngiliz atlet Lowe finalde 800 metrede olimpiyat şampiyonu oldu. Koşalay 'Ülkemi temsil ederken yaralandım. Bu onur bana yeter" dediyse de bu olayı uzun süre unutamamış olacak ki iyileşirken ayağındaki yaranın kabuklarını bir kibrit kutusunda uzun süre saklamış. 1933 yılında spor yazarlığına başladı. 23 sene kalemi ile bütün ömrünü verdiği Türk sporuna katkıda bulunmaya devam etti.

***

1935 yılından sonra GS kulübünde amatör şubeler başkaptanlığı yaptı, yönetim kurullarında görev aldı. Spor teşkilatının Cağaloğlu'ndaki binasında çalıştığı yıllarda kendisine gelen mektuplar o civarda oturan ünlü hekim Besim Ömer Paşa'nın mektupları ile karışmaya başlamış. Bir gün yanlışlıkla kendisine gelen Paşa'ya ait mektupları sahibine götürdüğünde 'Paşam bu karışıklığa bir son vermek doğru olacak. Müsaade ederseniz ben ismimi Besim Ömer yerine Ömer Besim yapayım" demiş ve adını Ömer Besim'e çevirmişti.

Soyadı Kanunu çıktığı zaman kendisine soyadı olarak "Duralay" soyadını almıştı. O günlerde Kazım Özalp Paşa, kendisine ne soyadı aldığını sorduğunda da "Duralay paşam" cevabını vermişti. Paşa kaşlarını hafifçe çatarak "Alay durmaz Besim alay koşar" deyince hemen yerinden fırlayan ünlü şampiyon "Emredersiniz paşam, ben de hemen soyadımı Koşalay yaparım" diyerek aynı gün gerekli tashihi yaptırıp  "Koşalay" soyadını almıştı.

Bu isim altında yaşadı ve 'Ömer Besim Koşalay' adını ömrünün sonuna kadar onurla taşıdı.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.