Milli Dayanışma halleri

Korona salgını dolayısıyla elbette hem gündelik hayat hem de ekonomi hayli etkilendi.

Herkes de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Ulusa Sesleniş' konuşmasına kiltlendi.

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Biz bize yeteriz Türkiyem' sloganıyla 'Milli Dayanışma Kampanyası' başlattığını açıkladı.

Kampanya açıklanır açıklanmaz Türkiye'nin karpuz gibi ortadan ikiye bölündüğünü bir kez daha gördük!

Bir tarafta kampanyaya sorgusuz destek verenler, öte yanda 'Vergiler nereye gitti?.. Vergisini affettiğiniz büyük şirketlerden alın... Bizden zırnık çıkmaz... İhale verdiğiniz büyük şirketlerden alın' diyenler...

'Haluk Levent'in kampanyasına destek veririm daha iyi' şeklinde yaklaşanlar...

Oysa Haluk Levent de kampanyaya 30 bin TL ile katıldı. Hiçbir sıkıntılı durum yaratmadan... Farklı algılanacak bir söz söylemeden...

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da 181 bin TL (6 maaş + eşinin 13 bin TL'lik ziynet eşyası) ile kampanyaya katılan ilk isimlerden oldu.

Hakikaten çok üzücü bir durumdayız. Kimsenin kimseye güveni kalmamış. Böyle büyük bir salgında dahi bir arada olamıyoruz. Kenetlenmiyoruz... Kenetlenemiyoruz...

Bizim acilen iç barışı ve güveni tesis etmemiz şart. Hazır salgın ortamında liderler birbirine kem söz edemezken ortamı yumuşatmak şart.

Dayanışmayı böyle günlerde dahi sağlayamıyorsak vay halimize!

'Bu hale nasıl geldik?' diye de tüm siyasetçiler sorgulamalı kendilerini...

'Biz bize yeteriz' ama hangi biz? 2 tane biz oluşmuş durumda memleketimde!..

Biz ve biz...

Biz ve onlar kısacası...

Durduk yerde olmadı bu bölünme!

Salgın hallerimiz gelecek adına kaygı verici...

Uzaktan eğitim şart!

Artık eğitimin uzaktan verileceği günlere doğru gidiyoruz gibi...

Çocuklar dersi evde bilgisayar, tablet veya cep telefonundan takip etmeye alışıyor.

Sınavlar ve testler de online yapılıyor.

Geleceğin dünyasındaki eğitimin provaları yapılıyor sanki...

Keza alışveriş de tamamen internet üzerinden dönecek. İnsanlar eskisine nazaran çok daha az dışarıya çıkacak. İnternet satışları zaten artış trendindeydi, artık ivme iyice artacak.

Dünya 'Korona öncesi ve korona sonrası' diye ayrılacak.

Her ülke virüsten etkilenme durumuna göre dünya sahnesinde yeniden yerini alacak.

Süper güç ABD dahi eskisi gibi olamayacak. Yaralarını sarması için zaman gerekecek.

Korona salgınını yoğun yaşayan Çin'de ise fabrikalar yüzde 98 verimle çalışmaya başlamış. Yani bir an sendeleyen Çin şimdi bu işin en kârlısı konumunda.

Avrupa Birliği'nin birlikten ziyade bir kurtlar sofrası olduğu da kanıtlandı.

Sıcak körfez ülkeleri ise az vaka görüldüğünden güçlerinden bir şey kaybetmedi.

Artık dünya farklı bir dünya...

Belki de dünyanın kendine gelmesi için böyle bir dip görmesi gerekiyordu...

Tabii henüz dibi görmemiş de olabiliriz. Beterin beteri var. Yazın kontrol altına alınacak virüsün kışın yeniden faaliyete geçmesi ve ikinci dalgayla yayılması da ihtimal dahilinde.