Dört koldan giriyorlar! İstanbul depo gibi...

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INBC) 2020 Raporu pandemi döneminde zehir tacirlerinin faaliyetlerine dikkat çeken en önemli rapor özelliğini taşıyor. Söz konusu raporda ilk kez madde bağımlısı olan yaşlılar konusuna dikkat çekilirken, pandemi döneminde kaçakçılık yöntemlerinin farklılaştığına yer veriliyor. Pandemi döneminde farklı taşımacılık yolları ve yasal ticaret kisvesi altında uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığı belirtilirken, "Kaçakçılık yöntemleri farklılaştı. Postayla ya da paket hizmetleriyle ya da eve yemek servisleriyle hatta maske, eldiveni, dezenfektan içine konarak maske ithal ya da ihraç ediyormuş gibi dezenfektan içinde uyuşturucu kaçakçılığına tanık olunuyor.

TERÖR ÖRGÜTLERİNİN İLGİSİ

Sosyal medya uyuşturucuya erişimde ve satıcılarla alıcıları bulmakta bir önemli mecra oluşturdu" uyarısı yapılıyor. ürkiye'den uzmanlar ise organize suç gruplarının uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerini karmaşık ilişkiler bütünü içerisinde ele almak gerektiğine dikkat çekerken, bu grupların uyuşturucunun ulusal ve uluslararası üretim, kaçakçılık, satış aşamalarının tamamında yer aldıklarını belirtiyor. Uyuşturucu piyasasının sadece organize suç gruplarının değil aynı zamanda terör örgütlerinin de ilgi odağı olduğuna dikkat çekilirken, Türkiye'de faaliyet gösteren PKK, KCK, PYD, DHKP/C, TKP/ML ve FETÖ/PDY terör örgütlerinin uyuşturucu kaçakçılığı ile yakın ilişkisi istihbarat raporlarına yansıyor.

Öyle ki, narkotik ve istihbarat birimlerinin tespitlerine göre, PKK ve uzantısı KCK, PYD, YPG terör yapılanmaları, son yıllarda Suriye'de kaotik duruma da bağlı olarak uyuşturucu madde ticaretinin her alanında organize biçimde faaliyet gösteriyor. PKK ve uzantısı terör örgütlerinin zehir kaçakçılığında Ortadoğu'dan Batı Avrupa ülkelerine kadar uzandığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2020 raporunda yer alırken, PKK'nın, Balkan rotasını kullandığına değiniliyor.

AVRUPA'YA DÖRT KOLDAN GİRİYOR

Zehir tacirlerinin kirli faaliyetleri ve zehir rotalarının detaylarını en iyi bilen isimlerin başında, İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi eski Başkanı Ömer Ulu geliyor. Ulu'nun kaleme aldığı "Türkiye'de ve Dünyada Uyuşturucu ile Mücadele" isimli çalışmada, eroin zehrinin Avrupa'ya dört ana kaçakçılık rotası üzerinden girdiği, en 'önemli rotaların 'Balkan ve Güney rotası' olduğuna dikkat çekiliyor.

İSTANBUL DEPO GİBİ

Ulu kitabında, Afganistan'daki afyon üretiminin yüzde 87 artarak 10 bin tona yükseldiği anlatırken, eroin zehrinin yüzde 70'inin Afganistan'da imal edilerek Avrupa ülkelerini gönderildiği bilgisini de paylaşıyor. Ulu, kitabında ayrıca zehir tacirleri ve organize suç örgütlerinin, Türk aracılarla eroin aktarımlarını düzenlemek ve eroini AB'ye taşımak için İstanbul'u depo gibi kullandıklarını şöyle aktarıyor:

"Tarihsel olarak, Afganistan'dan Avrupa'ya kaçakçılığı yapılan eroinin çoğu, Balkan rotası olarak bilinin rota üzerinden geçmektedir. Afganistan'ı İran'a bağlayan ve Türkiye üzerinden geçen bu rota, Avrupa tüketim pazarlarına giden en kısa mesafeyi ve doğrudan karayolunu oluşturmaktadır. Bu rota, eroinin 1980'lerden veya daha önceden AB'ye sokmak için kullanılmış ve iyice oturmuş bir rotadır. Türkiye; Asya, Orta Doğu ve Avrupa ile olan geniş ticaret ve seyahat bağlantılarıyla Balkan rotası için çok önemlidir. Europol'e göre İstanbul, organize suç örgütlerinin, Türk aracılarla eroin aktarımlarını düzenlemek ve eroinleri AB'ye taşımak üzere depolama için kullanıldığı önemli bir yerdir."

BALKAN ROTASININ BİR KOLU OLABİLİR

Kafkas rotasının İran'dan büyük miktardaki afyon kaçakçılığının Gürcistan üzerinden Türkiye'ye yapılması ile ortaya çıktığını belirten Ulu, zehir rotaları hakkında şu bilgileri paylaşıyor:

"Bu güzergah, kolluk birimlerinin yoğun olduğu İran-Türkiye sınırından uzak durmak amacıyla kullanılan Balkan rotasının başka bir kolu olabilir.

Kafkasya üzerinden kaçakçılığı yapılan afyonun bir kısmının kârlı Batı Avrupa ve İskandinav pazarlarına veya Rusya'nın büyük pazarına kaçırılıyor olması da mümkün."