Türk'ün 'korona'yla imtihanı!

Zaten ortadan ikiye ayrılmış, kutuplaşmış bir memlekettik. Korona kriziyle birlikte daha da derinleşti kamplaşma!

Normalde böyle günlerde daha fazla birlik beraberlik içinde olunur lakin bizim memleket ekseninden kaydığı için korona günlerinde bile "Cumhur İttifakı koronacıları" ve "Millet İttifakı koronacıları" olarak bölünmüş haldeyiz.

Malumunuz ihtiyaç sahiplerine yardım toplama işi dahi krize döndü. "Sen toplayamazsın, ben toplarım" şeklinde bir kavgaya dönüştü. Çünkü kimsenin kimseye güveni bulunmuyor. Herkese karşı cenahın kampanyası "güven vermekten çok uzak" görünüyor. Herkes katakulli peşinde yani kriz günlerinde... Herkes birbirini ketenpereye getirerek krizden nemalanmaya çalışıyor. Birbirimize bakış açısı maalesef bu!..

Cumhur İttifakı koronacıları ucundan dahi olumsuzluk içeren her habere "Yalan haber, pis muhalifler" şeklinde yaklaşıyor. Kaynama seviyeleri çok düşük. Barut fıçısı gibi gezerek "Sağlık sistemimiz eskiye nazaran çok iyi, bir şey olmaz!" gibisinden hallere giriyorlar. Yalancılıkla, suçluyorlar...

Vaziyet böyle olunca Millet İttifakı Koronacıları da onlara laf yetiştirmeye çalışıyor. Birbirlerine çok acıtıcı cümleler kurmaya devam ediyorlar. Sonuçta onu dedin bunu dedin derken iş ideolojik tartışmaya dönüşüyor. Koronadan girip "Putperestlik"e kadar varıyor tartışma. İnanılmaz ama gerçek...

Hastanelerden gelen bazı olumsuz haberlere hemen zıplıyor Cumhur İttifakı koronacıları dediğim gibi...

Aslında bana kalsa Sağlık Bakanı 2 vaka varken 4 vaka diye açıklamalı ki ahali ürksün. Korksun ki dışarı çıkmasın. Yoksa havalar güzelleşiyor hafta sonu. Bire bir katarak açıklama yapmalı ki millet gezmekten vazgeçsin. Rehavete kapılmasın. Otursun oturduğu yere...

Yoksa bizimkilerin çağrılara uyacağı pek yok. Yasakların ve kuralların etrafından dolanmayı pek severiz malumunuz! Bizim ahalinin en kötü yanı da budur. Şimdi aleyhimize dönüyor bu huy maalesef. Bir bahane uydurup dışarı çıkar ve gezeriz. Kuralları pek sevmeyiz. Ta ki biri bizim aklımızı başımıza getirene kadar!..

Peki, aklımız başımıza nasıl gelir? Biraz kötü örnek görmeleri lazım kanaatimce. O yüzden vaka haberleri biraz abartılsa yeridir. Telaş yapsınlar ki evde otursunlar. Yoksa özellikle Bursa'da "Nasılsa şehirde görülen vaka sayısı az!" diyerek kendini dışarıya kolayca atıverecek vatandaş.

Bursa'da vaka sayısı az olabilir ancak yanı başımız İstanbul... En çok vakanın görüldüğü yer. İstanbul tıkanırsa Türkiye tıkanır. Orda vakalar beklenen düzeyin üstünde artarsa elbette tüm çevre iller etkilenir. O zaman Bursa'da vaka sayısının az olmasının hiçbir anlamı da kalmaz!..

Oysa önümüzdeki 14 gün çok kritik. Bilim Kurulu'nun dilinde tüy bitti bunu söylemekten. Şu 14 günü defalarca açıklandığı şekilde tedbirlere uyarak geçirirsek ne ala... Güzel güneşli günlere yelken açarız... Alınan tedbirlere uymazsak, etrafından dolanırsak 2 ay daha evde otururuz.

Bu kadar basit...

2 ay daha evde kalmamak için şimdi 14 gün dışarı çıkmayıverin. Sağlık Bakanı Koca "Herkes risk altında"  diye uyarıp duruyor. Daha ne desin?

Ali Vefa'ya harfiyen uyun yeter.