BM Genel Sekreteri Guterres'ten Arakan çağrısı

Myanmar'daki yetkililerin bu şiddet karşısında kararlı adımlar atmaları gerektiğini belirten  Guterres, "Tüm ihtiyaç içinde olanlara insani yardım ulaşımını ve güvenliği temin etmeliler" dedi. Guterres, "Kendilerine, hayat kurtaran insani yardım hizmetlerinin kesintisiz girişine izin vermeleri çağrısı yapıyorum. Bununla birlikte bu krizin temelinde yatan sorunlara çözüm bulunması için hayata geçirilecek etkili planlar ertelenemez. Arakan'daki Müslümanlara vatandaşlık ya da en azından şimdilik normal bir hayat sürmelerini temin edecek yasal statü verilmesi hayati önem taşıyor. Seyahat etme özgürlüklerini kazanma, çalışma hayatı, eğitim ve diğer hizmetlere girebilmeleri için bunlar sağlanmalı. Myanmar'da etnik temizlik riskiyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum ama durumun o noktaya varmamasını umuyorum. Myanmar'daki sivil ve askeri otoritelere bu şiddete son vermeleri çağrısı yapıyorum. Bu krizin bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyebileceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"DÜNYA MYANMAR KATLİAMINA SESSİZ KALDI"

Erdoğan dün yaptığı konuşmada "Türkiye olarak Arakanlı Müslümanlara yardımlarımızı ulaştırdık, ulaştırmaya devam ediyoruz" diyerek "Dünya Myanmar katliamına sessiz kaldı. Oradaki Müslümanların düştüğü durumu gördünüz. Bizler Türkiye olarak Kızılay ile AFAD ile buralara yardımlarımızı ulaştırdık. Devam ediyoruz. Biz sadece Rabbimizin huzurunda eğiliriz. Hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik. Myanmar sürecini BM Genel Kurulu'nda en geniş manada gündeme getireceğiz. Arakan için 50'ye yakın dünya lideriyle konuştum, konuşmaya devam edeceğim. Tabii netice alacağımız liderler var, liderler var. Herkes aynı hassasiyeti taşımıyor. Varsın taşımasınlar biz gerekeni yapacağız" ifadelerini kullanmıştı.

"CILIZ SESLER DUYUYORUZ"

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ise Bursa'da BM'yi eleştirerek şunları söylemişti: "Son zamanlarda cılız bir ses duymaya başladık. Ama bu cılız seslerin, bu zulmü yapanlar tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmayacağını bilmemiz gerekiyor. Artık ses vermemizin ötesinde eyleme geçmemizin zamanıdır. BM Güvenlik Konseyi kuruluş amaçlarına uygun olarak bu problemi kökünden çözmek zorundadır. Aksi takdirde saygınlığını ve itibarini hiçbir zaman olmadığı şekilde daha fazla kaybetmeye devam edecektir. Biz buradan yaşanan bu insanlık dramına karşı daha güçlü adım atmalıyız çağrısını yapıyoruz. Biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yapacağız. Bu millet büyük bir millet. Bunu her gün farklı şekilde yansımasını görüyoruz. Baktığınız zaman 3.5 milyona yaklaşan Suriyeli muhacir göçmen kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz. Diğer taraftan bize ulaşamayan Arakan, Filistin ve Afrika'daki o mazlum, aman dileyen kardeşlerimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Bu bir insani diplomasisidir."