Hava Durumu

MHP'li Vahapoğlu'ndan çarpıcı sözler: 'Savaşlar devam ediyor...'

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu, Meclis'te yaptığı konuşmasında askerlerin karşı karşıya geldiği sıcak savaş dönemlerinin geride kaldığını belirterek, "Savaşlar ekonomik, kültürel, diplomatik veya terör yoluyla açık ya da vesayet ve hibrit şeklinde devam ediyor" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 15.12.2020 18:25
Haber Güncellenme Tarihi: 15.12.2020 18:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
MHP'li Vahapoğlu'ndan çarpıcı sözler: 'Savaşlar devam ediyor...'

-İsmail ARSLAN-

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili M. Hidayet Vahapoğlu, 2019 yılı Kesin hesap ve 2021 Yılı Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçeleri üzerine Meclis'te söz aldı.

Konuşmasında askerlerin karşı karşıya geldiği sıcak savaş dönemlerinin geride kaldığını ifade eden Vahapoğlu, "Savaşın, çatışmanın dehşetini yaşamadığımız için ne olduğunu bilmiyoruz. Üzerimize çöken rehavet bizim gözümüzü kör ediyor, beynimizi dumura uğratıyor. Asıl savaşı fark bile edemiyoruz. Hâlbuki savaşlar ekonomik, kültürel, diplomatik veya terör yoluyla açık ya da vesayet ve hibrit şeklinde devam ediyor" dedi.

Günümüz savaşlarında sivil uzmanların geliştirdiği teknolojilerin, askeri stratejilere hizmet edecek şekilde kullanıldığını belirten Vahapoğlu, "Bu nedenle cepheye sürülecek kalabalık insan gücüne fazla ihtiyaç kalmamaya başlamıştır. Mermi atmadan ülkeler üzerinde hakimiyet kuranların korkulu rüyası; bir iki mikrobiyoloğun, kimyagerin, bilgisayar hackerinin sebep olabileceği yıkımlar ile toplu ölümlere sebebiyet verecek kirlenmeler, hastalıklar ve doğal afetlerdir. Bir yazılım ya da bir virüs ile düşman ilan edilen ülkenin savunma, sağlık, bankacılık, ulaşım, enerji üretim ve dağıtımı, lojistik vb sistemleri felç edilebilmekte, insanlar evlerine hapsedilebilmektedir" diye konuştu.

Fransa, İngiltere, ABD hatta İtalya'nın Ön Asya'daki, Afrika'daki, uzak Asya'daki ülke yöneticilerinin çocuklarını medya ve eğitim adı altında rehin aldığını ifade eden Vahapoğlu, "Ülkelerin kaymak tabakası, çocuklarını kendi ülkelerinde değil bahse konu ülkelerin eğitim sistemlerine emanet etmişler, onların inisiyatifindeki şekillendirmeye rıza göstermişlerdir. Örneğin bir Hristiyan ülkesi olan İngiltere teoloji alanındaki lisans ve yüksek lisans seviyesinde verdiği eğitim ile İslam dünyasında isim yapmış din adamlarını, cemaat liderlerinin çocuklarını yetiştirebilmektedir. İşte bu yeni nesillerin çalınması zihinlerinin işgali, manipülasyonlara açık ülkelerin en kolay ve en zahmetsiz gasp edilmesinin yoludur" diye konuştu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu'nun Meclis'teki konuşmasının tam metni şöyle:

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;

2019  Yılı Kesin Hesap ve 2021 yılı Bütçe Kanununun Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı , Savunma Sanayii Başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri

Devletimizin üç önemli kilit kurumu, çalışmaları takdir edilmesi gereken fedakârlık, cesaret ve feragat örneği olup takdirle karşılamaktayız. Bu üç kurum hakkındaki konuşmama bu kurumların görev alanlarını ilgilendiren ortak birkaç hususa değinerek başlamak istiyorum.

1nci, 2nci dünya savaşlarından hatta post modern 3'ncü dünya savaşından bahsediliyor. İnsanlar sokaklarda rahatça gezdiği, sosyal, ekonomik, kültürel vb.  yaşantılarını arzuladığı şekilde gerçekleştirebildiği sürece hakimiyet  savaşlarının bittiğini hayatın normalleştiğini sanıyor. Hâlbuki savaşlar ekonomik, kültürel, diplomatik veya terör yoluyla açık ya da vesayet ve hibrit şeklinde devam ediyor.

Genellikle savaş denildiğinde askerin karşı karşıya geldiği, çoğunluğu Hollywood yapımı filmlerde anlatılan klasik askeri savaşları hatırlıyoruz. Savaşın, çatışmanın dehşetini yaşamadığımız için ne olduğunu bilmiyoruz. Üzerimize çöken rehavet bizim gözümüzü kör ediyor, beynimizi dumura uğratıyor. Asıl savaşı fark bile edemiyoruz. Hâlbuki savaşlar bitmiyor. Mesela Almanya örneğini ele alalım. Birinci ve ikinci dünya savaşı dediğimiz o sıcak savaşlarda kaybettiği Prusya topraklarını bugün sahip olduğu jeoekonomik ve jeokültürel gücü ile geri almakla kalmamış; Alman imparatorluğunun ve Hitler Almanya'sının kılıç, tank, top ile egemenlik kurmaya çalıştığı Polonya'dan Çekya'ya, Avusturya'dan Slovakya'ya, Macaristan'dan, Karadağ'a kadar ülkelerin hemen hemen tüm irili ufaklı sanayi tesislerini, bankalarını, sigorta şirketlerini, marketlerini, lojistik firmalarını hatta pastanelerini, ekmek fırınlarını, kırtasiye dükkanlarını bile satın almıştır. Bu çöreklenmeyi güçlü ekonomisi, sermayesi, bilim ve teknolojideki birikimi, ticarette kural belirleyen psikolojik ağırlığı ile zorlanmadan hissettirmeden gerçekleştirmiştir

Bir başka alan ise insanların ve insan beyninin kontrolüdür. Çoğunlukla medya ve eğitim kurumları ile yapılmaktadır. Fransa, İngiltere, ABD hatta İtalya; Ön Asya'daki, Afrika'daki, uzak Asya'daki ülke yöneticilerinin hemen tamamının çocuklarını neredeyse rehin almıştır. Ülkelerin kaymak tabakası, çocuklarını kendi ülkelerinde değil bahse konu ülkelerin eğitim sistemlerine emanet etmişler, onların inisiyatifindeki şekillendirmeye rıza göstermişlerdir. Bu ülkeler yönetici sınıfı yetiştirmekle kalmayıp teknokrat kesimi de yetiştirmektedirler. Eleman yetiştirdikleri alanlar kamu ve ekonomi yönetimi mühendislik ve tıp vb alanlarla sınırlı da kalmamaktadır. Örneğin bir Hristiyan ülkesi olan İngiltere teoloji alanındaki lisans ve yüksek lisans seviyesinde verdiği eğitim ile İslam dünyasında isim yapmış din adamlarını, cemaat liderlerinin çocuklarını yetiştirebilmektedir. İşte bu yeni nesillerin çalınması zihinlerinin işgali, manipülasyonlara açık ülkelerin en kolay ve en zahmetsiz gasp edilmesinin yoludur.

 Post modern gaspta silah yoktur, asker yoktur; askeri personelin araç ve gerecin kaybı söz konusu değildir, ülkenize tabutla gelen asker cenazeleri olmadığı için toplumunuzdan gelecek tepki de yoktur. Kimi zaman yönetici, kimi zaman kamuoyu oluşturucu, kimi zaman akademisyen, kimi zaman asker, kimi zaman medya mensubu, hatta siyasi kılıklı işbirlikçiler sahaya sürülen besleme elemanlardır.

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri

Günümüz savaşlarında sivil uzmanların geliştirdiği teknolojiler askeri stratejilere hizmet edecek şekilde kullanılmaktadır. Bu nedenle cepheye sürülecek kalabalık insan gücüne fazla ihtiyaç kalmamaya başlamıştır. Özellikle insansız kara, hava ve deniz harp araç ve gereçleri alanındaki gelişmeler izlenmesi zor bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Köhneleşmiş demir yığınları yerine mekanik ile elektroniğin ortak mucizeleri insanlığı ürkütecek hatta  korkutacak mahiyet kazanmaya başlamıştır. 

Mermi atmadan ülkeler üzerinde hakimiyet kuranların korkulu rüyası; bir iki mikrobiyoloğun, kimyagerin, bilgisayar hackerinin sebep olabileceği yıkımlar ile toplu ölümlere sebebiyet verecek kirlenmeler, hastalıklar ve  doğal afetlerdir. Bir yazılım yâda bir virüs ile düşman ilan edilen ülkenin savunma, sağlık, bankacılık, ulaşım, enerji üretim ve dağıtımı, lojistik vb sistemleri felç edilebilmekte, insanlar evlerine hapsedilebilmektedir.

 

Bilim ve teknolojideki gelişmelerin sonucu günümüz savunma sanayiinin ulaştığı düzey ve istihbarat kuruluşlarının sahip oldukları yetenekler hiç savaşmadan stratejik sonuçlara ulaşılabilmeyi mümkün kılacak hale gelmiştir.

Bazı ülkelerin muhtemel ihtimalleri hesaplayarak örneğin ABD'nin North Carolina'daki Silahlı Kuvvetlere bağlı Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Laboratuvarı ve Maryland eyaletindeki biyolojik silah merkezleri gibi özel konularda çalışma yapacak merkezleri kurdukları, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa hatta Almanya'nın dahi bu konularda savunma sanayi görüntüsü dışında daha masum görüntülerle perdeleyerek özel çalışmalar yaptıkları bilinmektedir.

Fransa Silahlı Kuvvetleri Etik Kurulu, askerin acı duyma hissini köreltecek, strese dayanıklı hale getirecek, uzun süre uyanık kalmasını sağlayacak fiziksel ve psikolojik kapasitesini artıracak ilaç ve ameliyatlar geliştirilmesine ve askere çip takılmasına izin veren kararı onaylamıştır.

Çin biyonik asker testlerine başlamıştır. Bunların yanında sanayileşmiş ülkelerin tamamı robot asker çalışması yapmaktadır.

ABD ve bazı AB ülkeleri telekomünikasyon ve mobil telefon üreticisi Çin firmalarını muhtemel bilgi çalma imkânlarını engellemek maksadıyla ülkelerinden çıkardıkları görülmektedir.

ABD, İngiltere, Rusya, Singapur, Çin Halk Cumhuriyeti ve Polonya gibi ülkeler içinde uzayında bulunduğu bir siber savunma gücü oluşturmaktadır.

Bilgi ve belge güvenliğinin sağlanmasında yaşanan güçlükler ile stratejik hedeflere muhtemel sızmaların önüne geçebilmek için Rusya Federasyonu tüm altyapısı Rusya'da olan bir internet ağı oluşturma çabasındadır.

Çin Halk Cumhuriyeti; bilgisayar ekipman ve yazılımlarıyla mahrem bilgilere nüfuz edilmesinin önüne geçebilmek için tüm yabancı bilgisayar ekipmanlarının ve yazılımlarının bir an önce kaldırılması için üç yıllık bir hedef koymuştur,

Rusya Federasyonu, Rus menşeili yazılıma sahip olmayan akıllı telefon ve bilgisayar satışını engelleyecek yasa çıkarmış bulunmaktadır.

Almanya gibi önemli bazı Avrupa ülkelerinde Rus menşeili harita, navigasyon ve bazı arama motorlarının çalışması engellenmektedir. Bu hassasiyetlerin ülkemizce de duyulması ve bu çalışmaların başlatılması yararlı olacaktır.

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri

İkinci dünya savaşında Polonya'lılar süvarileriyle Alman ordusunun tanklarını durdurabileceklerini sandılar ve ülkelerini atlı süvarilerle korumaya çalıştılar. Ancak 13 gün dayanabildiler.

aponlar harakiri yapan gözü pek kahraman pilotları ile Amerikan donanmasını durdurmaya çalıştı. Hiroşima ve Nagazaki katliamı üzerine teslim olmak zorunda kaldılar. Uçaklar askeri maksatlı olarak ilk defa Birinci Dünya Savaşında Anadolu'da İtalyan'lar tarafından bize karşı kullanıldı. Diğer iki örnektekiler kaybetti ama biz galip geldik.

Ne Savunma Sanayi Başkanlığının yaptıklarını, ne MGK Genel Sekreterliğinin çalışmalarını, ne MİT Başkanlığının gayretlerini küçümsemiyorum, eleştirmiyorum. Yaptıkları çalışmaları tüm samimiyetimizle alkışlıyoruz.

Bana tanınan süre de özetle dile getirmeye çalıştığım konuların dikkate alınmasının önemli olduğunu düşünüyor ve kurumlarımıza yapacakları çalışmalarda başarı dileklerimizi iletiyor, yeni bütçelerinin üç kurumumuza da hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.