Dünya Epilepsi Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Arzu Ekici, epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, epilepsi hastası kişilerin toplumdan asla soyutlanmaması gerektiğini söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 10.02.2021 13:15
Haber Güncellenme Tarihi: 10.02.2021 13:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Halk arasında sara hastalığı olarak da bilinen epilepsinin en az 24 saat ara ile iki veya daha fazla tekrarlayan nöbetlerle karakterize bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. Arzu Ekici, "Nöbetler bazen şuur kaybı, çenede kilitlenme, vücutta kasılma, titreme, kol ve bacaklarda atımlar şeklinde olabileceği gibi dalma, boş bakma, tat, koku gibi duygular hissetme şeklinde de olabilir. Nöbetler genel olarak kısmî ve yaygın nöbetler olarak ikiye ayrılır. Epilepsi nöbetlerinin büyük bir kısmı çocukluk döneminde başlamakla birlikte, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir" şeklinde konuştu.
Epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ekici, "Epilepsi teşhisi, klinik bulgular ve hikâyeyle konur. Epilepsi doğrulandıktan sonra hastalara antiepileptik ilaç tedavisi başlanır. Antiepileptik ilaçlarla kontrol altına alınamayan, dirençli epilepsili hastalarında epilepsi cerrahisi, ketojenik diyet, vagal sinir uyarımı gibi diğer tedaviler uygulanmaktadır. Uzun süreli uykusuzluk, uzun süreli açlık, ateş ve enfeksiyonlar, stres, televizyon ve bilgisayar gibi parlak ışık saçan cihazlar, aşırı kafein kullanımı ve bazı ilaçlar nöbeti tetikleyebilir" şeklinde konuştu.
Nöbet esnasında hastanın ağzının zorla açılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Ekici, "Kısa süren nöbetlerin beyne zarar vermediği kabul edilmektedir. Nöbet esnasında hasta yatar pozisyonda değilse nazikçe yere yatırılmalıdır. Ağızdaki yiyecekler veya kusmuk nefes borusuna kaçabileceği için solunum yolu açık kalacak şekilde hasta yan pozisyona çevrilmelidir. Zedelenmeye yol açabilecek şeyleri etraftan uzaklaştırılıp, yumuşak malzemeler (yastık, battaniye) koyarak hastanın güvenliği sağlanmalıdır. Hastanın yüzüne su dökülmemeli, dişleri açmaya ya da çırpınmasını durdurmaya çalışılmamalıdır. Nöbet sırasında ilaç dahil ağızdan hiçbir şey verilmemelidir. Doktorunun tavsiyesi ile nöbet sırasında rektal diazepam kullanabilirsiniz. Nöbet çok uzun sürerse veya tekrarlarsa, nöbet sonrası solunum güçlüğü devam ederse 112 aranmalıdır" diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Epilepsi hastaları toplumdan soyutlanmamalı!
Dünya Epilepsi Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Arzu Ekici, epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, epilepsi hastası kişilerin toplumdan asla soyutlanmaması gerektiğini söyledi.
Halk arasında sara hastalığı olarak da bilinen epilepsinin en az 24 saat ara ile iki veya daha fazla tekrarlayan nöbetlerle karakterize bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. Arzu Ekici, "Nöbetler bazen şuur kaybı, çenede kilitlenme, vücutta kasılma, titreme, kol ve bacaklarda atımlar şeklinde olabileceği gibi dalma, boş bakma, tat, koku gibi duygular hissetme şeklinde de olabilir. Nöbetler genel olarak kısmî ve yaygın nöbetler olarak ikiye ayrılır. Epilepsi nöbetlerinin büyük bir kısmı çocukluk döneminde başlamakla birlikte, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir" şeklinde konuştu.
Epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ekici, "Epilepsi teşhisi, klinik bulgular ve hikâyeyle konur. Epilepsi doğrulandıktan sonra hastalara antiepileptik ilaç tedavisi başlanır. Antiepileptik ilaçlarla kontrol altına alınamayan, dirençli epilepsili hastalarında epilepsi cerrahisi, ketojenik diyet, vagal sinir uyarımı gibi diğer tedaviler uygulanmaktadır. Uzun süreli uykusuzluk, uzun süreli açlık, ateş ve enfeksiyonlar, stres, televizyon ve bilgisayar gibi parlak ışık saçan cihazlar, aşırı kafein kullanımı ve bazı ilaçlar nöbeti tetikleyebilir" şeklinde konuştu.
Nöbet esnasında hastanın ağzının zorla açılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Ekici, "Kısa süren nöbetlerin beyne zarar vermediği kabul edilmektedir. Nöbet esnasında hasta yatar pozisyonda değilse nazikçe yere yatırılmalıdır. Ağızdaki yiyecekler veya kusmuk nefes borusuna kaçabileceği için solunum yolu açık kalacak şekilde hasta yan pozisyona çevrilmelidir. Zedelenmeye yol açabilecek şeyleri etraftan uzaklaştırılıp, yumuşak malzemeler (yastık, battaniye) koyarak hastanın güvenliği sağlanmalıdır. Hastanın yüzüne su dökülmemeli, dişleri açmaya ya da çırpınmasını durdurmaya çalışılmamalıdır. Nöbet sırasında ilaç dahil ağızdan hiçbir şey verilmemelidir. Doktorunun tavsiyesi ile nöbet sırasında rektal diazepam kullanabilirsiniz. Nöbet çok uzun sürerse veya tekrarlarsa, nöbet sonrası solunum güçlüğü devam ederse 112 aranmalıdır" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
Bakan Güler, ABD Temsilciler Meclisi üyelerini kabul etti
Bakan Tekin'in acı günü: Programlarını yarıda kesti
DOSAB ve DOSABSİAD geleneksel iftar programında buluştu
Kestel Belediyesi’nden 2 Milyon 807 liralık sosyal destek
Bulgaristan'da korkutan deprem
Komşuda peş peşe depremler!
Bursa'da su kesintisi!
Barış Alper Yılmaz 'dalya' demeye hazırlanıyor
YÖK'ten denklik için yeni düzenleme