Hava Durumu

Apartman çocuğu!

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2018 06:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2018 06:33

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Şehircilik Günü toplantısında yaptığı konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu:

"Buna dikkat! Biz kendi arkadaşlarımıza söylüyoruz. Diyoruz ki dikey mimari yok yatay mimari..."

Keşke bu açıklamayı bizim meşhur Doğanbey TOKİ'ler yapılmadan önce sarf etseydi Erdoğan. Şimdi Bursalılar olarak büyük bir derdimiz ortadan kalkmış olurdu. Yıksan dert, tıraşlasan dert,  aynı şekilde devam ettirsen yine dert. Dertliyiz çok her açıdan anlayacağınız!..

Dikey mimari en çok bu şehri vurdu. Çin Seddi nasıl uzaydan görünüyorsa, neredeyse bizim TOKİ'ler de görünecek. Astronotlar birbirini dürtükleyip gösterecek. Tabii biraz abarttım. Farkındayım sayın okur...

'Dikey mi yatay mı yapalım?' mimari tartışmasına objektif olarak yaklaşırsak...

New York ve gökdelenlerine bakınca pek hoşumuza gidiyor. Heybetli duruyor. Öyle değil mi? Bizim memlekete dönünceyse gökdelenlere burun kıvırıyoruz. Tuhaf kaçıyor haliyle davranış şeklimiz. İş merkezleri için özel gökdelen bölgelerine karşı değilim. Pek havalı oluyor. Ahaliye caka satmak isteyenler bu tip göksel plazalara hayli para bastırıyor. Parasıyla otuzuncu katın havasını çekiyor ciğerlerine, sonra da havasını basıyor biz fakirlere...

 O gökdelende. Biz yer seviyesinde... Olacak o kadar... Aramızda rakım ve rakam (parasal) fark var... Gökdelen olmak zorunda... Sürekli yataya gidersek gün gelir toprak biter. Hacimden faydalanmak zorundayız. Dikine de gitmek şart arada...

5 kez yatay gidiyorsak, 1 kere de dikine gidebiliriz. 5'e 1 oranı fena değil. Tabii dikeyleri dikeceğimiz yer özenle seçilmeli.

2-3 katlı binaların bulunduğu yerin ortasına 5 tane 30 katlı bina diktiğinizde garip bir manzara oluşuyor. Çok katlı binaların hemen yanında oturanların evleri köpek kulübesi misali kalıyor. 30 katlı yerde oturanlar, hemen yanında 2 katlı binada yaşamaya çalışanlar... Minnak kalıyor evleri. Sanki büyük binanın tuvaleti gibi... Son derece moral bozucu...

O yüzden diyorum, yüksek binaları dikeceğimiz yeri seçerken özen gösterelim diye... Kendi insanımızı rencide etmemek gerek.

Bilmem hatırlar mısınız? Çocukluğumuzda apartmanlar ilk çıktığında çocuklar "Ne diyorsun len apartman çocuğu" derlerdi sokak tartışmalarında... Apartmanda oturanlar, parayı bulup eski komşularından ayrılanlardı. O yüzden gıcık alırdı mahalle çocukları.

Mahalle çocukları - apartman çocuğuna karşı gibi bir durum vardı. Sokak çocukları kir pas içinde, hayatın içinden, apartman çocukları ise temiz ve bakımlıydı... En azından mahalle çocuklarının gözünde öylelerdi. Kavga etmezlerdi apartman çocukları. Hemen annelerine babalarına şikâyet ederlerdi.

Günümüzdeyse herkes apartman çocuğu neredeyse... Onları ezenlerse bu defa site çocukları... Bir üst kademedeyse müstakil villa çocukları bulunuyor.

Çağ değiştikçe gıcık olunan kitle değişiyor yani...

Dikey yapılaşmayı engellersek apartman çocuklarını da korumuş olacağız...

Öte yandan günümüzde bilgisayarın başından kalkmayan, bakkaldan 2 ekmek almayı beceremeyen, okula servisle gidip gelen, hayatı tadamamış çocuklarımıza ne çocuğu diyeceğiz?

Bu da ayrı bir yazı konusu!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.