
1 Ekim tarihi itibarıyle başlayan yasama yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum. Meclisimiz 32 kanunun teklifini kabul ederek yasalaştırdı. Milletin beklentilerine cevap verdiklerini sorunlarına çözüm sunduklarını belirten Erdoğan, " Meclis Gazze konusunda öncü oldu. Her birinizi tüm kalbimle tebrik ediyorum. Çoğu çocuk ve kadın 67 bin Gazzeli kardeşimizin şehit edildiği bu toplu kıyımın bir an önce son bulması için gereken neyse Türkiye olarak yapıyoruz. İnsani yardımlardan diplomatik temaslara kadar her alanda yoğun çaba içindeyiz. Dünya liderleriyle görüşmelerimizde İsrail'in artan saldırganlığı ilk sırada yer alıyor. Gayemiz daha fazla masum ölmeden daha fazla yıkım yaşanmadan bölgede kalıcı istikrarın sağlanmasıdır" diye konuştu.
"Gerçekçi bir yaklaşım değildir"
Erdoğan, "Biz bir taraftan Dışişleri Bakanımız ve MİT Başkanımız muhataplarımızla sürekli temas halindeyiz. Hamas, Trump'ın barış planına müspet cevap vermiştir. Barış tek kanatlı bir kuş değildir, tüm yükü Hamas ve Filistinlilere yüklemek adil, doğru, gerçekçi bir yaklaşım değildir" dedi.
En büyük engel İsrail'in saldırılarıdır. İsrail saldırılarına devam etmektedir. Barış deniliyorsa İsrail'in saldırıları derhal durdurulmalıdır. Bartış tek kanatlı bir kuş değil. Kanla varılacak bir yer olmadığını İsrail anlamalı diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Ne yaptılarsa Gazze'ye diz çöktüremediler. Gazze halkını teslim alamadılar. Bugün Şarm El Şeyh'te yapılan görüşmeler kritik önemde. İnşallah güzel bir haber almayı ümit ediyoruz. Nasıl Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğüne kavuştuysa bir Filistin devleti de mutlaka kurulacaktır."
"25 yıllık hizmeti üzerine tek bir artı koymadan çarçur ettiniz"
Yeni yasama yılı çok mühimdir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yeni yasama yılını çok daha verimli hale getirmeye hazırız. Öncelikli vazifesinin yasama yılı olduğunu unutmamak olduğunun altını çizen Erdoğan, " Ana muhalefetin boş gündemlerle bizi oyalamasına izin vermeyeceğiz. Uyanık olacağız. AK Parti fıtratı itibarıyla reformların partisidir. Belediyelere yönelik inancın restore edilmesi şarttır. Soruşturmaların üzerine gidilmelidir. Milyarlarca lira akbabalara verimiş, hizmetin kırıntısı yok. Kamuda şeffatlığı ve verimliliği daha da artıracak reform hamlesine destek verilmesini istiyorum. Ana muhalefetin reform çalışmalarımız desteklemesi günahlarına kefalet olacaktır. Millet özür dileyeceğine okul müdürlerine çağrı yapıyor. Önce çöpleri topla, vatandaşa su ver. Milleti çöp dağlarından kurtar. Sen önce rüşvet çamurunu temizle. 25 yıllık hizmeti üzerine tek bir artı koymadan çarçur ettiniz. Özür dileyeceğinize bize sataşıyorsunuz. Ankara'da elinde su bidonlarıyla bekleyen vatandaşa da mı saygınız yok? Yüreğin yetiyorsa şimdi de su bidonuyla kürsüye çıksana! Kimden çekiniyor kimden kaçınıyorsun? Beyfendinin ortaya saçılan her skandala bir bahanesi var ama millete yanıt verecek cesareti yok. Kukla genel başkanla ancak bu kadar oluyor. Verilen koordinatların dışına istese de çıkamıyor. Yıllarca kontrollü muhalefet edebiyatı yaptılar. Neticede kendileri kontrollü genel başkan oldu" şeklinde konuştu. Şartlar ne olursa olsun sivil anayasa hedefimizden kopmayacağız. Yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacı tam olarak karşılanamadı. Anayasal metinlerine özüne sirayet eden vesayetçi ruh, pek çok yerde varlığını yaşatacak kaleler inşa etmiştir. 1982 anayasası miadını çok doldurmuştur. Siyasat kurumu olarak bu sorunu ne kadar erken çözebilirsek o kadar büyük hizmet etmiş oluruz diyen Erdoğan, "AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu konuda yapıcı yaklaşım içindeyiz. Muhalefetten de benzer tavrı görmeyi arzu ediyoruz. Siyaset arenasında rekabet halinde olmamız ülkenin hayrına olan meselelerde ayrışacağımız anlamına gelmez. Elbette demokratik zeminde kıyasıya mücadele edeceğiz. Siyasetin tabiatında olan diyalog ve uzlaşı kültürünü tamamen rafa kaldırmayacağız. Siyasette düşman yoktur. Rakip veya müttefik vardır. Kamplaşma siyasetinin içinde olmadık ve olmayacağız" dedi.
"Sayın Özel yemezler"
Erdoğan konuşmasını şöyle tamamladı: "Yeni yasama yılında ortaya çıkan tablo umutlarımızın daha da artmasına vesile olmuştur. Siyasi partilerimizin saygı değer genel başkanlarının bir araya gelmesi sohbet etmesi çok kıymetlidir. Dostane bir çay sohbetinin eleştirilecek hiçbir yanı yoktur. Demokrasi daire geniştir. Bunu daraltmak kimsenin haddi değildir. ANa muhalefet partisinin daha ilk günden firar etmesi kendi bilecekleri bir iştir. Biz CHP'nin ne varlığıyla ne bahtiyar oluruz, yokluğuyla kahroluruz. CHP ve marjinal yoldaşları ilk gün Meclis özel oturumunda kaçarak millete hürmetsizlik etmiştir. Sosyal medyadaki tetikçilerini siyasetin üzerine salmıştır. Siyasi parti genel başkanları en rezil hakaretlere maruz bırakılmıştır. Linç korosounun karargahı da CHP Genel Merkezi'dir. Yıllarca edepsizce bize saldırdılar. Şimdi aynı koro fotoğraf karesindekileri hedef alıyor. Sayın Özel de tavşana kaç tazıya tut siyasetiyle kendince vaziyeti idare ediyor. Sayın Özel yemezler. Bunu ne bize ne de millete yutturabilirseniz. Fotoğrafa verilen tepkiler istisna değil, CHP'nin faşist zihniyetinin somutlaşmış halidir." "Gazze’yi devasa bir enkaz yığınına çevirdiler"
İsrail’in Gazze’yi devasa bir enkaz yığınına çevirdiğini, buna rağmen İsrail’in Gazze halkının direniş iradesini kıramadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'nin topraklarını savunan kahraman evlatlarına diz çöktüremediler. Gazze'yi dünyanın en büyük çocuk mezarlığına çevirdikleri halde Gazze halkını teslim alamadılar. Zulüm olduğu sürece zalime direnen mazlumlar da muhakkak olacaktır. İşgal sürdüğü müddetçe işgalcilere kıyam eden serdengeçtiler de muhakkak olacaktır. Ateşkes ve adil bir barış tüm taraflar için en makul tercihtir. Bugün Şarm El-Şeyh'te yapılan görüşmeler kritik önemdedir. İnşallah güzel bir haber almayı ümit ediyoruz. Biz bunun için çabalamaya devam edeceğiz. Bu süreçte Filistinli kardeşlerimizi de asla ve asla yalnız bırakmayacağız" ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 yılın ardından Suriyelilerin hürriyetlerine kavuştuğuna dikkati çekerek, Filistinlilerin de muvaffak olacaklarını ve 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti'ni mutlaka kuracaklarını vurguladı. AK Parti olarak tüm teşkilatla yaz aylarında da boş durmadıklarını belirten Erdoğan, "Türkiye yüzyılı buluşmalarıyla 49 günde ülkemizin tamamında toplumun farklı kesimleriyle bir araya geldik. Bu toplantılarda milletimizin tenkit ve tespitlerine kulak verdik, fikirlerini not ettik, bizlere yepyeni ufuklar açan değerlendirmelerini hassasiyetle dinledik. Biz siyaset yolculuğunu milletin kılavuzluğunda yapan bir partiyiz. Attığı her adımda önce milletin, sonra vicdanın sesine kulak verip öyle yürüyen, öyle hareket eden bir kadroyuz. Hep söylüyorum, bu partiyi kuran millettir. Kuruluşundan yalnızca 15 ay sonra iktidara taşıyan yine millettir. 24 yıldır partimizin arkasında dağ gibi duran yine aziz milletimizin bizatihi ta kendisidir. Tam 24 senedir gücümüzü sadece milletten alıyoruz. Milletin bize çizdiği istikamette eğilmeden, bükülmeden dimdik yürüyoruz. İnşallah bundan sonra da milletin rehberliğinde siyaset yapacak, milletin belirlediği rotadan sapmayacağız" dedi. Hem yerel yönetimlere güveni zedeleyen hem de hizmet kalitesini dibe çeken sorunların üzerine mutlaka gidilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Son skandallarla iyice törpülenen belediyelere yönelik inancın restore edilmesi şarttır. Aynı şekilde Türkiye ekonomisini geleceğe hazırlayacak, sanayide dönüşüm, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm alanlarında iddialı hazırlıklar içindeyiz. İnşallah bunları yakında Meclisimizin takdirine sunacağız. Temennimiz kamuda şeffaflığı, hesap verebilirliği ve verimliliği daha da artıracak bu reform hamlesine herkesin hüsnüniyetle destek vermesidir" şeklinde konuştu. "Yüreğin yetiyorsa şimdi de su bidonuyla kürsüye çıksana"
"Özellikle belediyelerdeki itibar kaybının müsebbibi olan ana muhalefetin reform çabalarımızı desteklemesi bir nevi günahlarına kefaret olacaktır" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Hal böyleyken beyefendi dün çıkmış daha çöpünü bile düzenli toplayamadıkları milletten özür dileyeceğine güya okul müdürlerine çağrı yapıyor. Öyle bir pişkinlik ki başkent halkına günlerdir Kerbela'yı yaşatıyorlar, bir de utanmadan yok telefon edin, şunu yapalım, bunu yapalım diyorlar. Sen önce çöpleri topla. Sen önce vatandaşa su ver. Sen önce milleti çöp dağlarından, kokudan kurtar. Sen önce rüşvet çamurunu bir temizle. Sizin hiç insafınız, hiç vicdanınız yok mu? 25 yıllık hizmeti üzerine tek bir artı koymadan 3-5 senede çarçur ettiniz, şehirlerimizi 25-30 yıl öncesine götürdünüz, milleti her gün trafikte perişan ediyorsunuz, özür dileyeceğinize bir de yüzsüzce bize sataşıyorsunuz. Hadi milletten utanmıyorsunuz, bari Allah'tan korkun. Hadi kendinize saygınız yok, Ankara'da elinde su bidonlarıyla bekleyen vatandaşımıza da mı saygınız yok? Çöp dağlarının arasında okuluna, işine, ofisine gitmeye çalışan insanımıza zerre kadar saygınız yok. Aynaya baktığınızda yahu sizin hiç yüzünüz kızarmıyor mu? Grup kürsüsüne mazot bidonuyla çıkmayı biliyordun. Yüreğin yetiyorsa şimdi de su bidonuyla kürsüye çıksana. Kimden çekiniyor, kimden korkuyorsun? Bakın çok açık söylüyorum. Normalde kendine ve halkına saygısı olan bir siyasetçi bütün bunlardan sonra suç bastırmaya çalışmaz, gündem saptırmaya hiç çalışmaz. Çıkar delikanlıca beceriksizliğinin, iş bilmezliğinin hesabını millete verir. Beyefendinin ortaya saçılan her skandala bir bahanesi var. Ama millete hesap verecek yüreği, cesareti, saygısı yok. Ne diyelim? Kukla genel başkanla ancak bu kadar oluyor. Verilen koordinatların dışına istese de çıkamıyor. Yıllarca kontrollü muhalefet edebiyatı yaptılar ama neticede kendileri kontrollü genel başkan oldular." "Türk demokrasisini sivil damgalı yeni bir anayasayla taçlandırma irademiz bakidir"
Türk demokrasisini sivil damgalı yeni bir anayasayla taçlandırma iradelerinin dün olduğu gibi bugün de baki olduğunu dile getiren Erdoğan, "Şartlar ne olursa olsun bu hedefimizden kopmadık ve kopmayız. Bunun gerisinde şahsi kaygılar değil, küresel sebepler vardır. Şurası bilinen bir gerçektir. Hem 1961 Anayasası hem 1982 Anayasası, demokratik işleyişe bu işleyişin ayrılmaz parçası olan siyasi partilere bilhassa da milli iradeye yönelik güvensizliğin izleriyle doludur. Anayasal metinlerin özüne ve sözüne sirayet eden bu vesayetçi ruh, pek çok yerde kendi varlığını yaşatacak burçlar, kaleler, kuleler inşa etmiştir" diye konuştu. Yakın geçmişteki kapsamlı revizyonlara rağmen yeni ve sivil bir anayasa ihtiyacının tam olarak karşılanamadığını söyleyen Erdoğan, "Darbelerden değil, milletin irfanından beslenen, demokrasi tecrübemizi fasıllara bölen askeri müdahalelerin kötü mirasını reddeden sivil bir anayasa, vatandaşlarımızın halen en büyük özlemidir. Yeni ve sivil bir anayasa hedefi tam da bu nedenle milli bir mesele olarak on yıllardır önümüzde duruyor. Çağımızın gereklerine uygun, milletimizin talep ve beklentilerini karşılayan, 86 milyonun her bir ferdinin sahiplendiği yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç, her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dahası bu ihtiyacı hemen hemen tüm siyasi partiler açıkça ikrar ediyor. 1982 Anayasası miladını çoktan doldurmuştur. Türkiye Yüzyılı menziline, adaleti bir sağdan bir soldan asmakla tesis ettiğine inanan bir zihniyetin ürünü olan mevcut anayasayla varamayız. Siyaset kurumu olarak bu sorunu ne kadar erken çözebilirsek, ülkemize ve demokrasimize o derece büyük hizmet etmiş oluruz" ifadelerini kullandı. Siyaseti dost-düşman kavramlarıyla tarif etmenin doğru olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasette düşman yoktur, muharız ve muhasım yoktur. Rakip veya müttefik vardır. Her kim siyaseti dost düşman kavramları üzerinden tanımlıyorsa çok net biçimde Türkiye'ye ve Türk demokrasisine ihanet ediyor demektir. Biz siyasette böyle bir ayrımı reddediyoruz. Bu ikiliğe kendimizi mahkum ve mecbur etmeyeceğiz. Gerginlik siyasetinin, kutuplaşma siyasetinin, kamplaşma siyasetinin içinde asla olmadık. İnşallah bundan sonra da olmayacağız. 86 milyonun her bir mensubunun hassasiyetini gözeten, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir tasavvurla siyaset yapmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. "Dostane bir çay sohbetinin eleştirilecek hiçbir yanı yoktur, olamaz"
Erdoğan, yeni yasama yılının ilk gününde ortaya çıkan tablonun umutlarının daha da artmasına vesile olduğunun altını çizerek, "Siyasi partilerimizin saygıdeğer genel başkanlarının Meclis başkanımızın davetine icabetle bir araya gelmesi, karşılıklı saygı içinde sohbet etmesi çok kıymetlidir. Dostane bir çay sohbetinin eleştirilecek hiçbir yanı yoktur, olamaz. Farklı siyasi çatılar altındaki aktörlerin asgari düzeyde de olsa irtibatı, saygıyı, nezaketi koruması, siyasetin zaten doğasında vardır. Tekrar söylüyorum, hiçbirimiz düşman değiliz. Millete hizmet yolunda farklı kulvarlarda koşturan rakipleriz. Demokrasi dairesi geniştir. Bunu daraltmak kimsenin haddi değildir" diye konuştu. Milli iradeye ve TBMM’ye yönelik bir saygısızlık durumuna kayıtsız kalmayacaklarını ifade eden Erdoğan, "CHP ve marjinal yoldaşları ilk gün meclis özel oturumundan kaçarak millete hürmetsizlik etmişlerdir. Bununla da yetinmeyip medya ve sosyal medyadaki tetikçilerini siyasetin üzerine salmışlardır. Bir çift kelamı, bir bardak çayı paylaştığı için siyasi parti genel başkanları linç edilmiş, taşlanmış, en rezil hakaretlere maruz bırakılmışlardır. Gazeteci, akademisyen, siyasetçi, sosyal medya figürü maskeli bu linç korosu öncelikle CHP'nin eseridir, siyaseti dost-düşman ikileminde gören CHP zihniyetinin eseridir. Linç korosunun karargahı da CHP Genel Merkezi'dir. Yıllarca şahsımızı ve partimizi hedef aldılar, edepsizce bize saldırdılar, yıllarca haysiyet cellatlığı yaptılar. Şimdi aynı koro, fotoğraf karesine giren herkesi hedef alıyor, önüne geleni yıldırmaya, yıpratmaya, sindirmeye, zorbalıkla baskı altına almaya çalışıyor. Sayın Özel de 'tavşana kaç, tazıya tut' siyasetiyle kendince vaziyeti idare ediyor. Sayın Özel, yemezler. Bunu ne bize ne de millete yutturabilirsiniz" dedi. "Ülkemiz ve milletimiz için en doğrusunu yapmaya devam edeceğiz"
"Fotoğrafa verilen tepkiler istisna değil, CHP'nin faşist zihniyetinin dışa vurumudur. 'Ya bendensin ya karşıdan' siyasetinin somutlaşmış halidir" diyen Erdoğan, "Atalarımız 'can çıkar, huy çıkmaz' demiş. Bunların durumu da işte aynen böyle. Yıllar geçiyor ancak CHP'nin faşizan kodlarında hiçbir değişim olmuyor. CHP'nin değil müstakil bir siyasete, kendisinin yer almadığı bir fotoğrafa dahi tahammülünün olmadığını böylece görmüş olduk" ifadelerine yer verdi. Türkiye’yi terörden kurtarmak amacıyla yürütülen 'Terörsüz Türkiye' sürecini büyük bir sabır ve samimiyetle devam ettirdiklerini söyleyen Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Mecliste kurulan komisyonumuz maşallah önemli işlere imza atıyor. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz görev alanları ile ilgili sorumluluklarını titizlikle yerine getiriyor. Sabotajlara karşı çok dikkatli ve temkinliyiz. Ama jeopolitik risklerin giderek yükseldiği bir dönemde elimizi çabuk tutmamız gerektiğinin de farkındayız. Kendi insanımızla birlikte sınırlarımızın ötesindeki Kürt kardeşlerimizi de Türkiye Cumhuriyeti'nin güven veren dostluğuna kopmaz bağlarla bağlamak mecburiyetindeyiz. İnşallah bunu da başaracağız. Tıpkı on asır önce olduğu gibi Türkler, Kürtler ve Araplar olarak ortak tarih ve ortak gelecek tasavvuruyla istikbali birlikte inşa edeceğiz. Şunu da bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız; acıyı, öfkeyi, nefreti referans alarak sağlıklı bir gelecek inşa edilemez. Bundan dolayı ortak istikbalimizi acılar üzerine değil, 86 milyonun müşterek umutları üzerine bina edeceğiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmanın ardından AK Parti’ye geçen Ardahan Göle Belediye Başkanı Gökhan Budak, Gümüşhane Şiran Belediye Başkanı Abdülbaki Kara, Bingöl Merkez Sancak Belde Belediye Başkanı Hayrettin Çiçek, Bingöl Merkez Ilıcalar Belde Belediye Başkanı Eşref Varol, Giresun Eynesil Ören Belde Belediye Başkanı Soner Erkan, Muş Bulanık Sarıpınar Belde Belediye Başkanı Maşuk Ataş ve Muş Bulanık Rüstemgedik Belde Belediye Başkanı Abit Özdemir’in rozetlerini taktı.