
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'de Hamas ile varılan ateşkesi ihlal etmeye devam ettiğini söyledi. Erdoğan, "Bu süreçte İsrail'e yönelik yeterli diplomatik baskı şart" dedi.
Ziyaretleri değerlendiren Erdoğan, dış politikada Körfez ülkeleriyle ilişkilere büyük önem verdiklerini belirterek "Ülkelerle münasebetlerimizi tesis ettiğimiz üst düzey mekanizmaları ve imzaladığımız anlaşmalarla pekiştiriyoruz. Körfez'le ilişkilerimizin bir diğer boyutunu Kuveyt’in dönem başkanı olduğu Körfez İşbirliği Konseyi ile ilişkilerimiz oluşturuyor. Ziyaret ettiğimiz ülkelerin bu bağlamda, oynadıkları rol çok kıymetli" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasıyla ilgili "İsrail ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail’in ateşkese ve anlaşmaya tam uyumunu sağlama noktasında daha fazla gayret etmeleri lazım. Bu süreçte İsrail’e yönelik yeterli diplomatik baskı şart" ifadelerini kullandı.
"Lağım patladı"
Cumhurbaşkanı, "Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık affınıza sığınıyorum, lağım patladı" ifadelerini kullandı.
Türkiye olarak ateşkesin sağlanabilmesi noktasında elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hamas tarafı ateşkese riayet ediyor. Hatta bu konuda kararlı olduklarını da açıkça ifade ettiklerini belirten Erdoğan, "İsrail ise ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail’in ateşkese ve anlaşmaya tam uyumunu sağlama noktasında daha fazla gayret etmeleri lazım. Bu süreçte İsrail’e yönelik yeterli diplomatik baskı şart. Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu noktada Gazze’ye yardımların kesintisiz erişimi çok önemli. Yardımlarımızı Mısır’a sevk etmeye asla ara vermedik, vermeyiz. Devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bölgeye ulaştırdığı yardımları TIR’larla Gazze’ye gönderiyoruz. 17’nci İyilik Gemimiz geçtiğimiz günlerde El- Ariş Limanına ulaştı. Gazzeli kardeşlerimiz, İsrail’in uyguladığı insanlık dışı abluka nedeniyle, her şeye ihtiyaç duyuyorlar. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Bizler, onların ihtiyaçlarını karşılamak, Gazze’yi yeniden inşa ve ihya etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Artık laf değil, icraat zamanı. Yaptırımlarla silah satışlarının durdurulmasıyla İsrail, verdiği sözü tutmaya zorlanmalı. Bunun adımlarını da atıyoruz. Atmaya da devam edeceğiz" diye konuştu.
"Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır"
Gazze’yi hep birlikte ayağa kaldıracağız. Buna sadece Türkiye veya sadece Mısır, diğer körfez ülkeleri tek başına muktedir olabilir mi, elbette hayır. Bu, müstakil bir toplu inşa ve ihya çalışmasıdır. Bunun için de bütün duraklarımızda kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiğini söyleyen Erdoğan "Gidemediğim yerlere Dışişleri Bakanımı, İstihbarat Başkanımı, Milli Savunma Bakanımı gönderip, “görüşmeler onlar vasıtasıyla yürüsün” dedim. Bu temaslar devam ediyor. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize açık ve net bir şekilde çağrımızı yaptık. Az önce de söylediğim gibi, artık söz değil, icraat zamanı. Kuveyt’te, Katar’da, Umman’da bu konuda güçlü ve samimi bir irade, bunun yanında da vicdani bir hassasiyet gördük. Özellikle Katar, zaten bugüne kadar Filistin’e en çok destek veren ülkelerden biri. Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır. İnşallah bu sınavdan alnımızın akıyla geçecek ve kardeşlerimizin yanında en güçlü şekilde yerimizi alacağız. İsrail’in saldırıları, Gazze’nin maalesef altyapısını yerle bir etti. Şimdi burada çok ciddi hafriyat çalışmaları yapılarak, bu yıkımları kaldırmamız gerekiyor. Önce iş makinelerinin yapacağı çalışmalar, ardından altyapıya yönelik atılacak adımlar var. Gazze’de hastaneler, okullar ibadethaneler, fırınlar, bunların hepsi yerle yeksan edildi. Bunun yeniden inşası kolay bir iş değil. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere, hep birlikte bu adımı inşallah atacağız. Gazze, bütün insanlığı yıllar boyunca utandıran bir vahşete tanık oldu. Gazzeli kardeşlerimize insanlık olarak onurlu ve müreffeh bir geleceği hep beraber hazırlamamız gerekiyor. Türkiye, bu noktada her türlü fırsatı değerlendirerek elinden gelen gayreti ortaya koyacak" şeklinde konuştu. Erdoğan, Irak ve Suriye'de neden bulunduğumuzu artık cümle alem biliyor. Ama Cumhuriyet Halk Partisi hala, biz oralarda niye varız, bunu öğrenemedi. Sıkıntı burada. CHP, bu meselenin parti meselesi olmayıp memleket meselesi olduğunu da bir türlü anlayamadı diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Bu gelişmeler zannediyorum CHP'nin de bunu anlamasına yarayacak. Çünkü tabandan onlara da ciddi bir baskı geleceğine inanıyorum. Suriye'de, Irak'ta yürütülen mücadele, sadece teröre karşı bir mücadele değil, aynı zamanda Türkiye'nin bekasına karşı oynanan oyunu bozma operasyonudur. Bunun da neticelerini aldığımıza inanıyorum. Kaldı ki istikrarsızlığın yaşandığı yerlerde dikkat edelim, terör örgütleri palazlanır. Biz onlara asla bu fırsatı vermememiz lazım. CHP yönetimi, sınırlarımızın ötesindeki tehlikeleri bertaraf etmemizden neden rahatsızlık duyduklarını çıkıp açıklamalı. Elbette biz, Türkiye’nin güvenliğini CHP’liler rahatsız olacak diye riske atamayız. Eurofighter konusuna gelince biz burada şu anda iki ülke ile görüşme yürütüyoruz. Biri Katar, diğeri Umman. Şimdi bu görüşmeleri ben de yaptım. Savunma Bakanım, Dışişleri Bakanım, onlar da bu temasları gerçekleştirdiler. Bu görüşmeleri bundan sonraki süreçte de yürütecekler. Bunları süratle bir sonuca bağlayarak, inşallah Hava Kuvvetlerimizi çok daha güçlendirelim istiyoruz. Bu uçakların alımıyla birlikte Hava Kuvvetlerimiz çok daha güçlü hale gelecektir." "Yeni barajlar inşa ettik" Kuraklık doğal bir gerçektir, ancak kuraklığa karşı tedbir almamak bir yönetim zafiyetidir diyen Erdoğan, "Bugün yaşanan tablo, işte o ihmallerin sonucudur. Belediyecilik, billboardlara slogan asmakla, sosyal medyada poz vermekle, algı oluşturmakla yapılmaz. Ben buna yabancı değilim. Çünkü İstanbul'a Belediye Başkan Adayı olduğum zaman İstanbul aynen bu sıkıntıları yaşadı. Hatırlayın çöp, su, altyapı sorunları vardı. Şu anda aynı noktaya yeniden geldik. İş başa düştüğü zaman, biz vatandaşımızı susuz bırakamayız. Devlet Su İşlerine bu konuda gerekli talimatı verdik. “Her an hazır olun” dedik. Şu anda bunun çalışmalarını yapıyoruz. Barajlardaki doluluk oranları her ne kadar ciddi manada bir düşüş seviyesine geldiyse de biz DSİ olarak elimizden geleni yapıyoruz. Geçmişte Van'da olduğu gibi Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da olduğu gibi bu çalışmaları yaparız. Biz o zaman barajları devreye sokmakla kalmadık, yeni barajlar inşa ettik. Mevcut barajları da devreye aldık. Örneğin; İstanbul'a Melen'den su aktardık. Bununla kalmadık, Anadolu yakasından Avrupa yakasına denizin altından borularla su naklettik. Bunları yapan iradeyiz biz. Yani tribünden futbol maçı seyretmiyoruz. Gereken neyse bunu yapıyoruz, yine yaparız, yine yapacağız. Projeler üretiyoruz, çözümler üretiyoruz ve bununla ilgili de adımları her an atıyoruz. Şu anda ifade ettiğiniz gibi gerçekten Ankara, Bursa, İstanbul her an su sıkıntısını yaşıyor ve yaşamaya doğru da gidiyor. Ama biz halkımızı buralarda Allah'ın izniyle susuz bırakmayız" şeklinde konuştu. Erdoğan açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Biliyorsunuz bunların düşünce yapısı hala Yassıada. Halbuki Yassıada, Yaslıadaydı. Biz o adayı Demokrasi ve Özgürlükler Adası yaptık. Neymiş, iktidara gelirlerse AK Partilileri yargılayacaklarmış. Bu faşizan zihniyetten hala kurtulamadılar. Burada “arsız hırsız, ev sahibini bastırır'” sözü var ya bunlar şimdi aynen bunu oynuyorlar. Milletim artık CHP'yi gayet iyi tanıyor. Bunların “cambaza bak” siyasetini çok iyi biliyor. Her zaman için 'adalet yerini bulsun, kim ne yaptıysa hesabını hukuk önünde versin' dedik. Ama bunlar bunu hala anlayamıyor. Hem milletin paralarından kuleler yapacaksın, belediyeleri hırsızlıkların, yolsuzlukların, rüşvet, irtikap suçlarının odağı yapacaksın, hem de yargı bunun hesabını sormak için harekete geçtiğinde tehditler savunacaksın. Yok böyle 25 kuruşa simit. Böyle saçmalık olur mu? CHP'li belediyelerde yaşananlar deliller, ispatlar, bizzat CHP'lilerin itiraflarıyla ortaya konulmaya başlandı. Kendileri söylüyor. Sayın Özel'in tehditleri “minareye kılıf hazırlama” gayretidir, başka bir şey değil. Beşiktaş'la ilgili söylediğiniz kişi zaten malum. Değişik yerlerden değişik şekilde birçok belge, bilgi çıkıyor. Biz kendimizden eminiz, kendimize güvenimiz sonsuz ve çalışmalarımızı da bununla ilgili yapıyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, artık affınıza sığınıyorum, lağım patladı, milletim yaşananları görüyor."