Hava Durumu

Kovid-19 aşısından önce ve sonra nasıl beslenmeli?

Aşı sonrası yaşanılan belirtileri en aza indirmek veya bağışıklık sistemini desteklemek için Kovid-19 aşısı yaptırmadan önce ve sonra yenilebilecek şeyler var mı? Nelerden uzak durmalıyız? Türkiye'den ve dünyadan uzmanlar bakın konu ile ilgili neler söylüyor...

Haber Giriş Tarihi: 17.04.2021 18:08
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2021 18:08
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Kovid-19 aşısından önce ve sonra nasıl beslenmeli?

Türkiye'de Kovid-19'a karşı Sinovac ile 14 Ocak'ta başlayan aşılanma süreci 2 Nisan'da listeye Pzifer-BioNTech aşısının da eklenmesiyle hız kesmeden devam ediyor. Ancak bu süreç ile ilgili hâlâ pek çok kişinin merak ettiği detaylar mevcut. Bunlardan biri de Kovid-19 aşısı olmaya hak kazananların aşı öncesi ve sonrası özellikle bir şey yemesi ve içmesi gerekip gerekmediği. Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı aşı kılavuzlarında da yer aldığı gibi artık Kovid-19 aşısının olası yan etkileri oldukça iyi biliyoruz. Peki, yediklerimiz ve içtiklerimiz bunda nasıl bir rol oynar? 

Doğru beslenme ne işe yarar? 

Öncelikle bu konuyu ele alan yabancı kaynaklardaki bilgilere göre anti-enflamatuar (iltihap karşıtı) gıdaların veya C vitamini gibi takviyelerin Kovid-19 aşısını daha etkili hale getireceğini destekleyecek yeterli araştırma yok. Ancak genel olarak besleyiciliği yüksek besinler tüketmek ve C vitamini almak bağışıklık sistemine yardımcı oluyor.

Beslenme ve vücut arasındaki ilişkiyi ortaya koyan çalışmalarıyla adını duyuran Harvardlı Dr. William Li, "Herhangi bir şeyin Kovid-19 aşısının daha etkili olmasını sağladığına dair kesin veriler yok. Çünkü Kovid-19 aşıları, nasıl besleniyorsa öyle beslenmeye devam eden insanlarda test edildi. Bu nedenle beslenmeyle ilgili özel bir hazırlık olmadan etkili olduklarını biliyoruz. İnsanlar, aşının vücuttaki yanıtını artırdığını iddia eden herhangi bir takviye veya ürün konusunda dikkatli olmalılar" diyor.

ABD'li İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Louis Malinow'a göre de uzun vadede sürdürülen sağlıklı bir beslenme biçimi, bağışıklığın gücünü artırıp enfeksiyonlarla daha iyi savaşmaya yardımcı olabilir.

Dr. Malinow "Sadece aşı sebebiyle değil, prensip olarak işlenmiş gıdaların tüketimini azaltın. Fast food gibi işlenmiş gıdalar ve atıştırmalık olarak tercih ettiğimiz paketli ürünlerin içerdiği yağlar vücutta enflamasyona yol açıyor.

Bunun yerine fındık, sızma zeytinyağı, badem, ceviz, balık, meyve ve sebze gibi besinlere odaklanın. Aşıyı olduktan sonra da anti-enflamatuar yiyecekler tüketebilirsiniz ancak bu aşının yan etkilerini azaltmayacaktır.​​​​​​​

Aşıdan sonra tüketebileceğiniz kolay ve rahatlatıcı bir yemek arıyorsanız şehriyeli tavuk suyu çorbası bunun için en ideali" tavsiyesinde bulunuyor.​​​​​​​

Aşıya giderken aç mı olunmalı yoksa tok mu? 

Kaynaklar, Kovid-19 aşısı olmak için aç gitmenin bir önemi olmadığını vurguluyor. Eğer iğne korkusu yüzünden mide bulantısı yaşayan biriyseniz açlık, başınızı döndürüp bayılma olasılığınızı artırabilir.​​​​​​​

Dr. Malinow, "Benim tavsiyem yoğurt ile meyve, yumurta ile meyve gibi evde hazırlanan, mümkün olduğunca az işlemden geçirilmiş bir şeyler yemek" diyor.​​​​​​​

Aşıdan sonra kol ağrısı, hafif ateş yükselmesi veya vücut ağrıları gibi yan etkiler yaşayabilirsiniz. Uzmanlar, bunların bağışıklık sisteminizin çalıştığı anlamına geldiğini söylüyor. Bu belirtileri hafifletmek için doktorunuzun önereceği ağrı kesicileri kullanabilirsiniz.​​​​​​​

Peki, ya su tüketimi? 

Uzmanlar, Kovid-19 aşısı yaptırmadan önce ve sonra yeterince su tüketmenin son derece önemli olduğu konusunda hemfikir. Yeterli su tüketimi tüm vücut dengelerini sağlamada olduğu gibi aşı sürecinde de vücuda destek oluyor.​​​​​​​

Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek için meyveler, sebzeler ve et suyu bazlı çorbalar gibi yiyecekler de tüketilebilir. Aşının bir yan etkisi olarak ortaya çıkan ateş durumunda da su, vücudunuz için kalkan olacaktır.​​​​​​​

Alkol almayın çünkü... 

Aşıdan bir gün önce ve sonra alkolden kaçınılmasını öneriliyor çünkü alkol bağışıklık sistemini baskılayıp vücudu susuz bırakabilir.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) "Alkol kullanımı, bazen Kovid-19 ile ilişkilendirilen akut solunum sıkıntısı sendromu ve zatürre riskini artırabilir. Genel olarak alkol kullanmak vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşma yeteneğini zayıflatır, komplikasyon riskini artırır ve hastaysanız iyileşmeyi daha da zorlaştırır" açıklamasında bulunuyor.​​​​​​​

Harvardlı Dr. William Li ise şunları söylüyor: "Hafif alkol tüketimi bile nispeten susuz kalmanıza neden oluyor ve bu, mRNA aşılarının ikinci dozundan sonra ortaya çıkan vücut ağrılarını daha da kötüleştirebilir."​​​​​​​

İyi bir gece uykusu alın 

Sağlıklı bir beslenme programının yanı sıra aşı olmadan önce iyi bir gece uykusu almak da önemli. Çünkü kötü bir gece uykusu bağışıklık gücünü yüzde 70 oranında azaltabilir.​​​​​​​

Uzmanlar bunu "Vücudunuz savunmasını yeniden inşa etmek için uykuyu kullanıyor ve kronik uykusuzluk bağışıklık sistemini baskı altına alıyor. İyi uyuyamadıysanız endişelenmenize gerek yok, kaliteli bir uyku çekmenin yollarını arayın" şeklinde açıklıyor.​​​​​​​

Spor yapılabilir mi? 

Dinlenme son derece önemlidir, özellikle aşı olduktan sonra kendinizi iyi hissetmiyorsanız mutlaka dinlenin. Ancak kendinizi iyi hissediyorsanız uzmanlar, tempolu bir yürüyüşe çıkılabileceğini belirtiyor. Bu, kan dolaşımınızı hızlandırarak bağışıklığınızı güçlendirmek için en iyi yol olarak tanımlanıyor.​​​​​​​

Peki, bu konuyla ilgili Türk uzmanlar neler söylüyor ve hangi önerilerde bulunuyor? ​​​​​​​

İç Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Osman Erk

'Sağlıklı bir yaşam antikor cevabını etkiliyor' 

Beslenme içeriği ve şekli, uyku düzeni , fizik egzersiz, sigara ve alkol kullanmama, stres ve hijyen koşullarına uyma gibi yaşam tarzı değişiklikleri, bağışıklık sistemini dolayısıyla aşı sonrası antikor cevabını önemli derecede etkileyen unsurlardır.​​​​​​​

Koronavirüs aşısı öncesi ve sonrası beslenme tarzı antikor cevabı bakımından belirleyicidir. Taze, temiz, mevsiminde yerel olarak üretilmiş, rengarenk, mümkünse organik sebze ve meyvelerden oluşan bitkisel ağırlıklı bir diyet antikor cevabını olumlu etkiler. Günde en az 10 porsiyon sebze ve meyve tüketimi bağışıklığın güvencesidir.​​​​​​​

Yapılan bilimsel çalışmalarda günde 5 porsiyon ve daha fazla sebze ve meyve tüketenlerin antikor cevabı, günde 3 porsiyondan daha az sebze ve meyve tüketenlere göre çok daha yüksek bulunmuştur.​​​​​​​

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya

'Katkı maddelerinden uzak durun' 

Aşı yaptırmaya aç veya tok gitmemizin bir önemi yoktur, kaçınmamız veya özellikle tüketmemiz gereken bir besin olduğunu da söyleyemem. Ancak aşı olduktan sonra nasıl maske ve mesafe kurallarımıza uymaya devam etmemiz gerekiyorsa aynı şekilde bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için yeterli ve dengeli beslenme konusunda da özenli olmayı sürdürmeliyiz.​​​​​​​

Bu açıdan vitamin-mineral yetersizliklerimiz varsa onları mutlaka hekim önerisiyle takviye etmeye, bağışıklık sistemimizi düşürücü işlenmiş ve katkı maddeli gıdalardan uzak durmaya ve temel besin öğeleri açısından dengeli beslenmeye dikkat etmeliyiz. Tüm bunların yanında güçlü bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazı egzersizi düzenli olarak hayatınıza katmayı ve kaliteli bir uykunun ne kadar önemli olduğunu unutmayın.​​​​​​​

Koruyucu Sağlık Uzmanı ve Mikrobiyolog Prof.Dr. Oğuz Özyaral

'Vücudu kale gibi koruyorlar' 

Kovid-19 süreci bizlere yeterli beslenmenin doymak olmadığını öğretti. Doyuran ama beslenmeyen gıdalardan uzak kalalım. Bunları hep söyledik: Ne yersen o'sun. Aşıdan önce de sonra da yapılacaklar aynı. Yeterli ve dengeli beslenme, kaliteli ve yeterli bir uyku, egzersiz yapmak, hobilerimizle uğraşmak bizi gerçekten bir kale gibi koruyor.

Tek yönlü beslenme, fast food tarzı beslenme, vitamin takviyeleri ile bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz pek mümkün değil. Her zaman için tencere yemeklerine yönelmek gerekir.​​​​​​​

Kesinlikle şekerli ve yağlı besinlerden uzak kalalım. Doğal yollardan çiğ ya pişmiş olarak tüketilen meyvelerden ve kuru meyvelerden yeterinde besin şekeri almak mümkündür. Ayrıca sofralardan doğal balı eksik etmemeliyiz.​​​​​​​

Mutlaka mevsim sebze ve meyveleri yemeliyiz çünkü onlar suda çözünen B ve C ile yağda çözünen A, D, E, K vitaminlerinin bir deposu gibidirler. Her biri iyi birer antioksidan kaynağıdır ve bağışıklığımızı güçlendirirler.​​​​​​​

Yeşil besinler özellikle büyük yapraklı yeşil sebzeler, havuç ve brokoli A vitamini zenginidir. Öte yandan limon, kuşburnu, yeşil biber, mandalina, portakal, greyfurt, mürdüm eriği, siyah üzüm, böğürtlen, ıspanak, turp, maydanoz tam bir C vitamini deposudur. Yine yeşil yapraklı sebzeler ve yağlı tohumlar fındık, fıstık, ceviz ile balık birer doğal E vitamini kaynağıdır.​​​​​​​

Balık ayrıca Omega-3 ve 9 ile B12 ve B6 zenginidir. Haftada 2 kez tüketilmesi ihtiyacımızı karşılar. Bağışıklığı güçlendirmede sıvı tüketimin rolü tartışılmaz, özellikle bol miktarda su içelim.

Bunun yanı sıra ayran, doğal sıkılmış taze meyve suları sıvı ihtiyacımızın bir kısmını karşılar. Ayrıca "Suyunu ye" diyoruz yani bir elma, portakal, mandalina, salatalık ve marul gibi bol sulu besinler tüketerek bunu sağlamak mümkün.​​​​​​​

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Yasemin Akkoyunlu

'Vücuttaki yapı taşlarının tamam olması gerekir'

Hem Kovid-19 hastalığı geçirirken hem de hastalığı önlemek için aşılama yapılacakken sağlıklı beslenmeye özellikle dikkat etmek gerekir. Aşı ile sağlanması hedeflenen bağışıklık için vücuttaki yapı taşlarının tamam olması gerekir. Öncelikle yapılan çalışmalarda D vitamini eksikliği saptananlar hastalığı daha ağır geçirdiği için düzey kontrolü yapılarak yerine konulmalı.​​​​​​​​​​​​​​

Bununla birlikte kişide varsa B12 gibi diğer vitamin eksiklikleri de giderilmeli ve depolanmadığı için narenciye, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve taze meyveler gibi C vitamini içeren gıdalar günlük olarak tüketilmeli veya dışarıdan takviye olarak alınmalı.​​​​​​​

Bağışıklığı artırdığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış soğuk sıkım çörek otu yağı akşamları, yemeklerden sonra 1 çay kaşığı olacak şekilde kullanılabilir veya salata, kahvaltılık ve soğuk hazırlanan çorba gibi yemeklere çörek otu tohumları eklenerek tüketilebilir.​​​​​​​

Mantarlar da beta glukan içeriği ile bağışıklığı desteklemektedir, beslenmeye eklenebilir veya gıda takviyesi olarak alınabilir.​​​​​​​

Arıların hem kovanlarını hem de kendilerini korumak için ürettiği propolis de antibakteriyel ve antiviral etkinliği olan, aynı zamanda bağışıklığı güçlendiren bir diğer maddedir.​​​​​​​

Dini açıdan hassasiyet gösterenler, alkol bazlı damlaları küçük bir parça ekmeğin üzerine damlattıktan sonra 20-30 dakika bekleyip alkolün uçmasını sağlayarak kullanabilirler. Ayrıca bal ile karıştırılıp tüketimi kolaylaştırılan hazır macunlar da tercih edilebilir.

Kaynak: Milliyet

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.