Hava Durumu

Bursa Özel Nilüfer Vakfı Okulları kalıpları yıkıyor!

Eğitim, Türkiye'nin en tartışmalı gündem maddeleri arasında yer alıyor. Birçok model ve metodun tartışıldığı bir dönemde Bursa Özel Nilüfer Vakfı Okulları, ödev sorumluluğunu öğrenciden alarak veliye ödev veren okul olarak dikkat çekiyor.

Haber Giriş Tarihi: 03.04.2018 15:01
Haber Güncellenme Tarihi: 03.04.2018 15:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Bursa Özel Nilüfer Vakfı Okulları kalıpları yıkıyor!

Nilüfer Sosyal ve Kültürel Yardımlaşma Vakfı bünyesinde kurulan Nilvak Okulları Kurucu Temsilcisi ve Nilvak Eğitim Kurumları Genel Koordinatörü Erol Gürlek, eğitimde özgün yöntemleriyle dikkat çeken kurum hakkında bilgi verdi. Atatürk ilke ve inkılaplarını esas alarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Eğitim Bakanlığı için ön gördüğü yasalarla belirlenmiş olan kurallar çerçevesinde müfredat oluşturduklarını belirten Erol Gürlek, özel hassasiyetlerinin de bulunduğunu söyledi. Gürlek, "Biz özel gün ve haftaları kendi gününde kutluyoruz. Örneğin; 23 Nisan'ın cumartesi ya da pazara denk gelmesi hiç önemli değil. Zaten velilerimiz de bu konuda özel hassasiyet gösteriyor, 'Pazar günü tören mi olur' demiyorlar. Ve salonumuz tıklım tıklım doluyor. Yine 'andımız', okumuzun değişmez kuralıdır ve her pazartesi günü İstiklal Marşımızın ardından hemen okunur" dedi.

OKULUN VAZİFESİ

Ülke genelinde eğitimin asıl mevzudan uzaklaşarak siyasi bir zemine saplandığının altını çizen Erol Gürlek, "Andımız ve 23 Nisan, 19 Mayıs gibi özel günler ve haftalar, zaten eğitimin doğal akışında olması gerekenlerdir. Ama bunlar kaldırılınca ve siz de bu konuda hassasiyet gösterince çok özel bir şey yapıyormuşsunuz gibi görünüyor ama aslında değil. Biz sadece bunları bir değer olarak görüyor ve sahip çıkıyoruz. Bununla anılmak da istemiyoruz zaten. Yine Türkiye'deki bütün özel okullar, ortaya belirli iddialarla çıkıyor: 'Biz çocuklarımıza yabancı dil öğreteceğiz, kültür-sanat-spor bakımından geliştireceğiz, akademik olarak hepsini en iyi noktalara ulaştıracağız, bütün bunları güvenlikli bir alan içinde sağlayacağız ve son olarak çocuklar kendine güvenen bireyler olacaklar.' Beş tane temel felsefe var. Fakat içine girdiğinizde gerçekten eğitim buysa, insanı geleceğe hazırlamak ve aydınlaştırma buysa aslında akademik programlarla da övünmemek lazım. Okulun işi zaten bu değil mi? Asıl bunların dışındaki alanlarda ne yaptığınız önemli" ifadelerini kullandı.

YABANCI DİL ÖZELLİĞİ

'Yabancı dil eğitimi, ülkenin kanayan yarasıdır' diyen Gürlek, "Bir çocuk yaklaşık 16-18 yıl eğitim görüyor; ama bittiğinde İngilizce konuşamıyor. İşte eğitim sisteminde hep başka taraflarla ilgilenirken gözden kaçanlardan bir tanesi de budur. Biz ne yaptık? Bugün Türkiye'de sadece özel yabancı kolejlerin uyguladığı her şeyin yabancı dille yapıldığı bir sistemi uyguluyoruz. Türkçe, matematik, sosyal, fen gibi ana dersler dışındaki bütün dersleri İngilizce yapıyoruz. Resim, müzik, beden eğitimi, satranç, yüzme, drama gibi dersler İngilizce. Ayrıca herhangi bir özel okulun verdiği saat kadar İngilizce dersini zaten veriyoruz. NİLVAK kolejinde 3 yıl geçiren bir öğrenci, üçüncü yılın sonunda İngilizce konuşuyor. Şu anda birinci sınıftaki öğrencilerimiz rahat rahat öğretmeniyle diyalog kurabiliyor" dedi.

AİLEYE ÖDEV

Türkiye'de eğitimdeki en ciddi sıkıntılardan birinin de 'ödev' konusu olduğunu irdeleyen Gürlek, "Aileler de çocuklar da öğretmenler de şikâyet eder. Ama ne hikmetse kimse de bundan vazgeçmez. Biz, ödevi kaldırdık. Ödevi okulda yaptırıyoruz. Öğrenciler için okuldayken bir ödev saati oluşturduk. Ama aileye de iş düştüğü için orada da bir uygulama getirdik. Haftanın beş gününde çocukların aileyle birlikte vakit geçirecekleri bir sistem kurduk. Aslında çocuğa değil anne-babaya ödev verdik. Bu yüzden 'aileye ödev veren okul' diyoruz biz. Günleri böldük. Mesela Pazar akşamı ailece sinema seyrediyorlar. Filmi biz, 'bu akşam şu filmi seyredin' diyerek mesaj gönderiyoruz. Pazartesi-Perşembe akşamları anne-baba-çocuk kitap okuma ödevi getirdik. Salı akşamları, İngilizce kelime bulma oyunu oynatıyoruz. Çarşamba akşamı veliye 'bu haftaki konuşma konunuz' diye mesaj gönderiyoruz" diye konuştu.

GLOBAL VATANDAŞ

Gürlek, "Dünyada birçok eğitim modeli var ama bunları çeşitli nedenlerden dolayı Türkiye'de uygulayamazsınız. Esinlendiğimiz noktalar oldu ama hem yabancı dille ilgili hem de bu ailenin ödevlendirildiği yöntemi kendimiz geliştirdik. Buna da bir isim bulduk ve okulumuzun mottosu olan 'Global Citizen Academy' dedik. 'Dünya vatandaşlığı akademisi' diyoruz" dedi.

BURS ŞARTLARI

Türkiye'de eğitim alanında 'burs' konusunda bir kavram kargaşası olduğu belirten Gürlek, "Burs bir indirimdir aslında. Yani okulun bir normal fiyatı vardır. O fiyatlardan çeşitli nedenlerle insanlara burs veriyorum diyerek indirimler uygulanır. Bütün okullar akademik başarıya bir de sporun herhangi bir dalındaki başarıya göre indirimler yaparlar. Biz, burs alanını genişlettik. Akademik olarak bir sınav yapıyoruz ve buradan elde ettiği başarıya göre yüzde 100'den yüzde 20lere kadar burs veriyoruz. Farklı olarak ise sanatın ve sporun herhangi bir dalında belgelendirilmiş olmak kaydıyla bir derecesi varsa o çocuklara da burs veriyoruz" şeklinde konuştu.

PERSONEL NİTELİĞİ

Akademik kadro oluştururken öncelikle 'çocuğu seven' kişiler olmasına dikkat ettiklerini ayrıca bilgi ve deneyimi de öncelediklerini vurgulayan Gürlek, "Personel seçiminde bilimsel altyapısı olan mülakatlar yapıyoruz. Hatta ihtiyaç hissedersek sınava tabi tutuyoruz ve demo ders yaptırıyoruz. Personel, sevgi, bilgi ve deneyim kriterlerini sağlamışsa kurumsal yapıya ve ücret politikalarımıza da uygunsa bir anlaşma sağlıyoruz" dedi.

YENİ YERLEŞKE

'Butik okul' tercihiyle yola çıktıklarını belirten Gürlek, "Yeni yerleşkemiz daha büyük olacak ama biz bu alanın tamamını çocukların hayata hazırlanması için kullanacağız. Okulda bir tane değil üç tane müzik salonu, görsel sanatlar atölyesi, cep sineması, konferans salonu olacak. Dörder şubeden ve maksimum 20 öğrenciden oluşan yapı kuruyoruz. 320 öğrenci ilkokulda, 320 öğrenci ortaokulda, 100 küsur öğrenci de anaokulunda olacak. Yani toplam öğrenci sayısı 750-760'larda olacak. Ama 12 bin 800 metrekare kapalı alanı olan bir okula milli eğitimin verdiği kontenjan 1400. Biz bunun yarısı kadar öğrenci alacağız. Çünkü doğru eğitimin bu şekilde yapılabileceğine inanıyoruz" dedi.

KODLAMA EĞİTİMİ

Çocukların teknolojiyle ilişkisi açısından da özel çalışmalar yaptıklarını söyleyen Gürlek, şöyle konuştu: "Dijitalleşme açısından kodlama gibi dersleri Bursa'da ilk başlatan okullardan biriyiz. Daha ilk açıldığımız yılda üniversitede bilgisayar mühendisliğinden akademisyenlerle görüşüp kodlama eğitimi için ciddi toplantılar yaptık. Biz, 2016 yılında buna başladık. Yeni okul binamızdaki fiziki şartlardan bir kaçını da bu alana özel ayarladık. Kodlama ve robotiğin rahatça yapılabileceği, lego oyunlarının oluşturulabileceği mekânlar hazırladık."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.