"Böyle bir soru beklemeyen Akif duraklamıştı. Karşısında haleti ruhiyesi değişmiş bir insan olduğunu farketti. Bu soruya vereceği cevabın farklı bir konuşmaya evrileceği belliydi. Çünkü sorulan soru, farklı bir muhabbet açma amacını güdüyordu..."
Haber Giriş Tarihi: 28.05.2017 09:56
Haber Güncellenme Tarihi: 28.05.2017 09:56
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Buhranlı ruh halinden Akif'in keskin, kararlı ve delici bakışlarıyla biraz olsun sıyrılmış olsa da Mahmut komutan, tam olarak kendine gelmiş sayılmazdı. Yaklaşık üç aydır bilfiil savaşın içerisindeydi. Muharebeler, ani baskınlar, gece açılan taciz ateşleri... Bütün hepsini yaşamış, bütün psikolojik sınavlardan geçmişti. Yanlız bir komutan olarak kendisi değil, emri altında bulunan otuz asker de aynı şekilde feleğin sillesinden geçmişti. İşte şimdi en çok güvendiği, sevdiği ve takdir ettiği askerlerden biri olan Akif'le karşılıklı durmuş bakışıyorlardı.
Askerce ve emir komuta zincirinin gerektiği şekilde değil, bir dost ve arkadaş gibi konuşmak istiyordu Mahmut komutan, Akif'le. Fakat Akif'in saygı ve minnet duygusunun buna izin vermeyeceğini düşünüyor, konuşmaya girmek için farklı bir yol arıyordu. Tekmil vs olmaksızın doğrudan konuşmaya girdi.
Böyle bir soru beklemeyen Akif duraklamıştı. Karşısında haleti ruhiyesi değişmiş bir insan olduğunu farketti. Bu soruya vereceği cevabın farklı bir konuşmaya evrileceği belliydi. Çünkü sorulan soru, farklı bir muhabbet açma amacını güdüyordu.
Akif, bu sorunun imalarını fark edemeyecek bir insan hiç değildi. Belki eğitimi yoktu ama Anadolu irfanından nasibini almış, yüreğindeki saflığı hiç kaybetmemiş ve bu saflıkla insanları anlayabilen güzel bir insandı.
"Çamur pislik değildir, komutanım, çamur, leke bile değildir, çamura başka birşey karışmasın, çamur temizdir, nezihtir" dedi."Peki ya bataklıkta nasıl o kadar korkunç bir varlığa dönüşüyor bu çamur?" dedi Mahmut Komutan.
Diğerinden çok daha zor bir soruyla karşı karşıya olduğunu fark eden Akif, komutanın bu soruları, kendisini imtihan etmek için sormadığını çok geçmeden fark etti. Garip birşeyler hissediyordu. Komutan sanki kendisi cevap veremediği soruları Akif'e soruyor, onun vereceği cevaplarla tatmin olmak istiyordu. Komutanın zihninde birşeylerin iyi gitmediğini fark etmişti Akif. Ama ne yapacağını da pek bilmiyordu. Bildiği tek şey karşısında duran bu uzun boylu, zayıf, derin bakışlı adamı çok sevdiği ve ona karşı içinde huzurlu bir saygı beslediğiydi.
"Bilemiyorum, komutanım" diyerek sözü Mahmut komutana bıraktı Akif.Çamur biziz Akif. İnsandır çamur. Tertemiz doğar. Kendisini fark edene kadar tertemiz büyür. Sonunda çevresinin ve toprağının rengini alır.
Çamur ve insan arasında kurulan bu ilişki, Akif'e garip gelmişti. Hergün çamurla yüzleştiklerini, bazen toprakla iç içe geçtiklerini düşününce komutanın bu düşünceleriyle biraz yakınlık kurabildi. Fakat komutanın gündelik hayatın hengamesinden çıkarak çamurla insan arasında kurduğu bağ, daha derin birşeylere tekabül ediyordu.
Mahmut komutan savaş meydanında filozoflaşmaya başlamıştı. Ölümle karşılaşan herkes gibi. Devam edecek.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbretlik bir hikaye...Çamur pislik midir?
"Böyle bir soru beklemeyen Akif duraklamıştı. Karşısında haleti ruhiyesi değişmiş bir insan olduğunu farketti. Bu soruya vereceği cevabın farklı bir konuşmaya evrileceği belliydi. Çünkü sorulan soru, farklı bir muhabbet açma amacını güdüyordu..."
Buhranlı ruh halinden Akif'in keskin, kararlı ve delici bakışlarıyla biraz olsun sıyrılmış olsa da Mahmut komutan, tam olarak kendine gelmiş sayılmazdı. Yaklaşık üç aydır bilfiil savaşın içerisindeydi. Muharebeler, ani baskınlar, gece açılan taciz ateşleri... Bütün hepsini yaşamış, bütün psikolojik sınavlardan geçmişti. Yanlız bir komutan olarak kendisi değil, emri altında bulunan otuz asker de aynı şekilde feleğin sillesinden geçmişti. İşte şimdi en çok güvendiği, sevdiği ve takdir ettiği askerlerden biri olan Akif'le karşılıklı durmuş bakışıyorlardı.
Askerce ve emir komuta zincirinin gerektiği şekilde değil, bir dost ve arkadaş gibi konuşmak istiyordu Mahmut komutan, Akif'le. Fakat Akif'in saygı ve minnet duygusunun buna izin vermeyeceğini düşünüyor, konuşmaya girmek için farklı bir yol arıyordu. Tekmil vs olmaksızın doğrudan konuşmaya girdi.
Kamuflajında çamur var.Normaldir komutanım.Çamur pislik midir? Akif.Böyle bir soru beklemeyen Akif duraklamıştı. Karşısında haleti ruhiyesi değişmiş bir insan olduğunu farketti. Bu soruya vereceği cevabın farklı bir konuşmaya evrileceği belliydi. Çünkü sorulan soru, farklı bir muhabbet açma amacını güdüyordu.
Akif, bu sorunun imalarını fark edemeyecek bir insan hiç değildi. Belki eğitimi yoktu ama Anadolu irfanından nasibini almış, yüreğindeki saflığı hiç kaybetmemiş ve bu saflıkla insanları anlayabilen güzel bir insandı.
"Çamur pislik değildir, komutanım, çamur, leke bile değildir, çamura başka birşey karışmasın, çamur temizdir, nezihtir" dedi."Peki ya bataklıkta nasıl o kadar korkunç bir varlığa dönüşüyor bu çamur?" dedi Mahmut Komutan.Diğerinden çok daha zor bir soruyla karşı karşıya olduğunu fark eden Akif, komutanın bu soruları, kendisini imtihan etmek için sormadığını çok geçmeden fark etti. Garip birşeyler hissediyordu. Komutan sanki kendisi cevap veremediği soruları Akif'e soruyor, onun vereceği cevaplarla tatmin olmak istiyordu. Komutanın zihninde birşeylerin iyi gitmediğini fark etmişti Akif. Ama ne yapacağını da pek bilmiyordu. Bildiği tek şey karşısında duran bu uzun boylu, zayıf, derin bakışlı adamı çok sevdiği ve ona karşı içinde huzurlu bir saygı beslediğiydi.
"Bilemiyorum, komutanım" diyerek sözü Mahmut komutana bıraktı Akif.Çamur biziz Akif. İnsandır çamur. Tertemiz doğar. Kendisini fark edene kadar tertemiz büyür. Sonunda çevresinin ve toprağının rengini alır.Çamur ve insan arasında kurulan bu ilişki, Akif'e garip gelmişti. Hergün çamurla yüzleştiklerini, bazen toprakla iç içe geçtiklerini düşününce komutanın bu düşünceleriyle biraz yakınlık kurabildi. Fakat komutanın gündelik hayatın hengamesinden çıkarak çamurla insan arasında kurduğu bağ, daha derin birşeylere tekabül ediyordu.
Mahmut komutan savaş meydanında filozoflaşmaya başlamıştı. Ölümle karşılaşan herkes gibi. Devam edecek.
En Çok Okunan Haberler
Bursa'da yeğenini silahla yaralayan dayı tutuklandı
Münire Sultan’ın Kur'an-ı Kerim’i 4.6 milyon liraya satıldı
Dışişleri Bakanlığı: Şili Meclisi'nin kararı, yok hükmündedir
Bakanlık cezayı az bularak karara itiraz etti
Çocuk Bayramı'na ‘Özel’ dokunuş
Bursa'da traktör ile otomobil çarpıştı: 3 yaralı
Bursa'da ekiplerden kaçan şüpheli yüksekten düşüp yaralandı
Zeytinbağı ortaokulu için ilk imzalar atıldı
Başkan Erol: Kestel kirliliğin pençesinden kurtulacak