Hava Durumu

Ayet- el Kürsî'nin Anlamı Üzerine

Ayet-el Kürsi'de karşımıza çıkan kayyum ifadesi, yanlızca varlıkla ve evrenin meydana gelişiyle alakalı değildir. Düzenin yaratılmasının yanında sürdürülmesi de İslam inancına göre Allah'ın bir fiilidir.

Haber Giriş Tarihi: 02.06.2017 10:17
Haber Güncellenme Tarihi: 02.06.2017 10:17
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Ayet- el Kürsî'nin Anlamı Üzerine

Rıza Tevfik KALYONCU

Kuran-ı Kerim'in Allah'ın bizzat kendisinden bahseden ayetlerinden bir tanesi olan Ayet- el Kürsî 286 ayetten oluşan Bakara Sûresinin 255. Ayetidir. Bakara suresi, içeriği bakımından düşünüldüğünde toplumsal ve ahlaki mesajların ağırlıkta olduğu bir sure olsa da diğer Kuran sureleri gibi birçok konu Bakara suresinde ele alınır. Burada Allah'ın kendi diliyle yine kendisini anlattığını görmekteyiz. Bu durum başlı başına üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur.

İslam'ın temel düsturu olan Allah'tan başka ilah yoktur ilkesi bu ayetin başında yer alır. Hayy ve Kayyum olan yanlızca Allahtır. Yani Allah, cansız ve hareketsiz bir varlık değildir. Bilakis hayat başlı başına onun bir özelliğidir. Canlılık Allah için bir sıfat gibi düşünülemez. Can bütünüyle odur. Canlılığın kendisi, kaynağı ve devamını sağlayan Allahtır. O aynı zamanda kayyumdur. Yani idare eden başı boş bırakmayan kontrol edendir. Nitekim Elmalılı Hamdi Yazır, hayy ve kayyum kavramlarını "daima yaşayan, daima duran, bütün varlıkları ayakta tutandır" anlamını verir. Varlıklar, mevcudiyetlerini Allah'tan alırlar. Bizatihi varlık dediğimiz olgunun kaynağında bu ayetleri düşündüğümüzde Allah vardır. Nitekim İslam kelamcılarına göre birşeyin kendi kendisine var olması mümkün değildir. Evren denilen yapı da bir varlık olduğu için kendi kendisine meydana gelmesi mümkün değildir. Evrenin meydana gelişi yanında devamlılığı ve sürekliliği de başlı başına bir olgudur. İşte Ayet-el Kürsi'de karşımıza çıkan kayyum ifadesi, yanlızca varlıkla ve evrenin meydana gelişiyle alakalı değildir. Düzenin yaratılmasının yanında sürdürülmesi de İslam inancına göre Allah'ın bir fiilidir.

Yine Ayet-el Kürsi'de bütün varlık Allah'a nispet edilmektedir. Göklerdeki ve yerlerdeki herşey onundur. İnsan ve evren hatta varlık geçicidir. Halk arasında meselleşen "ondan geldik ona döneceğiz" ayeti, sahipliğin tümüyle Allah'a ait olduğunu göstermektedir. Buradan hareketle insanın ve alemin varlığının değersiz olduğu hükmüne varılamaz. İnsan, nefha-i ilahiyi içinde taşımasından ötürü bizatihi değerlidir ve Allah'ın muhatabıdır; halifesidir. Göklerde ve yerde (bütün varlık) olanın Allah'a ait olması esasında onlara verilen şeref nişanesi olarak kabul edilmelidir. Bu hükmü kabul eden bir zihinin çıkarması gereken sonuç kendisinin yanlız olmadığı, varlığının anlamsız olmadığıdır. Allah'a aidiyet, insan bir var olma cesareti kazandırabiliyorsa eğer gerçek manada bir aidiyettir. Kulluğu ve teslimiyeti de Allah'a aidiyet zemini üzerine kurabiliriz. Tüm varlığın sahibi olarak aşkın olanı görmeyen bir zihin kulluğunu da doğru bir zemine oturtamaz.

Ayet-el Kürsi'de dikkat çeken diğer bir tema Allah'ın bilgisidir. Allah'ın varlığı, bütün mevcudata sahipliği, onun bilgisinden ayrı düşünülemez. Bilgi, bu anlamda ilahi bir boyuta sahip olmaktadır. İlim, yolu aydınlatan insanı karanlıktan aydınlığa çıkaran anlamların bir toplamı ve hasılasıdır. Fakat ilim, sadece kullanım değeri ve faydası bakımından değil, yüklediği sorumluluk açısındanda önem taşır. "O, kulların yaptıklarını ve yapacaklarını bilir.
Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar" ayetleri, yapma ile bilme ve bu ikisinin Allah ile doğrudan bağını göstermektedir. Diğer bir deyişle, "Allah'a inanların fiili ve bilgisi Allah'tan bağımsız olarak düşünülmemelidir" demektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.