Hava Durumu

Hayatınızı 'tüketmeyin'

Tükenmişlik sendromu ve depresyonun birbiriyle karıştırıldığını belirten Psikolog Gönenç Uğur, "Depresyonda kişi, hayatının her alanına karşı olumsuz bir yaklaşım sergiler, tükenmişlik sendromu sadece iş hayatıyla ilgilidir" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 23.03.2018 09:17
Haber Güncellenme Tarihi: 23.03.2018 09:17
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Hayatınızı 'tüketmeyin'

Turgay AKBULUT

Bilim ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte insan hayatı da oldukça kolaylaştı. Özellikle insanın varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan üretim işlerini makinelere devretmesiyle birlikte yaşamı da büyük ölçüde değişti. Tarlaları makinelerin sürdüğü, ürünü makinelerin topladığı, yükleri makinelerin taşıdığı, ulaşımı makinelerin sağladığı, merdivenleri makinelerin çıktığı, malları makinelerin ürettiği bir dünya... İletişim çağını iliklerimize kadar yaşıyoruz. Cep telefonları, bilgisayarlar, tabletler, televizyonlar, sosyal medya hesapları... Her an her şeyden haberdarız artık. İstediğimiz kişiye istediğimiz anda ulaşabiliyoruz. Böyle bir dünya insan için cennet olmalı... Ancak öyle olmadı.

TOPLUM ÇÜRÜYOR

Yaşam mücadelesindeki temel görevlerini makinelere teslim ederek rahata kavuşan, iletişim çılgınlığına kapılarak beynini, duygularını dünyaya açan ve adeta küresel pazarın bir müşterisi durumuna düşen insanlar giderek mutsuzlaşıyor. Muhakkak ki bu mutsuzluğun en önemli nedenlerinden biri teknolojinin bireyi toplumdan koparması. Sahi en son ne zaman sokakta misket oynayan çocuklara rast geldiniz? Saklambaç, körebe, ip atlama... Mesela bizim sokağın çocukları bir araya gelince yan yana oturup, cep telefonlarını çıkararak oyun oynuyorlar! Kimse kimseyle konuşmuyor. Yalnızlaşıyoruz. Yalnız bireylerin oluşturduğu toplum ise günden güne çöküyor.

ÜRETMEDEN YAŞAMAK

Türkiye'de televizyonsuz ev kalmadığı gibi artık hanelerde birden fazla televizyona rastlamak da olağan bir durum gibi karşılanıyor. Anne-baba bir odada, çocuklar başka odada... Ne seyrediyoruz peki? Türk dizilerine bir bakın! Çocuklarımıza roller biçmeye çalışıyorlar. Zengin, yakışıklı, güzel, toplumdan kopuk, ailesi ile çatışma halinde olan rolleri çok da matahmış gibi sunuyorlar genç beyinlere. Gençlerimiz lüks arabalara binmek, konaklarda, yalılarda yaşamak, üretmeden tüketmek istiyor... Peki kaç kişi sahip olabiliyor bunlara? Ya da üretmeden tüketmek insanı mutlu etmeye yeter mi? Ortada bir gerçek var ki modern dünyanın nimetleri elimizde eziyete dönüştü. İnsanlar mutsuz, huzursuz...

MİLYONLARCA KUTU İLAÇ

Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye'de, 2012 yılında 37 milyon 351 bin 187 kutu, 2013 yılında 37 milyon 355 bin 35 kutu, 2014 yılında 39 milyon 246 bin 223 kutu, 2015 yılında 43 milyon 563 bin 596 kutu antidepresan kullanıldı. 2016 yılının ilk 9 ayında, 33 milyon 638 bin 916 kutu ilaç tüketimi gerçekleşti. Uzmanlara göre günümüzde antidepresanlar birkaç farklı problemde kullanılırken, özellikle depresyon ve anksiyete bozuklukları antidepresanların en yaygın kullanıldığı sorunlar arasında. Ayrıca somatoform denilen, birden fazla ruhsal sorundan dolayı ortaya çıkan ruhsal bozukluklar, yeme bozuklukları, kişilik bozukluğunda da yaygın ilaç kullanımı söz konusu.

UZMANINA SORDUK

Peki, toplum ruhsal problemler hakkında ne kadar bilgili? Basit bir durum ile psikolojik problemleri bir birinden nasıl ayıracağız? Depresyon, kişilik bozukluğu, tükenmişlik sendromu, duygu durum bozukluğu... Bunların nedenleri neler? Benzerlikleri ve farklılıkları neler? Tüm bu soruları ve daha fazlasını Psikolog Ahmet Gönenç Uğur ile konuştuk. Okuyucularımıza faydalı olacağını düşündüğümüz bu röportaj dizisinin ilkinde tükenmişlik sendromu ve depresyonu ele aldık. Biz sorduk, Psikolog Ahmet Gönenç Uğur, herkesin anlayabileceği dilden anlattı.

 

Sayın Uğur, toplum olarak psikolojimizin bozulduğu Sağlık Bakanlığı'nın resmi verileriyle sabit. Tabii çok boyutlu ve derin bir meseleden söz ediyoruz. Sizinle bu ilk röportajımızda, son dönemin en çok konuşulan iki meselesinden bahsetmek istiyorum. Bunlar tükenmişlik sendromu ve depresyon. Bu iki rahatsızlık birbirine çok fazla karıştırılıyor. Tükenmişlik sendromu nedir?

 

"Tükenmişlik sendromunu; hayatın yoğun temposu ve talepleri sonucu, kişinin enerjisinin tükenip ruhsal bir çöküntü içine girmesi ve fiziksel açıdan enerjisinin tükenişi olarak tanımlayabiliriz. Tükenmişlik sendromu yaşayan kişinin enerjisinin azalmasıyla birlikte işe olan isteği ve üretkenliği de azalır. Kişide endişe, hüzün ve karamsarlık gözlenir. Günümüzde kaosun olduğu büyük şehir yaşantıları ve günden güne artan stres faktörlerinin insanların enerjisini azalttığını söylemek mümkün. Ayrıca iş hayatının fazla rekabetçi oluşu, baskı ortamının içinde çalışma ve mobbing bu sendroma yol açan etkenlerden." (Mobbing: İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme.)

Kişi tükenmişlik sendromuna yakalandığını nasıl anlayabilir? Buradaki süreç nasıl ilerliyor? Yani bir sabah bu sendroma yakalanmış olarak uyanabilir miyim?

"Hayır, hayır... Tükenmişlik bir anda ortaya çıkmaz. Aşama aşama gelişen fakat her aşamasında geliş seslerinin duyulduğu bir süreç bu... İlk aşamada kişi yoğun tempoyla ve hayatın zorluklarıyla baş etmeye çalışır ve direnç gösterir. Belirli bir süre sonra kişi baş etmede başarılı olamaz ise duygusal bir bitkinlik ve yorgunluk başlar. Devamında uykusuzluk, yorgunluk, bitkinlik hissi ve sabah rahat kalkamama gibi fiziksel belirtiler görülmekte. Bu belirtileri işe karşı ilgisizlik takip ediyor. Kişi bu aşamadan sonra kendinden ve başkalarından hoşlanmamaya başlıyor, dinlenmeyi denese bile rahatlayamıyor."

Peki, tükenmişlik sendromu yaşıyorsak ne yapmalıyız? Bu durumu nasıl atlatabiliriz?

"Tükenmişlik sendromu yaşayan bireyleri, hayatlarındaki iyileştirmeler veya değişimler iyileştirebilir. Hatta kişi tatil yaptığında bile iyileşmeler görülebilir. Kişi bulunduğu ortamda mutsuz ve huzursuz ise aslında yapacağı şeyler belli. Ortamını değiştirme olanağı mümkünse ilk tercih bu olabilir.F akat yakın zamanda bu değişiklik mümkün gözükmüyor ise bulunduğu ortama uyum sağlaması ve iş yerinde yaşadığı problemleri çözmeye çalışması önerilebilir. Bireysel olarak yapılabilecek en önemli şey enerjinin tükenmesine yakın iş hayatının dışındaki alanlarda yeni deneyimler geliştirmek olabilir. Birey yapmaktan zevk alacağı, mutluluk duyacağı şeylere yönelerek bu sendromdan uzaklaşmaya çalışmalıdır. Bireyin kendine daha fazla zaman ayırması, sosyal ortamlarda daha sık bulunup enerjisini yükseltecek ve iyi hissetmesini sağlayacaktır."

Tükenmişlik sendromu sadece çalışanlarla mı ilgilidir? Yani bu sendromun atlatılmasında işverenin bir rolü yok mu?

"Tabii ki var. Bu süreçte çalışma ortamını düzenleyen kişilerin de yapması gerekenler var. Başarılı çalışmaların takdir edilmesi veya ödüllendirilmesi, yönetici-personel arasında yaşanan problemlerin üst yönetim tarafından tespit edilip çözüme kavuşturulması gibi... Şirket çalışanlarının belirli zamanlarda bir araya getirilip ortak etkinlikler düzenlenmesi de sağlıklı ve huzurlu bir iş ortamı için önemli. Ancak kişi tüm bunlara rağmen tükenmişlik sendromu yaşıyorsa mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır."

Peki, Gönenç Bey depresyon nedir? Dediğim gibi tükenmişlik sendromu ile de çok fazla karıştırılıyor. Depresyon ve tükenmişlik sendromu birbirine çok mu benziyor?

"Evet, tükenmişlik sendromu yaşayan bireyler zaman zaman kendini depresyondaymış gibi hissedebilir. Depresyonun ve tükenmişlik sendromunun iştahsızlık, yorgunluk, bedensel yakınmalar tahammülsüzlük gibi birçok ortak belirtisi var.  Aralarında bu ortak belirtiler olmasına karşın aslında bu 2 sendrom birbirinden farklıdır. Depresyonu tanımlamadan önce, kendimizi mutsuz ve çaresiz hissettiğimiz her dönemin depresyonda olduğumuz anlamına geldiği konusunda anlaşalım. Gündelik hayatımızda zaman zaman kendimizi karamsar, mutsuz ve çaresiz hissettiğimiz oluyor ve bu çok normal. Hayatın karşımıza getirdiği bizi mutsuz ve çaresiz hissettirecek durumlar olabilir. Fakat depresif duygudurum, hayattan zevk alamama, uyku düzeni değişikliği, enerji kaybı, değersizlik hissi gibi belirtiler 2 hafta süresince hemen hemen her gün görülüyor ise ve artık hayattan zevk alamamaya başladıysanız bir uzman desteği alma vaktiniz gelmiştir. Yani gündelik moral bozukluklarını, geçici umutsuzluk ve mutsuzluk hallerini depresyon olarak kavramlaştırmak doğru bir yaklaşım değildir."

Tükenmişlik sendromu ile depresyonu nasıl ayıracağız peki?

"Depresyonda; hayatın her alanına ve kişinin kendisine yönelik genel bir olumsuz değerlendirmesi, depresif ruh hali, isteksizlik ve hayattan zevk alamama durumu görülürken, tükenmişlikte kişinin daha çok işine yönelik algısında değişiklikler mevcuttur. Aslında her ikisi de insanın hayattan zevk almasını engeller, fakat depresyonda olumsuz duygular hayatın her alanına yayılmışken tükenmişlikte daha çok iş hayatıyla ilgilidir. Fakat depresyonda olduğu gibi burada da dikkat edilmesi gereken bir şey var. Günümüzde iş hayatı eskiye oranla çok daha fazla rekabetçi, ciddi baskının olduğu (müşteri baskısı, yönetici baskısı, patron baskısı) ve stresli bir hale gelmiş durumda... Kişilerin böyle bir ortamda zaman zaman kaygılı ve gergin olması normal kabul edilebilir. Yani iş yerinizde yaşadığınız her sıkıntı ve problem sizin bu sendromu yaşadığınız anlamına gelmiyor. Ama bu sıkıntı ve huzursuzluk belirli bir süre devam ediyor ve gerçekten işe ilgisizlik ve enerji tükenişi ortaya çıkıyor ise bir destek almanızda fayda var."

Depresyon görülme istatistiği

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırmalar kadınlar arasında erkeklere oranla daha yaygın olduğunu gösteriyor.

Dünya nüfusunun %4,4

Türkiye'de %4 - %4,4

Kadınlarda %15- %25

Erkeklerde %5- %12

NOT: Tükenmişlik sendromu, depresyon ve benzeri psikolojik süreçlerle ilgili sorularınızı Psikolog Ahmet Gönenç Uğur'un cevaplaması için takbulut@yenidonem.com.tr adresine yazabilirsiniz. Sorularınızla ilgili cevaplar sonraki hafta gazetemizde yayınlanacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.