Her seçim sonrasında "Seçmen öyle dedi, böyle dedi" gibisinden yorum yapmak malumunuz adettendir. Her köşe yazarı kendi analizine göre seçmenin dediğini, verdiği mesajı kitlesine iletir.
İmamoğlu - Yıldırım seçiminden sonraysa "seçmen ne dedi?" tarzında bir şey yazmamalı bence. Çünkü seçmen bu sefer çok üst perdeden mesaj verdi. Bir şey demedi, adeta bağırdı. Fena fırçaladı!..
13 bin farkın 800 binlere çıkması başka türlü izah edilebilir mi?
Böyle demiş olmalı seçmen... Hatta sinir katsayısı da yüksek olmalı o an... Sandığa gittiğinde birilerinden hıncını çıkardı gibime geldi... O yüzden 13 bin fark 800 binlere ulaştı... Benim izahım böyle...
Ne kısıtlı seçmen, ne de YSK bu kez devreye girsin... İş karakola da intikal etmesin... Tekrar saya saya seçim kurulları da helak olmasın... Memleketin daha fazla vakti kaybolmasın... Tartışmalarla daha da gerilmeyelim...
Böyle düşünmüş olmalı seçmen ki tavrıyla seçimi 2 saatte bitirdi. Veri akışı skandalının başlamasına dahi izin vermedi. Seçim 2 saatte sona erdi. Sen sağ ben selamet...
Doğrusu bizim seçmenden korkulur. Açıkçası ben hayli ürktüm. Mevzubahis kitleyi kızdırmaya hiç gelmez... Huyuna gitmek zorundayız!..
Sessizce bu bahsi kapatayım...
Kenar köşeden "başköşeye"
Kenar köşe ilçenin belediye başkanı şimdi 16 milyonluk şehri yönetecek. Kahraman bakkal süpermarketi değil, süper market zincirini mağlup etti çünkü...
Bir tarafta Ekrem İmamoğlu, karşısındaysa Binali Yıldırım'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylu vardı...
Her adımı izlendi, her sözü didik didik edildi... Cımbızla çekilen sözlere hikâyeler yazıldı... Toplantılarına bile medya ilgi göstermedi. Hatta pazar akşamı kazandıktan sonra yaptığı konuşma bile medyada yüzde 30 oranında yayınlandı. Yani büyük bir adaletsizlik söz konusuydu.
Ve bu ortamda 800 binlik fark geldi...
Bu sonucun ardından "Kimsenin izlemediği TV kanalları, kimsenin okumadığı gazeteler" kendilerini gözden geçirmekten çok fazlasını yapmak durumundalar!..
Türkiye artık "klasik siyaset" anlayışından bıkmışken ve yeni bir yola girerken hala "klasik taraflı medya anlayışına devam" demek kendi bacağına kurşun sıkmak değil midir?
Böyle devam ederseniz 5 vakte kadar yerinizde yeller esecek...
Uyarması bizden!..