Hava Durumu

Bursa'da ilk özel radyolar ve anılarda kalanlar...

90'lı yılların başı, ülke genelinde özel radyoların hızla çoğaldığı bir dönemdi... Henüz yasal bir mevzuat yoktu. Bursa'da da 1992 yılında ilk özel radyo açıldı ve kısa sürede radyo sayısı hızla arttı. Sonrasında telif yasaları, şirket olma zorunlulukları  vs.. pek çoğunun kapanmasına ya da büyük olanlara satılmasına sebep oldu. Bu yazıda o yıllarda radyoculuk yapanların anılarını paylaşacağız sizlerle.   

Haber Giriş Tarihi: 31.05.2017 17:10
Haber Güncellenme Tarihi: 31.05.2017 17:10
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Bursa'da ilk özel radyolar ve anılarda kalanlar...

-Ekrem Hayri PEKER-

Bursa'da yetmişli yıllarda okul radyoları vardı. Ancak 12 Eylül'de kapatıldılar. O dönem de çıkarılan yasalarla Meterooloji gibi kamu kurumlarının da radyoları kapatıldı. Radyo ve televizyon tekeli TRT'ye verildi. Farklı radyo dinlemek isteyenler yabancı radyoları veya Budapeşte radyosunu dinleyebiliyordu.

Uzan ailesinin Özal'ın oğluyla kurduğu Star televizyonu ve süper FM radyosu bu zinciri kırdı. 1992'de Anadolu'da pıtrak gibi radyolar kurulup, yayına başladı. 1992 ve 1993 yıllarında çok sayıda radyo faaliyete geçti. Bursa'da kurulan ilk radyolar; Radyo Venüs, Radyo Jet ve radyo Aktif'ti. Daha sonra Arabesk FM, Radyo 2000, Vatan FM, Radyo Şok, Şafak FM, Genç FM vb... sayısız radyo açıldı. O yıllardan bugüne gelebilenler Şampiyon FM, Uludağ FM, Hilal FM ve Uludağ FM gibi birkaç radyo.

Denizli'de, Almanya'da beraber çalışmış iki ailenin birisi bir radyo kurar. Yetişkin çocukları da arkadaştır. Bu heves onlara da geçer. Yayın için uygun bir il ararlar. Henüz radyo açılmamış Bursa'yı tercih ederler.

BURSA'NIN İLK RADYOSU

1963 doğumlu Mehmet Önür'ün radyo serüveni böyle başlar. 1992 yılında Bursa'ya taşınır ve Radyo Venüs'ü kurar. Vericisinin gücü 30 wattır. Koruyucu Han'da faaliyete geçer. Daha sonra Uluyol'a taşınır.

Bursa'nın ilk radyosudur. İlk olmanın hem avantajları, hem dezavantajları vardır. Radyo yeni bir alandır.  Radyoyu açan dışarıdan gelmiştir. Emniyet "Bu nereden çıktı" diye tedirgindir. Ortada henüz yasal mevzuat yoktur. Kabadayılar haraç için gelir...

Radyo, ilk açıldığında kasetten arabesk ve fantezi türü şarkılar çalar. Sıkıntılar zamanla aşılır. Ulusal ve yerel reklam ajanslarıyla bağlantıya geçilir. Reklam toplamak için eleman alınır. Sonra spor, kültür, sağlık, hukuk konulu programlar yapılmaya başlanır.

Radyo Venüs'ün başarısı örnek olur ve kısa sürede Bursa'da altmışa yakın radyo açılır.

Mehmet Bey'i dinleyelim:

"Çok sayıda spiker ve programcı yetiştirdim. Bazıları hala radyoculuk alanlarında faaliyet gösteriyorlar. Çalışanlarıma eğitim verdim. Radyoda çok sayıda sanatçı ile söyleşi yaptığım. İzzet Yıldızhan, altı-yedi programa katıldı. Gülben Ergen ve Hakan Peker'de programlarımıza katıldılar. Unutamadığım bir olay da Safiye Ayla'nın davetimizi kırmayıp, radyoma konuk olmasıdır. Ünlü Antrenör Piontek, Bursaspor'u çalıştırırken spor programımıza katılmıştı.

Şafak Dershanesi sahibi Gıyasettin Bingöl'e radyo kurması için yardımcı olduk. Başka radyo kurmak isteyenlere de yardımcı olduk.

HALK BEĞENDİ

Radyolar halk tarafından kısa sürede tutuldu. TRT'nin koyduğu yasaklar dinleyicileri bezdirmişti. Bir telefonla istedikleri parçayı dinleyebiliyorlardı. Biz de dinleyicilere en yeni şarkıları dinletebilmek için deyim yerindeyse Bursa'daki 5-6 kasetçinin önüne çadır kurardık. Kasetçilere telefonlarımızı bırakmıştık. Yeni kaset geldiğinde bizi ararlardı. Yeni kaset dolduran şarkıcılar, bu alana yeni girenler çalmamız için bize kasetlerini getirirlerdi. Sonra CD çıktı, aynı usul devam etti.

Programcılar, şarkıları ayarlamak için yarım saat uğraşırlardı. Bilgisayar çıkınca programcılara iş kalmadı. Çalınacak şarkıları birkaç dakika içinde arka arkaya diziyorsunuz.

Bir dönem radyolar kapatıldı. Tansu Çiller, "Radyoları özgür bırakacağım" vaadiyle başbakan oldu. Radyolar kapatıldığında araba antenlerine siyah kurdele takması için çağrıda bulunduk. Deyim yerindeyse tuhafiyecilere çalıştık. Dinleyicilerimiz evlerindeki siyah kurdeleleri dağıtmamız için bize getiriyorlardı.

ŞARTLAR DEĞİŞTİ

Piyasa oluştuktan sonra yayıncılık için ağır şartlar getirildi. Anonim şirket olmak, hissedarların yüzde yirmiden fazla hisse sahibi olamaması gibi şartlar vardı. Bu kısıtlamalar 2012 yılında kalktı.

1995 yılında Afyon'un Dinar ilçesinde deprem oldu. Depremzedelere yardım için valilikten izin alarak bir yardım kampanyası düzenledik. Esnaftan topladığımız hiç giyilmemiş giysilerden oluşan 60-70 koliyi valiliğe teslim ettik. Burada edindiğimiz tecrübeyle 1999 Yalova-Gölcük depremi için başarılı kampanyalar yürüttük. Topladığımız yardımları iletilmesi için valiliğe teslim ettik. Radyoculuğa en ağır darbeyi Erkan Mumcu'nun kültür bakanı olduğu dönemde çıkardığı "Telif Hakları Yasası" vurdu. Kurulan dört müzik kuruluşu bize göre ağır telif ücretleri istemeye başladılar. Radyocular olarak ulusal bir dernek kurduk, çalışmamızla istenen telif ücretlerinde indirim yapılmasını sağladık.

Bursa'da kurduğumuz Marmara Radyocular Derneği verimli bir çalışma sergileyemedi.

Masraflar iyice ağırlaştı. İlk yıllarda 30 wattlık vericiyle radyom çevre illerde dinleniyordu. Sonra frekans kirliliği çıktı. 2000 watta kadar çıktık. Elektrik giderimiz çok arttı. Reklam gelirimiz ise çok düştü.

Kamu ve belediye haberlerini çok verdik ama onlardan reklam desteği alamadık. Oysa kamu ve belediye haberlerini duyuruyorduk. Yerel sorunları dile getiriyorduk. 24 yıl sonra radyomu bu yılın altıncı ayında ulusal yayın yapan Virgin Radyo'ya kiraladım. Elimde 1500-2000 kaset, binden fazla CD hatıra kaldı."

TERZİLİKTEN RADYOCULUĞA

Gelelim en ilginç öyküye. 1954 yılında Mustafakemalpaşa'nın "Soğucak" adında bir orman köyünde doğan Cemal Elmas'ın babası inşaat ustasıydı. 1960 yılında Susurluk'a taşınırlar. Türkçeyi ilkokulda öğrenir. Sonra babası Mustafakemalpaşa'ya yerleşir. İlkokulu Mustafakemalpaşa'da bitirir. Okulu bitirir bitirmez meslek sahibi olmak için terzi Kamil Işık'ın yanına çırak verilir. Babası ortaokula yazdırmaz. Cemal Elmas bunun üzerine usta bir terzi olmayı hedefler ve 12 yaşında ilk pantolonu diker.

Radyoya olan merakı Mustakemalpaşa'da başlar. Bir arkadaşı radyo tamircisinde çalışmaktadır.  Çalıştığı terzinin yanından çıktıktan sonra radyocuda ücretsiz çıraklık yapmaya başlar. Televizyon yok o zamanlar. Cemal Elmas, buradan da haftalık almaya başlar. Terzilikten bir ayda kazandığını burada bir haftada alır.

1968 yılında ailesi Bursa'ya taşınır. Değişik terzilerin yanında kalfalık yapar. 1974 yılında Barış Harekâtı sürerken askere alınır. Askerden geldikten sonra terziliğe devam eder. 1977 yılında Münevver Hanım'la evlenir. 1992 yılına kadar terzi kalfalığını sürdürür. Ustası ölünce Gümüşçeken Çeşmeli Han'da ki dükkanı devralır ve kendi hesabına çalışmaya başlar.

Bu yıllarda devletin radyo ve telsiz üzerindeki yasaklar kalkmıştır. FM kanalları açılmıştır. Deyim yerindeyse pıtrak gibi özel radyo yayınları başlamıştır. En çok Radyo Tek'i dinlemektedir. Radyo Jet, Arabesk FM, Şampiyon FM, Venüs FM, Olay FM, Radyo S,Radyo Sempati, Genç FM, İmaj FM, Genç FM, Uludağ FM, Radyo Aktif, Radyo Ajans, Tempo FM, Şafak FM, Üç Ay FM...

DİNLEYİCİYE HEDİYE DÖNEMİ

Bu dönemde İstanbul'da Süper FM'de Kadir Çöpdemir çok meşhur olmuştu. Setbaşı Mavi Köşe'de yeni açılan Bursa Alem FM'e gidip gelmeye başlar. Akşamları buraya gidip program yapmaya başlar. Dinleyicilere ufak tefek hediyeler vermesi programa ilgiyi arttırır. Diğer radyolarda bu tür hediyeler vermeye başlar.

Radyoculuk, programcılık rüyalarına girmektedir. Bu arada Mega Aşk radyosunu Ömer Altın satın almış ve spiker aramaktadır. Cemal Elmas akşamları radyoda çalışmaya başlar ve kısa sürede dinleyici sayısı artar. İsmini kullanmaz, "Kafkas Kartalı" takma adını kullanır. Bir süre sonra patronuyla ters düşer ve ayrılır.

TERZİ DÜKKANINDA RADYO

Ayrılık Cemal Elmas'a çok koyar. Bu arada Çarşamba Pazarı'nda bir emlakçının radyo vericisi sattığını öğrenir ve satın alır. Ali İhsan diye bir arkadaşı frekansı ayarlar ve Elmas FM 101.1 den 18 Şubat 1994 tarihinde test yayına başlar. Radyo evi terzi dükkânının bir köşesidir. Önce kasetten yayın yapar. Arabesk kasetleri çalınır. 1 Nisan 1994'te bir arkadaşı ona güzel bir mikrofon hediye eder. Bu tarihten sonra canlı yayına başlar.  Farklı bir yöntem uygular ve dinleyicilerin beğendiği kasetlerini çalmak için ister. Dinleyicilerden kaset yağar. Radyonun vericisi diğerlerine göre zayıftır (15 watt) ama dinleyicisi çoktur. İzleyici artınca terziliğe ara verir. Sabaha kadar yayın yapar. Yayın sırasında bayılınca yanına birisini alır. Sonunda deneyimli bir spiker alarak rahatlar.

Terzi dükkânındaki radyo herkesin ilgisini çeker. Gelenlerden dükkânda oturacak yer kalmaz. Yetişmek için elaman alır. Kısa sürede 12 kişiyi yetiştirir ve hepsine yayın saati verir. Elmas FM sabah 80:00'de yayına başlayıp gece 24:00'de Süper FM'e bağlanır. Radyonun adını Süper Elmas FM olarak değiştirir. Radyoda şiir okunur ve tanınmış kişilerle röportajlar yapılır. Diğer radyolarda onu taklit eder. İstekte bulunanları o kadar hızlı okur ki "Bursa'nın en hızlı istek okuyanı" lakabı takılır.

SİYAH KURDELELER

Radyosunu Mega Aşk radyosunun yayınına bağlayarak onlara destek verir. Ünü yayılan Elmas'a İstanbul'da yayın yapan Süper FM ve Jest FM'den programcı olması için teklif gelir. Fakat Bursa'dan ayrılmayı düşünmez. Amatörlerin çabalarıyla radyo piyasası oluşmuş, dinleyici sayısı artmıştır. Radyolar reklam pazarından pay almaya başlamıştır. Devler piyasaya girmeye karar vermişler, bunun için gerekli yasaları çıkartmışlardır.

Bir sabah radyonun kapısından televizyoncular, gazeteciler içeri dalar.  Flaşlar art arda patlamaktadır. Cemal Bey önce olayı anlayamaz, radyosu kapatılacaktır. Cemal Bey şirketleşmemiştir. Test yayını adı altında yayın yapmaktadır. Cemal Elmas radyo dinleyicileriyle bir veda konuşması yapar. Dinleyicilerine "TRT'yi protesto etmek için antenlerinize siyah kurdeleler takın, belki bir gün görüşürüz" der. Ertesi gün Hürriyet Gazetesi'nde "Bursa'nın en büyük radyosu Elmas FM kapatıldı" diye manşet oldu.

Cemal Elmas'ı dinleyelim: "İlerleyen günlerde arabaların antenlerinde siyah kurdeleler görünce sevildiğimi anladım. Radyoyu kapatıp, terziliğe döndüm. İş yerini Okçular'a taşıdım. Terzi dükkânının bir köşesine kurduğu radyo vericisiyle kaçak olarak müzik yayını yaptım. Kimse bir şey demedi.

CANLI YAYIN KONUKLARI

Radyoda canlı yayın yapıyordum. Konuklarıma bir saat zaman ayırıyordum.  Güncel sorunlarımızı işlediğimiz bu programda konuğumuz bazen esnaf, bazen bir doktor oluyordu. Güllü diye meşhur olan bir arabesk şarkıcıya besteler yapan bestekâr Kemal Taşçeşme'yi programa çıkardım. O zaman meşhur değildi. Bir saat program yaptı. Programda saz çaldı.  O dönemde radyoculuk yapan çok farklı insanlar vardı. Bursasporlu Hacı Murat'da bir radyo açmıştı. Kurduğu Radyo Venüs, Çarşamba pazarındaki Akarsu Pasajı'nda idi.

Halk Bilimleri konusunda araştırma yapan Turan Çalay, bu radyoda yağlı güreşler konusunda bir program yapmıştı. Koca Mestan lakaplı Cazgır Recep Karabıçak ile beraber yağlı güreş konulu bir programda İki Romen de davul zurna çalıyordu. Yağlı güreşi çok seven Cazgır Koca Mestan, yağlı güreşlerin yapıldığı Çalı'ya gömülmeyi vasiyet etmiş ve Çalı'ya defnedilmiş.

Üç ay sonra TRT yetkilileri ziyaret etti. Yılsonuna kadar bir firma kurarsam yayın yapabileceğimi söylediler ama ekibim dağılmış, dinleyicilerimden kopmuştum."

GECE KUŞU

Bir gün kapısını Bursa Alem FM'in sahibi çalar. Onun da radyosu kapanmıştır. Vericisi daha güçlüdür (25 Watt). Cemal Beyi ortak yayına ikna eder. Vergi dairesine yakın bir yerde tekrar faaliyete başlar. Radyonun adı Elmas Alem FM'dir.  Cemal Elmas radyoyu yönetir. Ortağı reklam işlerine bakar. Ancak reklam gelirlerinden Cemal Elmas'a pay düşmez. Üç ay sonra bir gece yayına son verir. Terziliğe döner. 23 yıl terzilik yapar ve 60 yaşında terziliği bırakır.

Son radyosunda gece programlarında takma isim kullanır. "Gece Kuşu" ismiyle program yapar. Yıllar sonra televizyonda aynı adla bir başkası da program yapmaktadır; Okan Bayülgen, kendisine "Bu isim nereden aklınıza geldi" diye sorulduğunda şunları söyler; "Bursa'da Santral Garaj'da lokantaların birinde yemek yerken radyodaki sunucu 'Gece Kuşu' diye yayın yapıyordu. İsim çok hoşuma gitti. O isimden etkilendim."

BİR BAŞKA RADYOCU

İsmini vermek istemeyen ve bu alana sonradan giren bir başka radyocudan o yılları dinleyelim: "Uludağ Üniversitesi meslek yüksek okulunu bitirdim. Uludağ Üniversitesi son sınıfta okuyan doktor adayı Yılmaz vesilesi ile Radyo Tempo'da teknik eleman olarak başladım. Radyo'nun sahibi Ahmet Bey'di. Cihazları bir alacağına karşı Eskişehir'den almış. Bir gün radyo yayındayken, yayın odasına girmek istedim. İçeride yayıncılar reklam okuyorlarmış. Reklamlar radyoların tek geliriydi. En iyi şekilde yapılmaya çalışılırdı. Kapıya birkaç kez vurdum. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Radyo sahibi öfkeyle "Kapıya ısrarla vurdun,  canlı yayındayız. Gürültü reklam spotlarını bastırıyordu". Gayri ihtiyari. "Niye kasetten okumuyorsunuz" dedim. Daha sonra reklamları kasete aldık. Reklamları kasetten vermeye başladık. Sesin güzel dediler, zorladılar ben de program yapmaya başladım.   O yıllarda radyolar kaset doluydu. Dinleyici isteklerini bu kasetlerden bulup çalıyorduk. En usta programcı bile kasetten istenen şarkıyı iki dakikada bulurdu.

Sonra kasetteki şarkıları bulan kasetçalarlar ve daha sonra da CD'ler çıktı. Şarkıcılar önce kasetlerini, sonra CD'lerini çalmamız için gönderiyorlardı. Daha sonra Bakan Erkan Mumcu, Avrupa'nın baskısıyla telif yasasını çıkardı. Ardından kurulan birlikler yüksek telif ücretleri istemeye başladılar. Bu da radyoların sonunu getirdi. Bu yüzden radyolar kapanmaya başladı. En son 56 ilde yayın yapan Selim Demirören'in sahibi olduğu İstiklal FM, bir yıl sonra kapandı. Şimdi genç şarkıcılar şarkılarının çalınması için yüksek meblağlar ödüyorlar. Üstelik şarkılar Youtube ve internette serbestçe çalınıyor ve dinleniyor.

Radyo Karadeniz'i kitlelere duyuran Selim Bey, Yıldırım Belediye Başkanı Ramazan Altınöz'ün canlı yayında Karadenizlilerle ilgili gafına seyirci tepkisini zor yatıştırdık dedi. O yıllarda tanınan programcılar Şoför Nalan ve Nevin vardı.

"RADYOMA DOKUNMA"

O yıllardan aklımda kalan en güzel şey "Radyoma dokunma" kampanyasıydı. Radyolar kapanınca tüm dolmuşlar siyah kurdele takmışlardı.  Radyocu Salih Bey, yayın aracını minibüse yüklemiş, oradan yayın yapmaya başlamış. Polislerde yayını izleyerek kendisini bulmuşlar."

Her alanda olduğu gibi bu alanda da tekelleşme başlar. Amatörler bu alandan çekilir, güçlüler ayakta kalır. Büyükler reklam pastasına göz dikerler. Orta büyüklükteki radyolar genel giderlerin artmasına dayanamazlar. Kimisi çekilir, kimisi frekanslarını büyüklere kiralamaya başlarlar.

Öykümüz şimdilik burada sona erer.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.