Hava Durumu

'TOFAŞ'la yazılacak daha çok hikayem var!'

TOFAŞ'ın başarılı antrenörü Orhun Ene ile geride kalan basketbol sezonu ve kendi geleceğiyle ilgili düşüncelerini konuştuk.

Haber Giriş Tarihi: 21.06.2018 06:02
Haber Güncellenme Tarihi: 21.06.2018 06:02
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
'TOFAŞ'la yazılacak daha çok hikayem var!'

'Kulüp olarak her sezona ayni felsefe ile başlıyoruz. Sezon başlarken 'Kupada finale kalalım, ligde play-off finali oynayalım' tarzı hedefimiz yoktu. Kurguladığımız kadroyla, kafamızda oynamak istediğimiz basketbol örtüşünce, her maç üzerine biraz daha koyup, kimisi için sürpriz olan başarılara ulaşıldı.'

'Düşük bütçeli kadromuzda elde edilen başarıların ana nedeni oyuncu karakterimiz. Sezonu, bir sistem ve düzen içinde kalarak oynamaya çalıştık. Oyuncularımız da başarıya aç olunca; zincirin halkaları birer birer tamamlanıp bizi zirveye taşıdı.'

'Play-off finalinde Fenerbahçe Doğuş ile aramızda ortaya çıkan derinlikli farkta, rakibin oyuncu kalitesiyle, geniş rotasyonunun yanı sıra, federasyonun 7 maçlık etabı milli takım uğruna çok dar bir zaman sürecine sıkıştırarak oynatma dayatması etkili oldu. Son iki maç bizim çocukların aşırı yorgunluktan ayakta duracak hali kalmazken, diri ve zinde kalan rakibimiz fark yaratarak şampiyon oldu.'

'Takımın yabancıları kendi kariyerleri adına çok iyi bir sezonu geride bıraktı. İyi oynayınca haliyle hepsinin piyasası oluştu. Morgan'ı, Henry'yi, Crocker'ı isteyen çok sayıda kulüp var. Kim kalır, kim gider bilemesem de elimizde B planımız mevcut. Hayat bir şekilde devam edecek.'

'İki yıl sonra sözleşmem bitince yine Bursa ve TOFAŞ'ta devam etmek isterim. Bursa yaşanılacak güzel bir şehir, TOFAŞ da organizasyonu ve yönetimiyle mükemmel bir kulüp. Benim için çalıştığım yerlerde para hep ikinci planda kalmıştır. Kendi payıma TOFAŞ'ta daha çok yazılacak hikâyem olduğuna inanıyorum.'

RÖPORTAJ / ENGİN AKSÖZ

2017-2018'i kupada ve ligde final oynayarak tamamlayan TOFAŞ, Fenerbahçe Doğuş bir kenara bırakılırsa sezonun 'en başarılı takımı'.

Avrupa dâhil mücadele ettiği üç farklı kulvarda havaya kupa kaldıramasa da sahanın her iki tarafında aynı kararlılıkla oynamaya çalışan basketbol kurgusu ve lige değer katan yabancılarıyla çok farklı bir kimlik sergileyen Bursa temsilcisi; kendisinden daha geniş bütçeli ve derin kadrolu rakiplerinin önüne geçerek harika bir sezonu geride bırakmış oldu. Gelinen noktada en büyük pay parkede ter akıtan oyuncu grubunun olsa da direksiyonunun başındaki usta şoför Orhun Ene'nin coaching katkısı da bir kenara bırakılmamalı!

Biz de turkuaz mavili yeşilli takımda 3. hizmet dönemini geride bırakan Ene ile sona eren sezonu masaya yatırmaya çalıştık. Konuştukça en çok merak edilenler ve şubenin geleceğiyle ilgili çarpıcı anekdotlar dökülüverdi ortaya birer birer.

Daha fazla uzatmayalım da konu dağılmasın. Buyurun o zaman birlikte okumaya...

TOFAŞ beklentilerin üzerinde bir performansla sezonu iki farklı kulvarda -lig ve kupa- final oynayarak ikinci sırada tamamladı. Sezon başlarken takımınızdan böyle bir başarı bekliyor muydunuz?

"Kulüp olarak her sezona aynı felsefe ile başlıyoruz. Kadromuzdan genci, yerlisi, yabancısı kim varsa uzun süreç içinde maksimum verimi alalım. Elimizdekilerle kadromuzla en uygun, en doğru basketbolu oynamaya çalışalım. Yanı sıra oynadığımız her maçta da kazanma iddiamız olsun. Sezon başında kurguladığımız kadroyla, kafamızda oynamak istediğimiz basketbolun örtüşmesi bize bu geri dönüşü sağladı. Her şey istediğimiz, arzu ettiğimiz gibi olunca; doğal olarak bu noktaya gelindi. Belirli bir hedefi gündemimize koyarak yola çıkmadım. Zaten isteseniz de böyle bir şeyi tutturmanız mümkün değil. Bir sistem içinde kalarak ve belirli bir düzende oynamayı zamanla alışkanlık haline getirince başarı gelmeye başladı. Tabii kazandıkça öz güvenimiz de doruk yaptı. Oyuncularım bir süre sonra önlerindeki maçlara, bir öncekini düşünerek 'Neden yine olmasın!' refleksiyle çıkınca; başarının önü de açılmış oldu."

Başarıda kuşkusuz bütçenin yanı sıra, oyuncu kalitesi de önemli bir kriter. TOFAŞ bu kuralları bozarak, ekstra bir motivasyonla  iki final oynamayı başardı. Rakiplerinize farkındalık yaratan karakteriniz neydi sizce?

"Bana göre öncelik oyuncu karakterleri. Başarıya aç oyunculardan oluşmuş bir takım kimyamız var. Biz de staff olarak bu oyuncuları bir sistem ve düzen içinde kalmaya ikna ettik. Oyuncu bu sistem içinde istediği kadar yetenekli olsun, bir düzen içinde ve birlikte hareket edemiyorsa sonuç ve başarı elde edilemez. Bir basketbol takımında bütün dinamiklerin birbirlerinin üzerinde baskı oluşturmadan, her parçasının düzenli bir şekilde yetenek ve becerilerini sistem içinde kullanabildiği ölçüde başarı gelir. Bu farkındalığımızla rakiplerimizin önüne çıktığımızı düşünüyorum."

Sezon içinde üç farklı cephede mücadele eden TOFAŞ içeride kupa finali oynayıp, ligde de play-off finaline yükselirken, aynı başarı Avrupa arenasında EuroCup'ta elde edilemedi. Bu süreçle ilgili nasıl bir yorum getirirsiniz?

"Dar rotasyonla, kadro derinliğinin bunda etkili olduğunu söyleyebilirim. Gerçekçi olabilmek için gerçekçi analizler yapmak gerekiyor. Dar kadro yapımız, enerjimizi iki cephede ekonomik kullanmamızı engelledi. Kabul edelim ki EuroCup'ta zor bir grupta yer aldık. Ligde ise play-off'a avantajlı başlayabilmek için ilk iki sırayı elde etmek önemliydi. Ben bunu daha önce Banvit'te test etmiştim. Saha avantajımızı kaybetmemek için ligi forse ettik. Avrupa Kupası 2. planda olmasa da enerjimizin çoğunu ilk hedefimiz için harcadık. Yine de EuroCup'ta gruptan çıkabilecekken, içeride kaybettiğimiz iki maçın dezavantajı elimizi zayıflattı. Bir maçı kazanmış olsaydık, üst gruba geçecektik olmadı. Üstte de Galatasaray ve D.Şafaka gibi rakiplerle oynama fırsatı kaçırıldı. İleriye dönük şansımızı iyi kullanamadığımızı söyleyebilirim. Bu sezon yine aynı kupada mücadele edeceğiz. Ancak geçen yıldan daha güçlü rakiplerle oynayacağımızı da hatırlatmak isterim."

Gelelim play-off serisine. İlk iki tur istediğiniz gibi biterken, finalde eşleştiğiniz Fenerbahçe Doğuş'la aranızda büyük bir fark olduğu gözlendi. Burada hemen kadro kalitesiyle, rotasyon zenginliği akla gelen soru olsa da ilave olarak başka faktörler de söz konusu olabilir mi size göre?

"Bir kere Fenerbahçe Doğuş çok kaliteli bir takım ve üst düzey bir organizasyona sahip. Burada şunu belirtmeliyim ki final serisinde oynayan oyuncularımızın oynadıkları basketbol, bizim arzuladığımız basketbol değildi. Ligi planlayanların yanlışları, bu farkı doğurdu. Rekabetin olabilmesi için, öncelikle federasyon olarak eşit koşulları oluşturmanız gerekir. Tabii kulüpler birliği de burada etkisiz kaldı. Doğru dürüst plan program yapılmadan, karşı tarafın görüşü alınmadan sıkıştırılmış fikstürlerle iki günde bir maç oynayınca kadrosu zengin, rotasyonu geniş Fenerbahçe maçlara büyük bir avantajla çıktı. Bir tarafta 8 yabancı varken, biz 6 yabancıyla ve üstelik maçlarımızı 2 sakatla oynamak zorunda bırakıldık. Neredeyse hiç dinlenmeden, fizik ve mental olarak iyice yorgun düşen kadromuzun dar rotasyonda işin içine girince son iki maç ayakta duracak gücü kalmadı. NBA finallerinde bile takımlara dinlenmeleri için gün bırakıyorlar. Böyle bir fikstürle oynamanın Türk basketboluna hiçbir katkısı olmaz. Anadolu Efes gibi çok önemli bir rakibi elemiş TOFAŞ'ın, Fenerbahçe Doğuş önünde yetersiz kalmasını başka türlü açıklayamazsınız. Yine de Fenerbahçe Doğuş serisinden kendimize çok dersler çıkarttık. Rakibimiz böyle bir atmosferde bırakın bizi, Avrupa'nın her takımını yenebilecek kapasitede. Bireysel yetenek ve takım kalitesi olarak da bizden çok üst düzeydeydiler.Yine de TOFAŞ ve Bursa olarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Basketbolun Anadolu'ya daha çok yayılması isteniyorsa eğer; bundan sonra tepe noktasında bulunanların daha iyi planlamalar yapmaları gerekiyor."

Biraz da bireysel sorulara geçmek istiyorum. Normal sezonun hemen sonrasında şahane bir play-off süreci geçiren oyun kurucu Pierria Henry'ye ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Hırsı, savunma karakteri, bitmeyen enerjisi ve saha içi liderliğiyle resmen TOFAŞ adına parkede fark yaratan oyuncuydu. Ama siz onu ligin başında göndermeyi bile düşünmüştünüz. Nereden nereye gelindi değil mi?

"Henry'nin sezon başı performansında memnun olmadığım bazı noktalar olduğu doğrudur. Kendisine bazı şeyleri değiştirmesi gerektiğini söyledik. Aslında kendisinin takım arkadaşlarıyla, kulübedeki hocalarına bir saygısızlığı söz konusu değildi. O beklentilerini kendi kafasında yorumlarken, biz de takım yararına olacak daha farklı beklentiler için uyarı görevimizi yaptık. Henry takımı için oynayan, sadece skor yapayım karakterinde olan bir oyuncu değil. Yani kendi istatistiğini hep ikinci planda tutmuş birisi. İki farklı beklentide önemli olan antrenörün ne istediğidir. Biz de kendisine gereği neyse onu anlattık. Değişik kulüplerde pek ön plana çıkmasa da TOFAŞ'ta resmen patlama yaptı. Bire biri çok iyi, takımı saha içinde yönetmesi ve koyduğu karakterle de fark yaratan birisi. Ekstra olarak inanılmaz bir hücum ribaundu sezgisiyle, top çalma becerisi var. O bir adım attı, biz de kabul edip, yeniden aramıza aldık. Sorun kapanmıştır."

Henry maç içinde şut silahına fazla başvurmayan bir oyuncu. Bir de zaman zaman boş pozisyon bulsa bile atmayıp, sete dönüyor. Bu konuda kenardan bir telkininiz oluyor mu?

"Kesinlikle hayır! Asistan koçlarımı da 'Sakın müdahalede bulunmayın!' diye uyardım. Kendi inisiyatifine kalmış bir şey. Ceza atışlarını bulunca, kesinlikle affetmeyen karakterde bir oyuncu olsa da fazla tercih etmiyor. Şut kullanmasa da sonrasındaya bire bir oynayarak ya da arkadaşları üzerinden skor çıkartabilen çok iyi bir oyun kurucu."

Bu yıl takım iyi oynayınca, özellikle yabancılar çok prim yaptı. Kim gider kim kalır, belli oldu mu?

"Bütçemiz aşağı yukarı geçen yılın düzeyinde. Yani oyuncularımıza ayıracağımız toplam para; vergi ve sigortalar dışında 2,7 milyon dolar gibi. Döviz kuru aşırı yükselince her takım frene basıp beklemeye çekildi. Biz zaten mütevazıydık; yine bu mütevazılığımızı koruyarak transferler yapacağız. Koç olarak yüksek paralı transferlere en başından karşı olduğumu zaten herkes bilir. Bir tek Sammy Mejia'nın sözleşmesi devam ediyor. Pierria Henry Euroleauge çıkış opsiyonlu, Raymar Morgan, Kenny Kadji de öyle. Barış Ermiş'le,Tony Crocker'ın sözleşmeleri ise bitti. Gençlerin bir kısmı uzatılırken, bir kısmı da transferleri kapalı olduğu için bizimle devam edecek. Menajerleriyle görüşsek de iyi oynadıkları için hepsinin piyasaları oluştu. Örneğin Henry ve Raymar'a içeriden, dışarıdan çok sayıda teklif geldiğini biliyorum. Onlar da Bursa'yı ve kulübü çok sevdiler.Devam etmek istesek de, transfer bütçe yani para işi. Gidenler için elbette B planımız var. Hayat bir şekilde devam edecek."

Gençler bu yılı nasıl bitirdi? Sizi üzenlerle, sevindirenler dersem?

"Çalışkan, iş ahlâkı olan yetenekli bir genç oyuncu grubumuz var. Onlara yatırım yapmayı sevdiğim için ligde, Avrupa'da ve play-off'ta her fırsatta hepsine olabildiğince şans tanımaya çalıştım. Yiğit'le Berkan iyi aşama gösterdi. Muhsin Yaşar'ın biraz daha çalışması gerekecek. Hepsi nerede eksikleri olduğunu iyi biliyorlar. İyi oyuncu olmak, bir yerlere gelmek, daha doğrusu bu işten para kazanmak istiyorlarsa bu yaz salondan dışarı çıkmayıp, eksik yönlerini geliştirici ekstra çalışma yapmaları gerekiyor. Bunu kendilerine de bildirdik zaten. Şahane tesislerimiz var, TOFAŞ hepsi için bir fırsat.

2000 doğumlu Mert Konuk'u çok önemsiyorum. Bana göre 1 numarada oynamaya kendini alıştırmalı. Oyun kurmada, arkadaşlarını yönlendirmede eksikleri var, şutu da istenilen düzeyde değil. Ne var ki yetenekli ve çalışkan bir oyuncu. Yeni sezonda ona fazla şans veremeyeceğimi söyledim. Gelişimini tamamlayabilmesi için Berkan Durmaz örneği çifte lisansla TBL ya da başka bir ligden takıma gönderip, izlemeye alacağız. Kendini A Takımı oyuncusu gibi hissederek çalışmalı. Çünkü eninde sonunda yeri burası. Gaziantep Basket'ten dönen Kadir Bayram'a da ayrıca bakacağız."

Hocam görev sürenizin bitmesine 2 yıl daha olmasına karşın gelecekle ilgili bir öngörünüz oluştu mu? 2020 sezonu bittiğinde 5 yılınız dolmuş olacak. 'Tamam ya da devam'dan hangisine yakınsınız?

"İstanbullu olduğu halde, İstanbul'un bugünkü ortamında yaşamaktan sıkılmış birisi olarak Anadolu'da çalışmak bana büyük keyif veriyor. Daha önce de Banvit'te uzun süreli görev yapmıştım. Çalıştığım her kulüpte benim için para her zaman ikinci planda kalmıştır. TOFAŞ ve Bursa huzur dolu bir şehir ve kulüp. Çalışanına değer veren, ona fırsatlar sunan ve arkasında duran bir yönetimimiz var. Bursa'da ve TOFAŞ'ta daha yazılacak çok hikâyemle, yapılacak çok işim olduğuna inanıyorum. Şimdiden konuşmak erken olsa da günü gelince ortada bize yapılacak görev duruyorsa eğer seve seve devam ederiz."

TOFAŞ sizin göreve başlamanızla birlikte, tribünlerde kendine özgü bir seyirci profili oluşturmayı başardı. Futbolun dışında sadece basketbol izlemeye gelen, kocaman bir ailesi oldu kulübün Nilüfer'deki salonunda. Bu konuda neler söylersiniz?

"Bunun biz de farkındayız. Eşler, çocuklar, teyzeler, dedeler, yanı sıra iş adamları, bürokrat, esnaf, öğrenci; her kesimden insan salonumuza gelip bize destek oluyor.

Futbolun irrite edici atmosferinden uzak, böylesine güzel bir tablo hem bizi, hem de oyuncularımızı müthiş etkiledi. Bu sene takımı nasıl destekleyeceklerini de iyice öğrendiler. Küfür, hakaret, ne bileyim kaba ve çirkin eylem hiçbirisini görmedik. Sürekli takımımızın yanında oldular. Gelen kim varsa hepsine sizin aracılığınla teşekkür etmek istiyorum. Yeni sezonda da bizi bırakmasınlar."

Son bir sorum daha olacak Orhun hocam. 'Sezonun en iyi beşini sayın' dersem, kimleri layık görürsünüz?

Pozisyon pozisyon istediğinize göre söyleyeyim.

1 numara - Pierria Henry (TOFAŞ) / 2 numara - Brad Wanamaker (F.Bahçe Doğuş) / 3 numara - Luigi Datome (F.Bahçe Doğuş / 4 numara - Raymar Morgan (TOFAŞ) / 5 numara - Bryant Dunston (A.Efes)/

Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederim Orhun hocam.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.