Hava Durumu

Ata'nın Bursa gençliğine vasiyeti!

Bundan 80 yıl önce Ankara Halk Evi'nde düzenlenen "Uludağ Gecesi'nde o tarihlerde Başkent'te eğitim gören öğrencilerle buluşan Atatürk, vasiyet niteliğinde olan tarihi bir konuşma yapıyordu...

Haber Giriş Tarihi: 05.06.2017 16:09
Haber Güncellenme Tarihi: 05.06.2017 16:09
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Ata'nın Bursa gençliğine vasiyeti!

-Asuman Kurt Öge-
Malum Türkiye, kritik bir süreçten geçerken nedense bazı kesimler, milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemeye çalışıyor. 15 Temmuz'daki alçak darbe girişimi sonrasında, tüm Türkiye'de oluşan Yenikapı Ruhu'ndan rahatsız olanlar, cumhuriyetin kurucusu Atatürk üzerinden anlamsız tartışmaların ateşini yakıyor ve dünyanın en güzel vatanında Batı dünyasının istediği bir kaotik ortamın oluşumuna katkı sağlıyor. Hatırlayın daha kanlı kalkışmanın sabahında yani 16 Temmuz'da dev bir Atatürk posterinin AK Parti Genel Merkezi'ne asılmasıyla verilen mesaj, meydanlara taşan demokrasi gösterilerinin en önemli parolası haline gelmişti.

Bugün açıkça şu soruyu sormak gerekiyor? Gazi Mustafa Kemal'in Osmanlı subayıyken bütün cephelerde; Çanakkale'den tutun da Kurtuluş Savaşı'na varana kadar askeri hayatı, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan ölümüne kadar da hem siyasi hem de özel yaşantısını tartışıyor olmamız bu ülkeye nasıl bir fayda sağlayacaktır Allah aşkına?

Bugün tartışılması gereken asıl konu veya konular es geçilmiş olmuyor mu? Örneğin "Mehdiyet ve mesihiyet" denen kurumun, bir başka deyimle kıyamet mühendisliğinin bu ülkeyi nereye getirdiğini tartışmamız gerekmiyor mu? Hepsinden önemlisi yaşadığımız olaylardan ders almamız gerekmiyor mu?

BAYAR VE AFET İNAN

Elbette ki biz bu yazıda bu sorulara cevap verecek değiliz. Zaten bu suallere cevap vermeye bile gerek yok. Yok, çünkü ülkesini ve devletini seven tedbir alır, gereğini yapar. Tankların önünde durmayı, demokrasi şehidi olmayı göze alan bu şerefli halkın her kesimini, bütün inanç ve değerleriyle kucaklar.

Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra mart ayı, Bursa'nın tarih takviminde yaşanmış pek çok olayla öne çıkıyor. İşte bu hadiselerden biri de bir anlamda Atatürk'ün gençliğe o tarihi "yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz" vasiyetinde bulunduğu Ankara Halkevi'nde düzenlenen Uludağ Gecesi.

Bundan 80 yıl önce yani 26 Mart 1937'de, Ankara'da eğitim gören Bursalı gençlerle buluşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dönemin Ekonomi Bakanı Celal Bayar'ın yanı sıra Afet İnan'la birlikte gecenin ilerleyen saatlerinde katıldığı Uludağ Gecesi'nde, kendisini yorulmadan izleme kararı aldıklarını deklere eden Bursalı gençlere tarihi bir konuşma yapmıştı.

MANEVİ GÜÇ

Atatürk, bir bakıma vasiyeti niteliğinde olan bu konuşmasında gençlere şu şekilde seslenmişti:

"Arkadaşlar!

Bu gece buradaki toplantınızı ve benim hakkımdaki derin duygularınızı Celal Bayar çok güzel ve canlı bir ifade ile bana bildirdi. Bu meyanda dedi ki: Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni takibe aht etmişsiniz.

İşte ben bilhassa bu sözden çok duygulandım.

Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğumuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir (durumdur). Fakat insanda yorgunluğunu yenecek manevi bir güç vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya, yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize, durmadan, yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız.

Şimdi çocuklar eğleniniz."

TÜRK'ÜN GÜNEŞİ

Konuşmanın ardından ayağa kalkan gençler hep bir ağızdan "Dağ Başını Duman Almış" marşını söylediler. Bunun üzerine Atatürk, gençlere eski bir anısını anlattı ve şunları söyledi:

"Arkadaşlar!

Ben 1919 senesi mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı. İşte ben, bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım. Samsun'dan Anadolu içlerine kırık bir otomobille gidiyordum. Yanımda öteden beri yardımcılığımı yapan Salih ve Cevat Abbas'dan biri bulunuyordu. O kırık otomobil Anadolu yollarında ilerlerken ben daima düşünür ve yardımcıma şimdi sizin şakıdığınız şarkıyı söyletirdim. Ben, Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hareket ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu sanki gözlerimle görüyordum. O şarkıyı okutup tekrar ettirmekten amacım, Türk'ün bu güneşi doğunca başarılı olacağını anlatmaktır. Bu sebepledir ki, demin söylenen şarkı benim on sekiz senelik bir anımı tazeledi. Bu şarkıyı söyletmeye önayak olan genç bayana teşekkür ederim."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.