Hava Durumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'de sözde Kürt devletine izin vermeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hamburg'ta düzenlenen G-20 sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 08.07.2017 18:11
Haber Güncellenme Tarihi: 08.07.2017 18:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'de sözde Kürt devletine izin vermeyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öne çıkan açıklamalar;

TERÖRLE MÜCADELEYİ MÜZAKERE ETTİK

Terör saldırılarına hep birlikte şahitlik ettik. Bu sebeple zirvenin en önemli konularından biri de terörle mücadele idi. Terörle mücadeleyi aramızda müzakere ettik. Türkiye olarak Antalya zirvesindeki kararlılığımıza dikkat çektik. Hiç bir ülkenin de bu tehlikeden uzak olmadığının altını çizdik. Terör örgütlerine karşı çifte standardı bırakmadan dayanışma ve işbirliğini sağlamadan bu konuda mesafe kat edemeyeceğimizin altını çizdik. Terörizmle mücadele eylem planına elimizden gelen desteği vereceğiz.

ALMAN POLİS TEŞKİLATINA TEŞEKKÜR EDİYORUM

G-20 zirvesinde Alman polisinin ortaya koyduğu fedakarlığı bir kenara koymak mümkün değil. Alman polisine bu gayretinden dolayı özellikle teşekkür ediyorum. Bugün dünyanın en kanlı terör örgütlerine karşı yoğun bir mücadele yürütüyoruz.

FETÖ MİLİTANLARI BATI'YI GÜVENLİ LİMAN GÖRÜYOR

Ülkemizde cinayet işlemiş terör eyleminde bulunmuş şahısların korunup kollandığını ne yazık ki görüyoruz. Bunun en somut en acı örneğini malesef ülkemizden kaçan FETÖ'cü teröristler konusunda yaşıyoruz. Bu terör örgütünün militanları batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun özellikle 15 Temmuz gecesi vatanına demokrasine sahip çıkan milletimizi rencide ettiğini özellikle belirtmek isterim. Bu tavrın yanlışlığına bir kez d aha dikkat çektik.

MÜLTECİLERE 30 MİLYAR DOLAR HARCADIK

Bölgede terör adacıklarının oluşturulmasına sessiz ve tepkisiz kalmayacağız ve meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Dün bölgeye dağıtılan ve namlusu bize çevrilen silahların yarın başka ülkelere çevrilmeyeceğinin garantisi yoktur. Bu örgütlerin hepimizi hedef aldığını unutmayarak dilerim ki bu bir kırılma noktası olur. Şu ana kadar 3 milyonu aşkın Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyoruz. Şu ana kadar yaptığımız harcama 30 milyar dolara yaklaşmış durumda. Yüzbinlerce kişi Iraklı onları da ülkemizde misafir ediyoruz. Bütün bunları da yaparken bizlere AB'nin verdiği söz 3+3 yani 6 milyar Avro'dur ancak bize ulaşan şimdiye kadar 800 milyon Avro'dur. Burada ifade edilen rakamlar yalan yanlış sapıtılıyor.

MÜLTECİ DALGASININ NEDENİ TERÖRDÜR

Mültecilerin yurt edinme haklarına saygı gösterilerek kendilerine yeniden yerleştirme imkânı konusunda diğere ülkelere sorumluluğunu hatırlattık. Mülteci ve göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik taahhüt verilmiştir. Türkiye olarak bu konuda her türlü takibi yapmaya devam edeceğiz. G-20 Antalya Zirvesi'nde tüm liderlere tüm Suriye kaynaklı göç dalgasının önlenebilmesi için terörden arındırılmış bölgeler konusunu iletmiştik. Prensipte herkes tarafından olumlu bulunan ancak hayata geçirilemeyen bu durum mülteci akınının en büyük nedeni oluşmuştur.

MÜLTECİLERİ YOKLUK VE AÇLIĞA MAHKUM ETMEDİK

Avrupa Birliği verilen sözleri yerine getirmemiştir. Sığınmacılar için ülkemizde inşa ettiğimiz kampların dünyada örneği yoktur. Mültecileri açık hava hapishanelerine dönüştürülen adalarda yokluğa mahkum etmedik. Onları şehirlerimizde ve geçici barınma merkezlerimizde misafir ediyoruz. Dil eğitiminden istihdamına kadar da her türlü çalışmayı yürütüyoruz.

KATAR'A YAPILANLARI DOĞRU BULMUYORUZ

Suriye'nin ve Irak'ın toprak bütünlüklerine etnik dini ve kültürel yapılarına saygılı her adımı atacak ve destekleyeceğiz. Bizi de bu yöndeki girişimlerimize destek verilmesini bekliyoruz. Bu bölgedeki terör sorunu ve insani krizler çözülememişken Körfez'de yeni krizler istemiyor Katar'a yapılanları doğru bulmuyoruz. Katar'ın egemenliğine saygı duyulmalıdır. Kardeş kavgasının kazananı olmaz. Türkiye'nin körfez ülkeleriyle çok yakın dostluk ve kardeşlik bağı vardır. Bölgenin huzuru en az kendimizin ki kadar önemlidir.

Türkiye krizin suhuletle çözülmesi için tüm araçları kullandı. İnşallah bundan sonra da meselenin aklı selim sonuçlanması için tüm elimizden gelenleri yapacağız.

HOLLANDA VERDİĞİ SÖZÜ YERİNE GETİRMEMİŞTİR

Afrika'da kuraklığa karşı bir an evvel harekete geçilmeli. Bizler bundan önce özellikle müzakerelerin yapıldığı dönemde imzayı attık fakat dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın bize verdiği bir söz vardı bu söz bizi gelişmiş ülkeler sınıfında değil gelişmekte olan sınıfında olduğumuz için oradaki mali yaptırımların karşılanacağı taahhüdünde bulundular. Bizler de dedik ki eğer bu gerçekleştirilirse parlamentodan geçer aksi takdirde geçmez. Nitekim şu anda parlamentodan geçmemiştir ABD'nin attığı bu adımdan sonra bizim durduğumuz konu Parlamentodan geçmemesi istikametindedir bunu da özellikle belirtmek isterim.

KIBRIS MESELSESİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇABA GÖSTERDİK 

Kıbrıs meselesine de değinmek istiyorum. Kıbrıs meselesinin adil ve sürdürülebilir bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için garantör ülke olan Türkiye büyük çaba göstermiştir. Türkiye daima söz verdiğimiz gibi bir adım önde oldu. Kıbrıs konferansının 28 Haziran'da başlayan ikinci oturumu sonuçsuz kaldı. Türkiye ve Türk tarafının tüm çabaları hak ettiği tavrı görmedi. Sonuçtan büyük bir üzüntü duyuyoruz. Uzun çabalardan sonra geldiğimiz bu tablo iyi niyet parametrelerinin içerisinde çözüm bulunamayacağı ortaya konulmuştur. Şubat 2014 7 maddede mutabık kalınmıştır ancak o maddelerle ilgili de Güney Kıbrıs şu anda ondan da vazgeçmiştir. Unutulmasın ki bu konuda B planı C planı düşünülmeye başlanacaktır.

FİKİR VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İYİ BİLİRİM

Öncelikle şunu bilmenizi isterim. Basın mensupları herhalde sınırsız özgürlüğe sahip değildir. Basın mensupları d a suç işler suç işlediği zaman yargı gerekli değerlendirmeleri yapar. Ben şiir okuduğum için cezaevine girmiş olan bir kişiyim. Fikir özgürlüğünü düşünce özgürlüğünü gayet iyi bilirim. Siz benim belediye başkanı iken şiir okuduğumdan dolayı hapse girdiğimi bilmiyorsunuz. Bilseydiniz bu soruyu bana sormazdınız. Fikir özgürlüğü konusunda hassasım. Bu basın mensubu diye tanıdıklarınızın büyük bir çoğunluğu teröre yardım ve yataklık yapan kişilerdir. Yargı değerlendirmesini yapar sonrasında da gereğini yapar. Bu da yargının kararıdır.

SALON TOPLANTISI YAPMAMA İZİN VERİLMEDİ, BU MUDUR ÖZGÜRLÜK? 

Aslında arkadaşımın az önce bana yöneltmiş olduğu sorunun bir yerde bu da bir cevabıdır. Basın mensuplarını Almanya'da G-20'yi izlemeye akredite etmeyecek kadar önlerini kesen bir anlayış var. Öncelikle bu anlayışı ortadan kaldırmak lazım. Şu anda Almanya'da 3 milyon Türk var. Onlarla bu Almanya seyahatim nedeniyle salon toplantısı yapmak istedim fakat Alman yönetimi eyaletler vs. benim burada salon toplantısı yapmama müsaade etmediler. Buna tahammül edemediler. Acaba bunu hangi özgürlük anlayışı ile bağdaştıracağız. Eğer özgürlükler dünyasında yaşıyorsak Türkiye Cumhuriyeti'nin halkının yüzde 52 oyunu alarak Cumhurbaşkanı olan bir Cumhurbaşkanı'na Almanya'da bir salonda konuşmasına müsaade etmeyenler kusura bakmasınlar özgürlükten bahsedemezler. Şu anda yaşanan benim söylediğim siyasi intihar budur.

BANA İZİN VERİLMEZKEN PKK KANDİLDEN BAĞLANIP KONFERANS YAPABİLİYOR

Benim buradaki vatandaşlarıma konferansla bile konuşmama müsaade edilmezken terör örgütü PKK'nın Kandil'deki elebaşlarının bağlanmasına müsaade edilmiştir. Sözde terör örgütünün liderlerinin paçavraları ile polis kordonunda yürüyüşüne izin verenler ne yazık ki meşru derneklere müsaade etmiyorlar. Türkiye'de böyle bir yasak yok. Türkiye'de neredeyse 20 günü aştı ana muhalefet partisinin düzenlemiş olduğu sözde bir 'adalet' yürüyüşü yapılıyor. Bu adalet diyenler parti içerisinden başka isimlerin başkan adayı olmasına müsaade etmiyor bu tür gariplikler yaşıyoruz

IRAK'IN BİRLİĞİ VE BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR

Referandum konusunda Barzani'ye söyledim yanlıştır bu. Doğrusu şu anda hangi konumda olduklarını hala bilmiyorum temennim odur ki referandum yapılmadan bundan vazgeçerler. Bundaki direnmeleri onlara kaybettirir diye düşünüyorum. Bizim için Irak'ın birliği beraberliği ve bütünlüğü çok önemlidir.

SURİYE'DE SÖZDE KÜRT DEVLETİNE İZİN VERMEYİZ

Şunu bir defa bilmeniz lazım. Bizim siyasetimiz kavmiyetçilik üzerine değildir ırkçılık üzerine hiç değildir. Bizim muhatabımız her zaman insandır. Fakat bizim sınırlarımızda bizi tehdit eden bazı oluşumlar olursa biz bu oluşumlara karşı haddini bildiririz. Eğer Kuzey Suriye'de sözde bir Kürt devleti kurma gayreti olursa biz buna müsaade etmeyiz. Nitekim böyle bir girişim oldu biz bunu durdurduk engelledik. Bundan sonra da buna asla müsaade etmeyiz. Oradan ülkemize olan tehditleri asla affetmeyiz. Nitekim Fırat Kalkanı Harekatı bunun bir ifadesidir. Fırat Kalkanı Harekatı'nda ülkemizi kimler tehdit etmiştir DEAŞ, illegal Kürt örgütü bunlar PYD/YPG'dir bunlar tehdit etmiştir. Bunlara karşı sessiz kalmamız mümkün değildir.

IRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORURSA GÜÇLÜ OLUR

Biz Irak'ın bölünmesine müsaade etmeyiz. Siz Irak'ın paramparça olmasını istiyor musunuz biz istemiyoruz. Irak bütünlüğünü korursa güçlü olur. Şu ana kadar Barzani ve onların çalışmalarına en büyük desteği veren hep biz olduk ve şu anda da veriyoruz. Diyoruz ki bölünmeden yana olmayın. Çünkü parçalananda gerek yoktur ama birlikte bereket vardır. Bunu her zaman Sayın Barzani'ye de söyledim gelen bütün yetkililere de söyledim.

SÖYLEDİĞİNİZ KİŞİ BİR TERÖRİSTTİR

Teröristleri cezaevlerinden bırakma yetkisi bizim değildir. Türkiye bir hukuk devletidir söylediğiniz kişi de bir teröristtir ve öyle bir terörist ki benim bütün Kürt kardeşlerimi sokağa döküp ondan sonra sokağa döktüğü Kürt kardeşimi de Kürtlere öldürten bir teröristtir. Bu sadece suçlarından bir tanesidir ve buna benzer daha nice suçları vardır. Bizim arkamızda PYD, PKK, YPG vardır gibi meydan okuyan bir kişidir. Şu anda zaten yargıdadır yargı ne karar verirse bizim başımız gözümüz üstündedir.

O OTELDE NEDEN TOPLANDILAR?

Benimle ilgili açıklamaların neticesi ne oldu ben hapse girdim ve 4 ay 10 gün hapiste yattım ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başkanıydım yaptığım neydi bir şiir okumaktı. Büyükada'ya polis baskın yapmıştır ve gözaltına almıştır tutuklamamıştır. O otelde neden toplandılar acaba? Bu da belki bir yargı sürecini başlatabilir o da ayrı bir konu. Daha gözaltında yargıya gitmedi konu. Süreci takip ediyoruz.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.