Yazar da "ürün yerleştirebilmeli"

Köşe yazarı yatak reklamı yapar mı? Etik midir değil midir? Anlı şanlı köşe yazarlarımız ilgili konu üzerine polemiğe girmiş durumdalar. Biri ötekini eleştirirken bir de baktık ki eleştiren de meğer yatak reklamının âlâsını yapmış daha önceden...

Tencere dibin kara seninki benden kara durumu hasıl olmuş yani...

"Filanca marka yatağım var. Böyle bir şey olamaz. Bir uzaktan kumandası var yatağın... Düğmelere basmaya başlıyorsunuz. Baş kısmı yükseliyor. Bu arada yorgun ayaklarınızı dinlendirmek isterseniz ayak kısmını havaya kaldıran bir düğme de var. Ama bunlar başlangıç. Asıl harika olan... Kumanda üzerindeki düğmelerle masaj başlatabiliyorsunuz."

Böyle yazmış bir meslek duayenimiz! Aslında bu tip reklamları televizyonlardaki gibi "ürün yerleştirme" formatında yapmalı. Yazı arasına serpiştirmeli. Bodoslama reklam çok tepki görüyor. Köşeciler de yazı içine ürün yerleştirirse daha şık olur!

Nasıl mı? İşte böyle:

"Sabahın sekizi... Telefon çaldı... Telaşla gözlüklerimi ararken filanca marka ortopedik yatağımdan düştüm... Güçlükle açtım son model suya dayanıklı akıllı telefonumu... Hattın diğer ucunda içişleri bakanımız... Yazımı erkenden okumuş ve anında aramış... Çok şaşırdım... Sinirliydi hayli... 'Sayın bakan sinirlenmeyin, dilerseniz öğlen yemeğinde konuşalım' dedim. Anlaşmaya vardık. Falancanın yerinde, meşhur restoranda buluştuk. Deniz ürünleri harika orada... Haftada en az 2 defa giderim. Boğaz manzaralı masayı ayırmışlar. Baktım masa da ahşap. 'Nereden aldınız?' diye sordum.  Tam da yemek masası lazımdı. Fişmanca markaymış. '6 sandalye 1 masa KDV dâhil 2 bin TL' dediler. Sudan ucuz. Hemen koştum mağazalarına. O arada bakan restorana gelmiş. Beni bulamayınca daha da sinirlenmiş. Filanca marka sinir hapını önerdim telefonda. Benim kayınvalideye iyi gelmişti... Yatıştırıcıda tek geçerim..."

"Kahvaltılı basın toplantısında belediye başkanını dinliyorum... Tam filanca marka tereyağını fişmanca marka glutensiz ekmeğe sürmüştüm ki ekonomi bakanı geldi toplantıya... 15 dakika gecikmeyle... Neden gecikmişti? Aday adaylarıyla görüşmesi vardı muhtemelen... Ona yordum... Belki de arabası bozulmuştu. Benim 4 yıl önce aldığım filanca model araba vallahi de tık demedi bugüne kadar. Bunu da belirteyim... "

"Oda başkanları öyle uzun konuştu ki kongre salonunda içim geçmiş. Afedersiniz uyumuşum. 'Kalk da yerine yat!' diye espri yaptı meslektaşlarım... Gülüştük... Hakikaten yatağımı özlemiştim. Nerenize isterseniz oranıza mutlu masaj yapan bir yatağı kim özlemez? Toplantıyı yarım bırakıp yatağıma koştum itiraf edeyim. Kongrenin kalanını sıcacık -falanca marka- yatağımın içinden fişmanca marka 127 ekran UHD TV'den takip ettim. Böylesi iyi geldi. Bu arada yüzde yüz organik pamuktan filanca marka pijamamı giymeyi de ihmal etmedim. Tavsiye ederim. Bebekler gibiydim yatakta... Tontiş tontiş..."

"Yolda yürüyorum 30 yıldır görmediğim eski bir dostla karşılaştım... Tesadüfün böylesi... Üniversitede yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi... 15 dakika konuştuk ayakta. Sayıştay'da müfettiş olmuş dostum. Sonra görüşmek üzere ayrıldık. Susamışım... Girdiğim markette "dostum" marka ayranda kampanyalı fiyat görünce öyle "Şok"a uğradım ki... Dostunla karşılaş ve Dost ayran iç... Ötekindeyse 'Arkadaş marka ayran satılıyor' dedi arkadaşlar. Nasıl dostane, arkadaş canlısı market zincirleri var bizde yahu... Sevindirik oldum. BİM bam bom yaşasın dostlar!"