Yargıtay'ın 5. Ceza Dairesi'nin aldığı karar sonrasında şike yapmakla suçlandığı davada hakkında beraat kararı verilen Fenerbahçe Kulübü eski Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanığın yargılandığı duruşmanın yeniden görüşülmesine başlandı.
Haber Giriş Tarihi: 16.07.2020 14:22
Haber Güncellenme Tarihi: 16.07.2020 14:22
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtayın "futbolda şike" davasında verilen beraat kararlarını usulden bozma ilamına uyulmasına karar verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, sanık ve avukatların bozma ilamına karşı beyanları alındı.
Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, duruşmada savunmasını yaparken çarpıcı ifadeler kullandı.
Aziz Yıldırım'ın davada yaptığı savunma şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde yaklaşık 50 yıldır yaptığı yuvalanma neticesinde başta eğitim, emniyet, yargı organları olmak üzere devletin her kademesine sızan ve nerdeyse dünyanın 160 ülkesinde benzer faaliyetlerde bulunan FETÖ/PDY TERÖR ÖRGÜTÜNE mensup hainler tarafından 15.07.2016 tarihinde DEMOKRASİMİZE VE MİLLİ İRADEYE KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN hain darbe girişiminin 4. Yıl dönümünü yaşıyoruz. Ülkemizin her yerinde yapılan törenlerle şehitlerimiz anıldı. Bu vesileyle başta 15 Temmuz olmak üzere ülkemize hizmet ederken şehit düşen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, mekanları cennet olmasını, gazilerimize acil şifalar, ailelerine de sabırlar diliyorum.
Bir yandan Sayın Cumhurbaşkanının önderliğinde, Milli Güvenlik Kurulunda alınan kararlar doğrultusunda güvenlik güçleri, yargı teşkilatı mensupları başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar FETÖ/PDY Örgütü ile mücadele ederken öbür yandan FETÖ/PDY Terör örgütü ile iltisaklı olmaları nedeniyle emniyet ve yargı teşkilatından ihraç edilen kişilerce hazırlanan fezlekeler, iddianameler ve usulsüz kararlar yüzünden bir kez daha huzurunuzdayız. Nerdeyse 10 yılı bulan bu sürecin halen sonuçlandırılmamış olması vatandaş olarak adil yargılanma hakkımızı ihlal etmektedir. Bu durumu adalet kavramıyla açıklamak ne yazık ki mümkün değildir.
İLK İFADELERİMDE SÖYLEDİĞİM GİBİ BU DAVA SADECE KENDİ BAŞINA AZİZ YILDIRIM VE FENERBAHÇE DAVASI DEĞİLDİR. BU DAVA ŞİKE DAVASI DEĞİLDİR. FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEVLETİ ELE GEÇİRME PROJESİNİN VE DÜŞÜNCESİNİN BİR PARÇASIDIR. BU DAVA BÖYLE GÖRÜLMELİDİR.
14.02.2012 TARİHİNDE SİLİVRİ'DE DURUŞMA SALONUNDA "NE ŞİKESİ MEMLEKET ELDEN GİDİYOR" dediğimde ve TEMMUZ 2015 TARİHİNDE HABERTÜRK TELEVİZYONUNDA "...BU ÖRGÜT 50 BİN KİŞİYLE SİVİL İHTİLAL YAPACAK..." dediğimde bu gerçeği anlamayanlar oldu. Halen dahi anlamayan ve anlamamış gözüken hainler var. Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde (www.tccb.gov.tr) raporda; 15 Temmuz Darbe Kalkışmasına giden süreçte, kurulan tuzaklar; kumpas davaları listesi ilan edilmiştir. Bu listedeki davalar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin RESMÎ KARAR VE KARARLILIĞINI göstermektedir. Huzurdaki davada bu listede yer alan davaların bir tanesidir.
Yurtlar, dershaneler, okullar üzerinden ülkenin imkanları olmayan çocukları devşirildi. Bunlarla oluşturulan yeni yapılarla en yetenekli çocuklara ulaşıldı. Manevi olarak borçlandırılıp şartlandırılan ve yeteneklerine göre ayrıştırılan bu gençler; Devletin Ordu, Yargı, Emniyet, Mülkiye ve Maliye kurumlarına hain emellerin icrası için yerleştirildi.
Devletin önemli kurumlarına yasal görünümlü hilelerle; GİZLİ, KOD ADLARI KULLANILARAK HÜCRELER şeklinde yapılandılar.
Televizyonlar, gazeteler, sosyal medya destekli kanaat ve propaganda unsurları güçlendirildi. Üniversitelerin akademik kadroları dahi kaydırmalarla dolduruldu. Bu kişileri topluma KANAAT ÖNDERLERİ olarak sundular. Bir kısım yazar ve düşünürü dahi değişik vakıf, dernek ve organizasyonlar içinde vitrine çıkarttılar. Önce bürokratik ve sivil görünümlü operasyonlar yapıldı.
Bu operasyonlarla toplum ürkütüldü ve korkutuldu. Adli ve bürokratik imamları vasıtasıyla devletin içinde ihalelerden davalara ve vergi sorunlarından sınavlara kadar her konudan rant ve güç elde ettiler. Bundan istifade etmek isteyenlerde bunlarla beraber olmuşlardır.
Beyanların alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin, aralarında eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, eski Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu'nun da bulunduğu 36 sanık hakkında verilen beraat kararlarının usulden bozulması ilamına uyulmasına hükmetti.
Heyet, sanıklar Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Selim Kımıl, İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Ahmet Çelebi hakkındaki dosyanın ayrılmasına, duruşmanın da 6 Kasım'a ertelenmesine karar verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
'Futbolda şike' davasında flaş karar!
Yargıtay'ın 5. Ceza Dairesi'nin aldığı karar sonrasında şike yapmakla suçlandığı davada hakkında beraat kararı verilen Fenerbahçe Kulübü eski Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanığın yargılandığı duruşmanın yeniden görüşülmesine başlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtayın "futbolda şike" davasında verilen beraat kararlarını usulden bozma ilamına uyulmasına karar verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, sanık ve avukatların bozma ilamına karşı beyanları alındı.
Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, duruşmada savunmasını yaparken çarpıcı ifadeler kullandı.
Aziz Yıldırım'ın davada yaptığı savunma şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde yaklaşık 50 yıldır yaptığı yuvalanma neticesinde başta eğitim, emniyet, yargı organları olmak üzere devletin her kademesine sızan ve nerdeyse dünyanın 160 ülkesinde benzer faaliyetlerde bulunan FETÖ/PDY TERÖR ÖRGÜTÜNE mensup hainler tarafından 15.07.2016 tarihinde DEMOKRASİMİZE VE MİLLİ İRADEYE KARŞI GERÇEKLEŞTİRİLEN hain darbe girişiminin 4. Yıl dönümünü yaşıyoruz. Ülkemizin her yerinde yapılan törenlerle şehitlerimiz anıldı. Bu vesileyle başta 15 Temmuz olmak üzere ülkemize hizmet ederken şehit düşen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, mekanları cennet olmasını, gazilerimize acil şifalar, ailelerine de sabırlar diliyorum.
Bir yandan Sayın Cumhurbaşkanının önderliğinde, Milli Güvenlik Kurulunda alınan kararlar doğrultusunda güvenlik güçleri, yargı teşkilatı mensupları başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar FETÖ/PDY Örgütü ile mücadele ederken öbür yandan FETÖ/PDY Terör örgütü ile iltisaklı olmaları nedeniyle emniyet ve yargı teşkilatından ihraç edilen kişilerce hazırlanan fezlekeler, iddianameler ve usulsüz kararlar yüzünden bir kez daha huzurunuzdayız. Nerdeyse 10 yılı bulan bu sürecin halen sonuçlandırılmamış olması vatandaş olarak adil yargılanma hakkımızı ihlal etmektedir. Bu durumu adalet kavramıyla açıklamak ne yazık ki mümkün değildir.
İLK İFADELERİMDE SÖYLEDİĞİM GİBİ BU DAVA SADECE KENDİ BAŞINA AZİZ YILDIRIM VE FENERBAHÇE DAVASI DEĞİLDİR. BU DAVA ŞİKE DAVASI DEĞİLDİR. FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DEVLETİ ELE GEÇİRME PROJESİNİN VE DÜŞÜNCESİNİN BİR PARÇASIDIR. BU DAVA BÖYLE GÖRÜLMELİDİR.
14.02.2012 TARİHİNDE SİLİVRİ'DE DURUŞMA SALONUNDA "NE ŞİKESİ MEMLEKET ELDEN GİDİYOR" dediğimde ve TEMMUZ 2015 TARİHİNDE HABERTÜRK TELEVİZYONUNDA "...BU ÖRGÜT 50 BİN KİŞİYLE SİVİL İHTİLAL YAPACAK..." dediğimde bu gerçeği anlamayanlar oldu. Halen dahi anlamayan ve anlamamış gözüken hainler var. Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde (www.tccb.gov.tr) raporda; 15 Temmuz Darbe Kalkışmasına giden süreçte, kurulan tuzaklar; kumpas davaları listesi ilan edilmiştir. Bu listedeki davalar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin RESMÎ KARAR VE KARARLILIĞINI göstermektedir. Huzurdaki davada bu listede yer alan davaların bir tanesidir.
Yurtlar, dershaneler, okullar üzerinden ülkenin imkanları olmayan çocukları devşirildi. Bunlarla oluşturulan yeni yapılarla en yetenekli çocuklara ulaşıldı. Manevi olarak borçlandırılıp şartlandırılan ve yeteneklerine göre ayrıştırılan bu gençler; Devletin Ordu, Yargı, Emniyet, Mülkiye ve Maliye kurumlarına hain emellerin icrası için yerleştirildi.
Devletin önemli kurumlarına yasal görünümlü hilelerle; GİZLİ, KOD ADLARI KULLANILARAK HÜCRELER şeklinde yapılandılar.
Televizyonlar, gazeteler, sosyal medya destekli kanaat ve propaganda unsurları güçlendirildi. Üniversitelerin akademik kadroları dahi kaydırmalarla dolduruldu. Bu kişileri topluma KANAAT ÖNDERLERİ olarak sundular. Bir kısım yazar ve düşünürü dahi değişik vakıf, dernek ve organizasyonlar içinde vitrine çıkarttılar. Önce bürokratik ve sivil görünümlü operasyonlar yapıldı.
Bu operasyonlarla toplum ürkütüldü ve korkutuldu. Adli ve bürokratik imamları vasıtasıyla devletin içinde ihalelerden davalara ve vergi sorunlarından sınavlara kadar her konudan rant ve güç elde ettiler. Bundan istifade etmek isteyenlerde bunlarla beraber olmuşlardır.
Beyanların alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin, aralarında eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, eski Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu'nun da bulunduğu 36 sanık hakkında verilen beraat kararlarının usulden bozulması ilamına uyulmasına hükmetti.
Heyet, sanıklar Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Selim Kımıl, İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Ahmet Çelebi hakkındaki dosyanın ayrılmasına, duruşmanın da 6 Kasım'a ertelenmesine karar verdi.
En Çok Okunan Haberler
Kontrolden çıkan otomobil bijuteri dükkanına daldı
İsrail'den Halep'e saldırı: 38 ölü
Lavrov: Müzakereye hazırız
Yaşlı adamın öldüğü feci kaza kamerada
Dehşet anları kamerada: Defalarca bıçakladı!
Gazze'de can kaybı 32 bin 623’e yükseldi
Bakan Güler, ABD Temsilciler Meclisi üyelerini kabul etti
Bakan Tekin'in acı günü: Programlarını yarıda kesti
DOSAB ve DOSABSİAD geleneksel iftar programında buluştu