Hava Durumu

Derdini CİMER'e anlat!

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2019 06:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2019 06:09

CİMER yani Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne 3 milyona yakın şikâyet gelmiş. İnanılır gibi değil! 25 kişinin çalıştığı merkez hepsine dönüş sağlamış neredeyse. Hakikaten tebrik etmek gerek. 25 kişiyle 3 milyon başvuruyu incelemek az buz bir iş değil.

Peki, neden bu denli çok şikâyetler? Öncelikle Başbakanlık kaldırılınca BİMER yani Başbakanlık İletişim Merkezi de bitti. Oysa Başbakanlık'a da soruluyordu önceden. Hem BİMER hem CİMER vardı bir zamanlar. Artık BİMER'in yerinde yeller esiyor.

Başbakanlık İletişim Merkezi'nin şikâyetleri de CİMER'in üzerine bindi sistem değişince... Şikâyetlere CİMER'de dönüş yapıldığından ahalinin hoşuna gitti. İşlevsel bulundu. Tüketici şikâyetleri bile artık CİMER'e yapılıyor...

Patatese zam yapmış market mi gördün? Çek fotosunu at CİMER'e...

Dolar fırladığında yapılan zam, dolar düştüğünde aynı oranda geriye alınmadı mı? Hemen yolla CİMER'e...

Hatta sosyal medyada hoşuna gitmeyen bir yorumla karşılaşan da olayı CİMER'e intikal ettiriyor. Geçen gördüm. Beşiktaş taraftarı Burak Yılmaz transferi sonrasında ikiye ayrıldı hatırlarsanız. Çarşı grubu daha önceki tezahüratlarının arkasında durduklarını belirtip "Hırsız Burak" söyleminin halen geçerli olduğunu bildirdi.

Bir grup BJK taraftarı da Bursaspor'a attığı gollerden sonra "Hırsız diye bağırdık ama artık unutalım. Sonuçta takıma faydalı bir topçu" hallerine girince iki taraf birbirine girdi. Buraksever bir BJK'lının "Sizi CİMER'e şikâyet edeceğim. Umarım sosyal medyanız kapanır" yorumunu okurken yerimden zıpladım.

Burak Yılmaz'ın BJK taraftarı tarafından kabul görüp görmeme meselesi bile CİMER'e intikal etti. Artık merkezde çalışan 25 kişiden hangisine piyango vurduysa bilemiyorum. Garibim gitti sosyal medya üzerinde Burak'a yapılan eleştirilerin dozajını araştırdı. Olayı açıklığa kavuşturdu.

Yani CİMER aslında tehditkâr cümlelerin de odağında yer buluyor son zamanlarda... Bir memurla arasında geçen şu diyaloğu aktardı bir arkadaşı:

  • Yalan söylüyorsunuz. Burası devlet dairesi. Öyle bir olay yok.
  • Bana yalancı diyemezsiniz. Elimizde e-postalar var. Hepsi açıkça görülüyor.
  • Bir devlet memuru olarak görüyorum ki e-postalar montaj!
  • İftira atmak ciddi suçtur! Sizi şikâyet ederim!
  • Beni CİMER'e şikâyet etmekle tehdit mi ediyorsun? Cumhurbaşkanı'nı mı kullanıyorsun? Ben şimdi seni CİMER'e şikâyet ediyorum! Gör bak neler oluyor!

Oysa devlet memuruyla tartışanın ağzından CİMER kelimesi hiç çıkmamış durumda fark ettiyseniz. "Şikâyet ediyorum" denilince memurun aklına CİMER gelmiş anında... Ben şikâyet edilmeden asıl şikâyet eden ben olayım demiş... Erken şikâyet eden kazanır misali...

Tuhaf ötesi bir olay...

Oysa aslolan şikâyet edilen kurumların CİMER'in devreye girmesine gerek kalmadan sıkıntıları çözmesi. "Şöyle bir olay varmış, çözün bakalım" diye yazı gelmeden sorunlar çözülemez mi?

İşte bunu becerdiğimiz zaman kalkınmışızdır...

Yoksa böyle birbirimizi ispiyonlayarak nereye kadar gideriz arkadaş?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.