Sosyal medya zararlısı

Yararı var ama zararı daha fazla...

Son dönemde bunu pek sık duyduk sosyal medya hakkında...

Herkes benzer bilgiç yorumu yapar oldu. Yararlı ama zararlı da...

Hükümetimiz sosyal medya zararlısına karşı mücadeleyi de resmen başlattı!.. Meclis'te kabul edilen tasarıyla birlikte ilk atağı yapmış oldu.

Bundan sonrasını sosyal medya ağları düşünsün!..

Elbette sosyal ağların Türkiye'de gelir vergisine tabi olmasını isteriz. Gariban esnaf dünyanın vergisini ödeyip hayatta kalma mücadelesi verirken Facebook, Twitter neden ödemesin?

Burası doğru...

Lakin ilgili şirketler de "Ben zaten ABD'de vergi veriyorum. Bir de senin ülkene ödersem çift vergi olur. Ben salak mıyım?" diyor!..

Eee o zaman onlar da haklı...

Vergi parsasını ABD topluyor. Bize bir şey düşmüyor. Oysa Türkiye'deki reklam ve tanıtım faaliyetlerinden doğan gelir vergisi burada kalmalı.

ABD global sosyal ağlardan elde ettiği vergiyi kimseyle paylaşmayacağına göre...

Ülkeler de sosyal ağları sıkıştırıp bir şeyler koparmaya çalışıyor. Olayın 'duygusal' boyutu bu.

Aslında global ölçekte internet üzerinden para kazanan tüm sosyal ağ ve e-ticaret siteleri için bir 'Dünya İnternet Vergi Dairesi' kurulmalı.

Online ortamda hizmet veren bu vergi dairesi, global internet şirketlerinin hangi ülke üzerinden ne kadar gelir elde ettiğini saptamalı. Sonrasında da ülkelere göre hakkaniyetli şekilde bir gelir vergisi dağıtımını yapmalı.

Türkiye'den Papua Yeni Gine'ye kadar hak edişler tespit edilmeli. Tahsilatlar aktarılmalı.

Kendisi de minik bir komisyon almalı bu hizmet karşılığında. Sonuçta ciddi bir çalışan sayısı lazım işleri halletmek için...

Sadece Türkiye için değil, dünya çapında bir haksızlık söz konusu...

Belki de Lahey Adalet Divanı çözebilir bu meseleyi. En üst yargı düzeyinde...

Gelelim taslaktaki diğer meselelere...

Temsilci bulundurmaktan daha kolay bir mesele yok. Ofis kiralayıp temsilci gösteriverirler.

Asıl çözüme muhtaç mesele vergi...

Bazı komik maddeler de var tasarıda:

"Kişilerin sosyal ağ sağlayıcısına başvurmaları halinde, başvurudan 48 saat içinde olumlu veya olumsuz cevap vermek zorunda kalacak."

Allah aşkına bundan kolayı var mı? Facebook isterse Türkiye'den yapılan tüm başvurulara otomatik bir olumsuz yanıt gönderiverir. Olumsuz yanıttan daha kolayı yok. Geçiniz 48 saati 2 dakika sonra bile gelebilir ilgili mesaj...

Kim düşündüyse bunu zorunluluk olarak sosyal medyayı hiç bilmiyor besbelli!

Yükümlülükleri yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcılarına 30 milyon liraya kadar da para cezası öngörülüyor.

İyi de temsilci açmamışlarsa ceza tebligatını hangi adrese nasıl yapacaksınız?

New York- Manhattan Vergi Dairesi'ne mi yazı yazacağız?

Zuckerberg'in evine icra memuru mu göndereceğiz?

Para cezasını tahsil etme kabiliyetimiz maalesef yok!

Bant genişliği daraltma vs olabilir sadece...

Gerçi onu da yazılım yöntemiyle çözebilir sosyal ağ mühendisleri.

Sosyal ağ sağlayıcısına reklam alamama cezası da verilebilecek tasarıya göre..

Bu ceza nasıl uygulanabilir onu da merak ettim. Türkiye'deki ajanslara yazı mı yazılacak? Sponsorlu gönderiler kişisel haber kaynaklarına düştüğünde şirketlere ceza mı kesilecek?

Çok tuhaf!..

Belli ki bu tasarıyı sosyal medya işleyişinden bihaber kişiler hazırlamış!

Keşke dijital ajanslardan destek alsalardı hazırlık aşamasındayken.

Daha ayakları yere basan, mantıklı bir yasa tasarısı çıkabilirdi ortaya!..

Maalesef düşünülen bazı cezaların pratikte hiçbir uygulanma şansı bulunmuyor...

Sanal alemle savaşan bugüne kadar hep kaybetti.

Akıl, mantık ve şirketlerle müzakere ederek sıkıntıları çözmeye çalışmalı.

Yoksa dünyaya rezil olmamız ihtimal dâhilinde!..