Hava Durumu

Yeni partiler ve umut

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2019 06:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.11.2019 06:05

Yeni partiler geliyor malumunuz. Canlı TV yayınlarıyla ahaliye duyuruluyor. Gördüğüm kadarıyla partileri kuranlar pek umutlu. Vatandaşa da umut saçacaklar söylemleriyle... Vaziyet şudur, "Biz geldiğimizdeyse şöyle uçacağız, kaçacağız" diyecekler.  Akabinde de seçmenden kabul görecekler... Beklentileri böyle... Planları bu...

Kimsenin planına programına ses etmek gibi olmasın lakin yeni parti kuranlara kötü bir haberim var. Maalesef siyaset kurumuna ve siyasetçiye güven yerlerde sürünüyor! İktidar veya muhalefet fark etmiyor. Ahali 2020'ye girerken umudunu ve inancını iyice kaybetmiş durumda.

Eski veya yeni hiç fark etmiyor. Kimsenin siyasetçiye güveni kalmadı. Babasının hayrına siyasete gireni ara ki bulasın. Herkes biliyor ki siyasete giren beklentiyle giriyor. "Vatanı kurtaralım, memleketi kalkındıralım. Hiç de menfaatimiz olmasın" diyenlerin oranı yüzde 3 ise iyidir. Onların da zaten söylemlerine ehemmiyet veren yok.

Ha en eski parti olmuş, ha yepisyeni parti olmuş... Kimsede kalmadı geleceğe dair bir inanç... İntihar vakaları bolluk yüzünden artmış olabilir mi?

 Siyasetçi artık travma oldu insanımız açısından. "Al birini vur ötekine!" tabiri gittikçe daha popüler oluyor. Koltuğundan vazgeçmemek için gezi misali direniş yapanlar, ballı kaymaklı makamlara yapışıp bırakmayanlar gırla gidiyor... İbretle izleniyor...

Yahu "Bal tutan parmağını yalar" diye bir atasözü hangi milletin kültüründe var? "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" sözü de bizim toprakların ürünü değil mi? Hiç ilgili atasözlerine karşı gelen ve "Atalarımız böyle söylemiş ama yanlış etmişler" diyen vatan evladı çıktı mı?

Siyasetçilerimiz de atalarının dediklerini uyguladılarsa, parmak yaladılarsa devletin malını yedilerse ne diyebiliriz ki? Bal tuttular ve domuz olmak da istemediler...

Ve geldik bugünlere...

Hem dünyada hem de Türkiye'de siyasetçilere güven azalıyor. Elinde aşırı güç bulunduran siyasetçiler her ülkede daha fazla tepki çekiyor.

Artık 2000 yılı sonrası gençlik oy vereceğine ve ülkeleri şekillendireceğine göre klasik tip siyasetçilerin kendilerini ve söylemlerini gözden geçirmeleri şart ancak nerede öyle siyasetçi? "Filanca dönemde çöpler ahanda dağ gibi yığılıydı" sözü onlar için hiçbir şey ifade etmiyor misalen...

Bu ortamda iktidar partisi üye sayısını 15 milyona yükseltip gövde gösterisi yapma hedefini koymuş durumda. Güzel hoş da 30 milyon üyeniz olsa ne yazar? 30 milyon üye kesin oy demek midir?

Hepimiz biliyoruz ki vatandaş siyasi partiye üye oluyorsa işini halletmek içindir! Ya kendine iş aramaktadır ya da oğluna kızına... Ya da yardım alacaktır. Vatandaşım da işini bilir... Türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğünü idrak etmiştir ve iktidara üye kaydettirir, kendini de eşini de... Kızını da...

Yarın iktidar değişsin, oradan çıkıp ötekine gider. Ne yapsın mevzubahis düzen içinde garibim...

Yani üye sayısını artırmak yerine başka şeyler artırılmalı...

Umut artırılmalı...

Adalet artırılmalı...

Refah artırılmalı...

Siyasetçiye duyulan güven de artırılmalı...

Yoksa kalkınma ve büyüme lafları sadece sözlükte yer alan kelimeler olacak.

Acı ama realite!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.