Hava Durumu

Bursaspor'a adanmış bir ömrün özeti: Özmetin Erkut

Bursa futbolunun duayen antrenörüyle başta dün olmak üzere yetiştirdikleriyle, bugünü masaya yatırdık.

Haber Giriş Tarihi: 28.12.2018 06:17
Haber Güncellenme Tarihi: 28.12.2018 06:17
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Bursaspor'a adanmış bir ömrün özeti: Özmetin Erkut

RÖPORTAJ: Engin AKSÖZ

Öğrendim ki Türkiye'de iç menüsküs ameliyatı geçirerek, futbola devam eden ilk oyuncuymuş Özmetin Erkut. Öz Bursalı, öz Bursasporlu hocanın, yaşamı hakkında aktardığı ilginç anekdotlarla rahatlıkla bir kitap yazılabilir. Dinlerken ağzım bir karış açık kaldı.

Yetişmesine katkısı olduğu öğrencileri öylesine çok ki!.. Sonradan neredeyse hepsi milli takımlarda görev alıp, büyük kulüplere transfer olmuş. Bursasporluları saymaya burada girmiyorum, çünkü anlatmaya sayfalar yetmez. Beşiktaşlı Ali Gültiken, Trabzonsporlu Lemi Çelik, Hami Mandıralı'yla Ünal Karaman dersem yeterlidir sanırım.

Sönmez Filament'te hocalık yaparken 20-0 kazandıkları Bilecikspor maçı için ayrı bir paragraf açan Erkut, 'Rakip takım oyuncuları saha içinde yalvarmaya başlayınca frene bastık, yoksa skor başını alıp gidecekti' diye konuştu. 2003'te antrenörlüğü bırakan Erkut an itibarıyla maçları stadyum yerine televizyondan takip ediyor.

Özmetin abi antrenörken çok bağırırdı sahanın içindeki oyuncularına...

Kötü anlamda değil; yapılan hatalara bir uyarı niteliğindeydi avazı çıktığı kadar kendini yırtması...

Yırtınırdı ki bir daha yapmasınlar... Ne olur, ne olmaz sonunda bir gol yiyip yenilmek de var...

Tribünlerin fazla dolu olmadığı maçlarda; vaveylaları denize atılan taşın yaydığı halkalar misali, beton basamaklarda yankılanıp, sonra gelir kulaklarımızı çınlatırdı.

Oyuncularını da alıştırmıştı böylesine kakafonik ortamda idman yapmaya. Bağırmadığı günler 'acaba hasta mı?' diye merak edilirdi...

Özmetin abi bugünlerde gerçekten hasta... Futbol aşığı Salih Fındıkkaya dostun cuma günleri düzenlediği geleneksel simit partisinde biraz kilo vermiş halde görünce 'Acaba mı?' dedim...

O 'acaba'nın yanıtı da kendinden önce, dostlarından geldi.

Amansız hastalığı en ucundayken yakalamış Özmetin ağabey... Bereket başlangıç aşamasında. Alkol artık yaşamında yok, marpucundan tömbekiyi derin derin içine çekme keyfi de...

Üstesinden de gelecektir inşallah...

Bizim röportaj günleri, ocak sonuna kadar kapalı olsa da Özmetin Erkut bu! Biraz torpil yapacağız haliyle. 'Gel bir konuşalım seninle' deyince, anında atlayıp yanımda bitti.

Bursaspor'la geçirilmiş bir ömrün özetini yapalım istedim bugün bilmeyenlere... Yetiştirdikleri, başarıları ve bugünüyle Özmetin Erkut söyleşimiz başlasın artık...

Seni bizim kuşak dışında kimse tanımaz abi, bir anlat hele kendini de öğrensinler...

1946 Bursa doğumluyum. Sırasıyla Merinos, Galatasaray, Beykoz, Antalyaspor'da futbol oynadım. Lise mezunuyum belki ama üniversitede okumama futbol engel oldu. Evli ve iki çocuk babasıyım. Küçük oğlum Oğuzhan Amerika'da Seattle şehrinde futbola antrenör olarak hizmet veriyor. Oraya yerleşince, bir daha geri dönmek istemedi.

Bursaspor'da futbol oynamadan, antrenörlük yapmak o günün koşullarında neredeyse imkansızdı. Yanılmıyorsam bu ilk seninle yaşandı ve orada bitti.

Öyle diyebiliriz. Bursaspor'da top oynamak kısmet olmasa da birçok futbolcunun yetişip, A takımda forma giymesine katkımız oldu. Bu da benim için bir gurur vesilesidir.

Süreç mi böyle olmasını gerektirdi, yoksa sizin tercihiniz miydi?

O yıllarda kulüplerin genç takımları henüz ihdas edilmemişti. Amatör kümelerde oynayan başarılı futbolcular genç karma adı altında bir araya getirilirdi. Benim futbol yaşamım da böyle başladı. Genç karmada takım kaptanlığına kadar yükseldim. 1966 yılında Türkiye şampiyonu olduk. Kazanılan kupanın Bursa futbolunda özel bir yeri vardı ve çok anlamlı bir başarıydı.

Yanılmıyorsam o yıllarda genç milli takım aday kadrosuna Bursa amatör kulüpleriyle, Bursaspor'dan 5 futbolcu davet edilmişti?

Necati Göçmen, Orhan Özselek Bursaspor'dan, sonradan Bursaspor'a gelecek Esen Ali Sezen PTT'den, ben Merinos'tan, yine ilerleyen yıllarda Bursaspor forması giyecek Hayrettin Endersert de Gençlerbirliği'nden aday kadroya davet edildi. Kulüplerimizle renklerimiz farklı olsa da hepimiz özünde Bursalıydık. Bu farklılığımızla üç büyükleri bile geride bırakmak müthiş bir şeydi bizim için.

Sonra sizlerin de formasını giydiği bu milli takım, Türkiye'de 1969 yılında düzenlenen Avrupa Gençler Futbol Şampiyonası'nda Avrupa üçüncüsü olmuştu.

O günkü ismiyle Mithatpaşa Stadı'nda Rusya ile oynadığımız yarı final maçını hâlâ unutamam. Necati Göçmen benim pasımla golü atıp, milli takımı 1-0 öne geçirdi. İyi mücadele etsek de maçın sonunu getiremedik. Rusya önce beraberliği yakaladı, son dakikalarda da kazandığı penaltı ile 2-1 öne geçip, final biletini kaptı.

Rakibin kazandığı penaltının da ilginç bir öyküsü var değil mi?

Teknoloji bugünkü kadar ileri değil. Stadın aydınlatması yetersiz kalınca, alaca karanlık ortamda deyim yerindeyse topa rastgele vuruyoruz. Penaltı pozisyonunda kale içindeydim. Kaleci Yasin'i geçen top, ağlara yönelirken ben ani bir refleksle elimi uzatıp; golü önlemeye çalıştım. Ele çarpmanın olmadığı pozisyonu hakem o karanlıkta yanlış yorumlayınca penaltı verdi. Çok itiraz etsek de kararı değiştiremedik. Üçüncülük maçında Fransa'yı normal süresiyle, uzatmaları golsüz berabere biten mücadelede para atışıyla eleyip Avrupa üçüncüsü olduk. O yıllar için olağanüstü bir başarıydı bu sonuç.

Amatör Milli Takım yılları da oldu kariyerinizde. Orada da Bursa orijinli futbolcularla birlikte olduğunuzu biliyorum.

İnegöl'den Eskişehirspor'a geçen İsmail Arca ile Bursaspor'dan Beşiktaş'a transfer olan Vedat Okyar milli takımdan arkadaşlarım oldu. 1967'de Tunus'ta yapılan Akdeniz Oyunları'nda Türkiye'yi temsil ettik. Genç ve Amatör Milli olmak üzere toplamda 13 kez ay yıldızlı formayı terlettim.

Antrenörlük yıllarına geliyoruz. Ama bunun başlangıcı da biraz ilginç öyküler taşıyor öyle mi?

Antalyaspor'da oynuyorum. Takım o yıllar 2. Lig'de. Bir maçta sakatlandım. Galatasaray Kulübü Başkanı Prof. Dr Ali Uras aynı zamanda ünlü bir ortopedist. Beni muayene edince 'bağların kopmuş, artık futbol oynamazsın' dedi. O sırada Kayserispor'da olan eski Fenerbahçeli Naci Erdem de beni takımına istiyor. 'Sakatım' deyince; beni tutup doktor Kut Sarp Yener'e götürdü. Muayene sonunda bağ yırtığım menüsküs çıktı!.. Türkiye'de iç menüsküs ameliyatı olarak futbola devam eden ilk oyuncu benim!.. Sene de 1973. Yeniden futbola dönmek üzereyken; Merinos'ta antrenörlük yapan Şevket Yorulmaz ağabey, 'Dışarıyı bırak da bize gel, hem oynarsın, hem de antrenörlük yaparsın' deyince, emir telakki edip, memlekete döndük. Henüz 27 yaşındayken hem antrenör, hem de oyuncu olarak Merinos'ta yaşamıma yeni bir sayfa açıldı.

Sonra gelsin başarılar

Ameliyatlı ayağım iyileşince yeniden oynamaya başladım. O sene Bursa Amatör Küme şampiyonu olduk. Türkiye 4.lüğü aynı sene içinde geldi. Ertesi sene yine şampiyonluk yaşadık. Türkiye birinciliğinde de 6.lığımız var. Yanı sıra C Kursu'na devam edip diplomamı aldım.

Sırada başka kulüpler de var, biraz da onlardan söz eder misin?

Merinos mesaisi bitince Kestel Çilekspor'a geçtim. Çok iyi bir kadromuz vardı, şampiyon olduk. O günlerin büyük yeteneği Karacabeyli Cengiz Tunçman'ı Çilekspor'da oynamaya ikna etmem kariyerim adına önemlidir. Cengiz aşama kaydedince bir sezon sonra Bursaspor'a geçti. Yaman'la, Nevzat da bu dönemde şans bulup, sonradan dışarıya transfer yapan oyuncular. Çilekspor'dan sonra 2 yıl da Güvenspor'u çalıştırdım. Burada da 1 yıl şampiyon olduk, bir yıl sonra da grup ikincisi. Güvenspor'da da Ertan Koç kısa sürede gösterdiği aşamayla Malatyaspor'a gitmişti.

Yanıtı merakla beklenen sorum ise şimdi geliyor; hiç top oynama fırsatı bulamadığınız Bursaspor'a antrenör olarak gelişiniz nasıl gerçekleşti?

1979-1980 sezonu öncesiydi. Değerli meslektaşım Hasan Bora hoca benimle birlikte çalışma isteğini iletince hiç düşünmeyip kabul ettim. Bir tarafta ise baba mesleği ticari yaşantım var, ailece hurdacılık yapıyoruz ve buradan çok iyi paralar kazanıyorum. Futbol ağır basınca ticareti bırakıp, kendimi iyiden iyiye antrenörlüğe odakladım.

Bursaspor macerası kaç yıl sürdü?

Altyapı organizasyonlarıyla, A Takım olmak üzere 5 sezon Bursaspor'da çalıştım. Bursaspor kariyerimde dönüm noktasıdır. Unutulmaz başarılarla, şampiyonluklar peş peşe geldi. Toplam 5 Türkiye şampiyonluğu kupası kazanmak, öyle kolay kolay elde edilecek başarılar değildi.

Sizi tanıyan sporseverlerle, gazeteciler iyi bilse de bugünün kuşağında yetişmesine katkınızın olduğu isimleri sayar mısınız? Şu an sorunca ben bile heyecanlandım çünkü.

O kadar çok ki Engin; inan sadece onlar için ayrı bir gazete çıkartılır. Sayarken unuttuklarım olursa da lütfen beni bağışlasınlar, çünkü bazı isimleri istemeden atlamış olabilirim. En önce değerli yardımcım Basri Ukuşer. Onu ayrı bir köşeye yazmak istiyorum. Bir döneme performanslarıyla imza atanlara gelecek olursak; Eser Kardeşler, Erkan Öncel, Semih Yuvakuran, Ali Aköz, Ergin Parlar, A. Suphi Evke, Yalçın Gündüz, Cemal Vardar, Hüseyin Hürsoy, Yalçın Çimen ilk etapta aklıma gelenler. Sonrasında Talip Altıkardeş, Murat Yoldaş, Faruk Korkmaz, Muharrem Kayan, Taner Ertaş (Çekirge), Metin, Melih Sayal kardeşler, Yüksel Altay, Semih Ulu, İbrahim Çulcu vb. Başta da söyledim. Unuttuklarım mutlaka olmuştur, artık yaşımıza versinler.

Bu dönemde Hasan Bora ile birlikte istifanıza neden olan bir Denizlispor maçı var ki hâlâ unutamam. Bursa'da 3-0 öndeyken son dakikada Bahtiyar Yorulmaz'ın attığı golle maç 3-3 bitmişti.

Tıklım tıklım dolu tribünlerde oynanan şahane bir maçtı. Beyhan'ın attığı bir gol var ki zor anlatılır. Sonra Seydic çaktı, maç birden 3-0'a geliverdi. İkinci yarı adeta durduk. Bu kez rakibin golleri peş peşe geldi. Bahtiyar Yorulmaz'ın son dakika golü de olağanüstüydü. Topu göğsünde yumuşatıp, yere inmeden çaktığı voleyle Eser'i avlamıştı. Herkes şoke olmuş durumda. Tribünler 'istifa' sloganlarıyla yıkılıyor. Maç sonu istifamızı verdik. Başkan Cavit Çağlar kabul etmese de Hasan Bora bıraktı. Benim devam etmemi istediler. Sonradan Miliç'e yardımcılık yaptım.

Bursaspor yolculuğu bitse de antrenörlük başka kulvarlarda devam edecekti sizin için. Sönmez Filament'le başlayan yıllara gelelim mi?

Keyifle çalıştığım bir başka kulüp S.Filament. Toplam 4 yıl, unutulmaz maçlara sevinip, unutulmaz oyuncularla birlikte olmuştum. Necmi Güzey abim bırakınca Sayın Celal Sönmez beni bu göreve layık bulduğunu söyledi, kıramadım. 3. Lig'deyiz. Bilecikspor'la Atatürk Stadı'nda oynayıp, 20-0 kazandığımız maç futbol literatürüne geçmişti. Neredeyse her atakta gol atıyoruz. Rakip 'artık yeter!' diye yalvarmaya başlayınca frene basıp, bıraktık. Yoksa başka bir yere gidecekti skor. Rekorlar kırarak şampiyon olduk. Yolumuzda tertemiz yürüdük. Hiç kirli işimiz olmadı. 2. Lig'de Şifo Mehmetli K.Maraşspor'un ardından 2. olmasak; 1. Lig'e çıkmak hayal olmazdı. Böylesine güzel yönetilen kaliteli bir kulübün 4 yıl içinde kapanıp, futbol tarihinden silinmesini hâlâ içime sindiremiyorum.

Yavaş yavaş sonuna geliyoruz söyleşinin Sayın Hocam. Filament bitince sırada kimler var?

Filament kapanınca Genç Mili Takım antrenörlüğü teklifi geldi, kabul ettim. O sıralar rahmetli Doğan Andaç genel koordinatördü. Genç Milli Takım'ı bana bıraktı. Bu süreçte Beşiktaşlı Ali Gültiken, Trabzonsporlu Lemi ve Hami ile yine Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman öğrencilerim oldular. Diğer taraftan da Bursaspor'da 14-16 Yaş Grubu'nu çalıştırmaya devam ediyordum. Kaleci Mehmet Tezcan, Ersel Uzgur'la, İbrahim Türkseven bu yıllarda yetişmiş oyuncular arasında yer alır.

Milli Takımla Bursaspor görevim sona erince Bandırma'ya geçtim. Bandırmaspor'u aralıklarla 6 sezon çalıştırdım. Tavşanlı Linyitspor'la, Merinos'un da 3. Lig yıllarında başındaydım.

Mesleği bırakma kararı almak epey zor olsa gerek. Bu nasıl gelişti?

Küçük oğlum Oğuzhan ABD'ye yerleşme kararı alınca, hanım evde tek başına kaldı. Ben de çalışacak olsam iyice yalnızlaşacak. Allah'a şükür parayla, pula ihtiyacım yok. 2003'te noktayı koyup, kendimi dinlemeye başladım.

Bursaspor'un maçlarına gidiyor musunuz peki?

Devamlı gidiyordum ama artık, bıraktım. Futbolu bizim dışımızda herkes çok iyi biliyor!.. 'O girsin, bu çıksın, onu oynat, bunu değiştir.' Baktım olmuyor, ayağımı kestim. Televizyondan izliyorum. Bir de Türkiye'de oynanan futbolun tadı tuzu kalmadı. İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ligleri benim için daha cazip.

Samet Hoca da sizin gibi altyapıya büyük önem verip, genç isimleri sahaya sürüyor. Bu konuda bir şey söyler misiniz?

Olması gereken de bu zaten. Rakamlar çok büyüyünce kulüpler zorunlu olarak kendi altyapılarına odaklandı. Samet Hoca da bu konuda Türkiye'ye liderlik yapan bir isim. Dilerim çizgisini bozmadan devam ettirir. Başka çıkış yolu da kalmadı Bursaspor'un.

Özmetin Hocam bu güzel söyleşi için size çok teşekkür ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.