"Kentsel dönüşüm trafikteki ambulanstır!"

N.Nuri YAVUZ

Ülkemizde deprem gerçeğiyle gündeme gelen kentsel dönüşüm ihtiyacı, yoğun göç dalgası nedeniyle çarpık ve plansız yapılaşmaya maruz kalan Bursa'da da büyük ölçüde hissediliyor. Yalnızca kent kimliği bağlamında değil, daha mühimi birinci derece deprem kuşağındaki şehrimizde insan hayatı açısından dönüşüm, olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Fakat olası bir depremin büyük acılarla sonuçlanacağı kentte maalesef ki dönüşüm, gündelik sorunlara mahkûm ediliyor. Özellikle rant ve yoğunluk artışı konuları etrafında şekillenen tartışmalar, vatandaş nezdinde kentsel dönüşüme yönelik şüpheleri perçinliyor. Öte yandan vatandaşların dönüşümü deprem tehdidi altındaki yapılarının daha güvenli hale gelmesi olarak değil de ekonomik kazanım elde etmek için bir fırsat olarak görmesi de süreci olumsuz etkiliyor. Konunun kamu ayağında ise belediyeler, söz konusu deprem riskinin farkında olduklarını belirterek emsal artışlarıyla süreci hızlandırmaya çalışıyor. Müteahhitler için ise dönüşüm, bürokratik süreçlerin yoğunluğu nedeniyle her ne kadar zor olsa da sektörde artan maliyetler, arazi fiyatlarındaki yükseliş, yeni imar alanlarının açılmaması gibi nedenlerden dolayı alternatifsiz olarak görülüyor. Tüm çerçevede ele alındığında dönüşüm, hem insan hayatını gözeten, hem kent kimliğini koruyan hem de istihdam deposu niteliğindeki, ülke ekonomisinin lokomotifi, inşaat sektörünün sürdürülebilmesi adına büyük önem arz ediyor. Sonuç olarak şehirlerimizde önümüzdeki 30 yılın en büyük hareketliliği olarak belirecek dönüşüm olgusunu tüm boyutlarıyla ele almak ve geleceğin kentlerini planlarken sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve sosyo-politik tabloya rasyonel ve realistik bir yaklaşım sergilemek zorundayız.

Kentsel dönüşümde kamu-vatandaş-müteahhit olarak belirlenen konunun taraflarından bu kez sektörün içinden biri, Ergünkent İnşaat AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Emin Adanur ile Akpınar Mahallesi'ndeki dönüşümü ele aldık. Genç, dinamik, samimi ve başarılı kimliğiyle öne çıkan Adanur, çarpıcı açıklamalar yaptı.

2 bin 290 kişinin bulunduğu bölgede hedefimiz tüm kat malikleriyle anlaşmak. Şuana kadar da kentsel dönüşüm için yeterli olan üçte iki çoğunluğun yarısından fazlasıyla ön protokol imzaladık.

Tabi kesin bir tarih vermek zor ama bir öngörüde bulunmak gerekirse Temmuz ortası gibi herhalde süreç tamamlanmış olur.

Ofiste yaşanan yoğunluk vatandaşın isteğini gösteriyor fakat çekimser oldukları konular var. Bazıları kentsel dönüşüm sürecine hâkim olmadığı için hemen projeyi görmek istiyor fakat bu şuan için planlama, kurum kararları vesaire gibi yasal işlemler nedeniyle mümkün değil.

Jandarmanın, Milli Emlak'ın, eğitim ve sağlık kurumlarının yerleri var. Bunlarla ilgili de o kurumların görüşleri alınacak. Planlama işi tüm bu süreç tamamlandığında başlayacak.

Kentsel dönüşüm projelerinde 810 lira devlet tarafından kira yardımı yapılıyor biz, buna 150 lira ek yapacağız ve ayda 960 liralık bir kira yardımı söz konusu olacak.

Kanun üçte iki çoğunluğu yeterli görüyor. Süreç başladığında yaşanan itirazlarda kanun acele kamulaştırmaya kadar gidebiliyor. O durumda daire fiyatları rayiç bedel üzerinden belirleniyor. Bursa'dan bir önek vermek gerekirse Ataevler'de bir dönüşüm projesinde 34 bin liraya bir daire kamulaştırıldı.

Kurduğumuz irtibat bürosunda derneğin de bir odası var. Bürodaki çalışma arkadaşlarımızla birlikte koordinasyon içinde çalışıyor. Dönüşüm için onlar da en az bizim kadar çalışıyor.

Ortalama 1 milyar 100 milyon liralık bir yatırım olacak. Bunun ekonomik hareketini herkes tahayyül edebilir. Bu sadece maliyet değeri, beraberinde imalatı tamamlanan konutların satışı var. Bu ciddi rakam, Bursa ekonomisine hareket katacak. Çünkü inşaat beraberinde birçok sektörü tetikliyor.

Kat maliklerine teminat mektupları veriyoruz. Bunun yanında bankalardan garantörlük sağlıyoruz. Mesela bir banka, 'bu projeyi Ergünkent İnşaat bitiremezse' ben biteceğim diye taahhütte bulunuyor. Ergünkent İnşaat, zaten hali hazırda bir grup firması ki bu grubun 96 tane daha firması var. Bizim bu alanda yaptığımız işler, yatırımlar biliniyor. Ergünkent, bu projeyi tek başına yapabilecek güce fazlasıyla sahip.

Nilüfer bölgesinde devam eden 11 tane kentsel dönüşüm projemiz var. Park Nilüfer'le başladık. En son Doğuşkent Sitesi'yle anlaştık. Şuana kadar kentsel dönüşüm için Bursa'da 3 bine yakın haneyle anlaştık.

Biz, imalatlarımızla ilgili 5 yıl garanti veriyoruz. Taşeron maharetiyle yaptığımız işler de var kendi personelimizin bulunduğu projelerde var.

Kentsel dönüşüme profesyonel bir yaklaşım sergilemek adına kadromuzu alanının uzmanlarından oluşturduk. Örneğin hiçbir firmada şehir plancısı göremezsiniz. Bizde iki plancı çalışıyor. Bizde uzlaşma görüşmeleri yapmak üzere bir departman ve ekip var. Ki o insanlar kentsel dönüşüme son derece hakimler.

Ergünkent'i, Bursa'ya kentsel dönüşümü kazandıran firma olarak görüyoruz. Bırakın firmaları birçok belediyeden daha fazla dönüşüm projesi gerçekleştiriyoruz.

Bursa'da kentsel dönüşüm denince Ergünkent'in akla ilk gelenler arasında yer alması için verdiğimiz mücadele başarılı oldu. Kentsel dönüşümde profesyonelleşme adına da birçok kurumla çözüm ortaklığı gerçekleştirdik. Bu noktada isterdik ki süreçle ilgili bizim tecrübemizden faydalanmak üzere talepler olsun ama maalesef ki bu noktada bizimle hiç iletişim kurulmadı.

Bölgesine göre değişmekle beraber yüzde 400'lere kadar varabiliyor.

Bursa'da kentsel dönüşüm aciliyeti olan bir konudur. Şöyle düşünün. Acil bir hastanız var. Ambulansı arıyorsunuz. Gelip hastayı alan ambulans trafiğe çıkıyor. Ve acil hastaneye gitmesi gerekiyor. Biz trafikteki ambulansa 'sol şeridi kapattı', 'trafiği kapattı', 'arkada bir sürü yoğunluk oldu' diyebilir miyiz? Hayır. Niye çünkü acil bir durum var ortada. Ya da 'araba fabrikaları da araba üretmesin çok trafik var' diyebilir miyiz? Hayır. Kentsel dönüşümde de acil bir durum var.

Büyükşehir, olaya tamamen insancıl yaklaşıyor. Ben Başkan Altepe'nin gerçek samimi bir şekilde yaklaştığını görüyorum. Özellikle bir deprem ihtimalini gözeten ve buradan insan hayatına vurgu yapan bir vicdani sorumlulukla davrandığını düşünüyorum. Başkan Altepe, şuan kentsel dönüşümle olası bir depremin önüne geçme yetkisini mümkün olan en üst düzeyde kullanıyor.

Odaların tepkilerini anlıyorum. Netice itibarıyla bir kuruluş amaçları var. Kamu yararını gözetmek zorundalar. Ona göre davranıyorlar ama burada bir ortak çözüm bulmak zorundayız. Odalar, itiraz ettiği noktalara bir çözüm önerisiyle gelmiyor.