Hava Durumu

Koronavirüste 'birinci' dalga

Yazının Giriş Tarihi: 17.06.2020 06:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.06.2020 06:05

Herkes "Acaba ikinci dalga kışın gelir mi?" diye hallere giriyor lakin daha ilk dalgayı hayırlısıyla uğurlamadık ki!

İkinci dalgayı bırak birincisine bak...

Salgında herkes bol bol dizi izledi. O yüzden kolay kavranacak 'dizi' dilinden anlatalım.

Birinci dalga yani birinci sezonun ilk bölümünü hayırlısıyla atlatacak gibi olmuştuk lakin ikinci bölüm beklemediğimiz şekilde acı geldi. Acı geçmeye de devam ediyor. Ağlamaklıyız hepimiz...

İlk sezonun kaç bölüm süreceğini de kimse kestiremiyor.

Dizinin baş aktörleri olan sağlık personeli bitkin durumda. İki sezon arası kısa olursa ya da hiç ara olmazsa halleri bitik! Aktörleri o zaman ara ki bulasın!..

Sağlık Bakanlığı, zorluğu tespit ettiğinden sadece İstanbul'a 3 binden fazla sağlık aktörü alımı yönünde karar verdi.

İkinci dalgaya yani olası ikinci sezona hazırlanıyor Sağlık Bakanlığı...

Bir kısım duyarlı vatandaş da aynen tedbirlere uyum gösteriyor ve ikinci sezon gösterime girmesin diye uğraşıyor.

Ancak bir kısım vatandaş ise 'Dizi film hiç tutmadı ve o yüzden yayından kaldırıldı' gibi davranıyor.

Oysa onlar izlese de izlemese de dizi yayında. Ve sizi de içine sürükleyecek nitelikte. Bir bakmışsınız filmin parçası oluvermişsiniz ey millet!

İlgili dizi görülmedik şekilde interaktif. İzleyicisini kendine dâhil ediveriyor.

'Maskeli Süvari' misali gezmezseniz 'İngiliz Hasta' misali yoğun bakımlara mahkûm olabiliyorsunuz.

Birinci sezonla dalga geçer gibi davranmayı bırakmalı acilen. Yoksa bu dizi hiç bitmeyecek.

En az 3 sezon daha sürecek... Her sezon da 5-6 bölümden oluşacak...

Herkes kumandasını aman ayağını denk alsın!..

Vaziyetimiz korku komedi-dram türünde ilerliyor...

Uyaralım bir kez daha!..

Krizde Türk davranışı

Hükümet aslında sosyologlarla ve psikologlarla birlikte çalışmalı bu dönem...

Çünkü atacağınız adımın halkta nasıl karşılık bulacağını kestirmeniz mümkün değil.

Piyasayı canlandırma adına alınan tüm tedbirler hikâye oluveriyor bizim coğrafyada...

Müteahhit elinde kalan evlerini satsın diye düşük faizli konut kredisi imkânı verildi. 400 bin TL olan evler 500 bine çıktı. Millet konut kuyruğu oluşturdu.

Otomobil piyasası hareketlensin diye yine cazip krediler getirildi, bu kez de tüm otomobillere zam geldi.

Oysa krizde tam tersi olması gerekmiyor muydu? Konutlar, araçlar aldı yürüdü. Tabii fiyat olarak...

Kredi imkânı hiç verilmeseydi daha mı iyiydi acep? 

Normal vatandaşın hayatı daha da zorlaştı şimdi. 300 bin TL'lik evde kiracı olanlar şimdi 400 bin TL'lik evlerde kiracı konumunda.

Ev sahipleri de ona göre kira talep ediyorlar haliyle. Kiracısına hiç haber vermeden evini satanlar da mevcut.

Evden çıkan kiracı mecbur daha pahalı evlerde oturmak zorunda...

Nisanda 920 bin kişi ilk kez ihtiyaç kredisi kullanmış...

Konut ve araç kredilerini de eklersek bankalara borçlu olmayan yok.

Peki, bu borç nasıl ödenecek? Koronavirüs krizi sona erecek, piyasalar düzelecek, herkes işine gücüne bakacak... Böyle böyle ödenecek...

Peki ya kriz uzarsa?

Kimse işte bunu düşünmüyor!..

Bu denli fütursuzca borçlanmak büyük risk değil midir ey ahali?

Neye güveniyorsunuz?..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.