Hava Durumu

Gündeme dair yaklaşımlar

Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2021 06:00

Memleketimiz sürekli zaman kaybediyor... Sürekli kısır tartışmalara enerji harcıyor...

El âlem uzayda madencilik yapıyor biz yıllar önce hallettiğimiz "türban" tartışmasını yeniden alevlendirdik!

"Hâkimde türban olunca hakkaniyetli karar verir mi?" diye bir başladık... 4 gündür hızımızı alamadık. Devam ediyoruz tartışmaya...

CHP'de yer alan türbanlıların "kenar süsü" olduğuna dair söylemleri dahi duyduk!..

Oysa gerçekten samimi olanların vaziyetten memnun olması gerekli...

Hâkimlerin objektif karar vermelerine gelince... Vicdanın her hâkimde ağır basacağı kanaatineydim... Verdiği kararın ardından vicdanıyla baş başa kaldığında sıkıntı yoksa! Kimseyi peşinen töhmet altında bırakmaya kimsenin hakkı yok!..

Delile dayanmayan, sadece türbana bakarak niyet okumak çok büyük zarar memlekete...

Bırakalım 15 yıl öncesinin tartışmalarını! Elin adamı bize teknolojide fark atarken bunları unutalım lütfen...

Gerçek gündeme dönelim!..

XXX

Öte yandan hâlâ yönetim sistemimizi dahi belirlemiş değiliz...

Muhalefet "güçlendirilmiş parlamenter sistemi getireceğiz" derken iktidar "Başkanlık sisteminin başarısız olduğu hakkında karar vermek için çok erken" havasında...

"Nedir bu güçlendirilmiş parlamenter sistem? Anlamsız, altı boş" diye de muhalefete eleştiri oklarını gönderiyorlar.

Milletvekilleri bol bol ıspanak yiyerek güçlenecek, böylece güçlendirilmiş parlamenter sistem kurulacak... Böyle midir?

"Güçlendirilmiş parlamenter sistem" tuhaf gelebilir ancak "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" de ilk duyduğunuzda tuhaf gelmedi mi?

Seçmen ürkmesin diye "Başkanlık sistemi değil! Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi!.." denilmedi mi? Buna yazan bazı gazeteler şimdi "Başkan" diye kullanmıyorlar mı haberlerinde?

Zaten başkanlık sistemi sonrasında çıkması gereken yüzlerce kanun da halen çıkmadı. Yani şu an tam olarak hiçbir sistemde değiliz! Hiçbir sistemin hakkını tam olarak veremedik. Arada bir sistemdeyiz.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş için öncelikle başkanlık sisteminde kazanmak şart. Diyelim ki Millet İttifakı kazandı ve başkanlığı elde etti. Sonrasındaysa "Aslında bu sistem de denenebilir. Gayet kullanışlı olabilir" diyerek geri adım attılar...

İşte o zaman ahali "Muhalefet de memleketi yönetmeye ehil hale gelmiş. İşi öğrenmişler" diyerek takdir eder...

Bu da ihtimal dâhilinde...

2 ihtimalli maçın sonucunu merakla beklemekteyiz...

XXX

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri atanan yeni rektöre büyük tepki gösterdi. Polis eylemci öğrencilere müdahale etti. Akademisyenler de devir teslim töreninde rektörlük binasına sırtlarını dönerek tarihi bir görüntüye imza attı.

Üniversitelerin özerk olmasını isteyip YÖK'ü eleştirmek bizde yıllardır devam eder. Lakin YÖK'ü eleştirenler iktidara geldiğinde hiç eleştirmemiş gibi davranmayı tercih ettiler!

Güya darbelere karşıyız ancak 12 Eylül döneminden Kenan Evren'in Türkiye'ye armağanı YÖK dimdik ayakta duruyor. Tam 40 yıldır!

Madem herkes sandığa saygılıdır... Her parti "Sandık ne derse o" diye söyleme sahiptir...

Üniversitelerin kendi rektörlerini seçimle belirlemesine neden izin vermiyoruz?

18 yaşındaki genç oy vererek memleket yönetimini belirliyor ancak kendi üniversitesini yönetecek kişide hiç söz hakkı yok! Hani gençliğe güveniyorduk?

Keza akademisyenler de taca çıkarılıyor...

Sonra da "Neden dünyada en iyi üniversiteler sıralamasına giremiyoruz?" diye hayıflanıyoruz!

Pek komiğiz vesselam!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.