IMF - muhalefet görüşme kayıtları

Uluslararası Para Fonu yani IMF muhalefet partileriyle görüştü bizim çarşı karıştı.

IMF heyeti muhalefet ile ne görüşmüş olabilirdi? Nasıl bir diyalog geçmişti? Sıcak mı soğuk mu cereyan etti temaslar?

İşte tüm sorular bugün yanıt buluyor. Buyurun gizli kapaklı geçen diyaloğun kayıtlarına:

- Hello sonunda görüşebildik.

- Hoş geldiniz ama görüşmeyi gizli tutmasaydık keşke. İktidar kızacak şimdi.

- Yönetim kurulumuz gizli tutulmasını istedi. Başkanımızın özel ricası...

- Tamam peki. Herhalde muhalefetin iktidara geleceğini tahmin ediyorsunuz. Havayı kokladınız. O yüzden görüşmek istediniz.

-No no no! Yani tabii yes iktidar olabilirsiniz bir gün. Onu biz bilemeyiz. Tahmin de edemeyiz. Bizim işimiz money. Napolyon'un dediği gibi. Para para para!

- Bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı. İşte o genç Kemal Kılıçdaroğlu'ydu... Bizi paranızla satın almaya hiç uğraşmayın! CHP satılık değildir. İyi Parti de değildir. Hadi başka kapıya.

- No no no! Yine yanlış tahmin. Buraya gelme sebebimiz borç meselesi.

-IMF'ye borcumuzu ödedik sanıyorduk. Demek bitmemiş. Tüyü bitmedik yetimin hakkını yemekten bıkmadınız. Dünyanın faizi ödendi yahu! Faizin faizini mi istiyorsunuz? Bizim bankalar gibi sonradan ekstreden kalan 3 TL borç mu çıkardınız? Faizi artı icra masrafıyla 500 milyon dolar mı oldu? Yuh olsun!

- Hayır no no! Kendi borcumuz için geldik.

-Nasıl yani? Hani borcunuzu kapattıktan sonra bize 2 milyar dolar borç verdiniz ya... O dönem çok sıkışıktık... Sağ olsun yardım etti sizin iktidar.

- Eee??

- Şimdi de siz sıkışıksınız. Görüyoruz ekonominizi. Borcumuzu ödeyelim diye istiyoruz ama kimse kabul etmiyor. Siz Türkler ne cömert insanlarsınız! O para bizden size hediyeydi. 'Dün sen bana, bugün ben sana' diyor sizin bakanlar. 'Vallahi de almayız' diyorlar.

- Biz ne yapabiliriz?

- Kasamızdaki bu 2 milyar dolar fazla bizi çok rahatsız ediyor. Ne olur konuşun başkanınızla da ödemeyi kabul etsin. Yarın sıkışırsak yine isteriz. Bizim olsun ama sizin kasada dursun. Ölümlü dünya. Gidersek ülke hakkı üzerimizde olmasın.

- Peki, biz ne yapalım?

- Biraz muhalefet yapın. 'Tank palet fabrikasını kurtarmak için alın bu parayı' falan diye konuşun. 'Bir Osmangazi Köprüsü daha yapalım' diyin. Siz eleştirirseniz belki kabul ederler.

- Tamam. Grup toplantısında ele alabilir miyiz bir bakalım.

- Çok teşekkürler. Bu parayı geri alın ve gelecekte -olmaz ya- ihtiyaç olursa da nasıl diyorsunuz... 'My shop is yours... Dükkân senin...' her zaman bekleriz...

- Ok bye!

- Kayıt dışı söylüyorum. Kıskanıyoruz sizi...