İklim değişiyor.
Bu konuda artık kimsenin bir anti tezi olmadığı gibi dünyanın birçok noktasında da iklim saati adı altında dünyayı kurtarmak için şu kadar zamanımız kaldı tarzında uygulamalar başlatıldı. Bu konuya dikkat çekmek için önemli bazı şehirlerde büyük duvarlara yansıtılmış saatler var mesela.
İşte biz insanoğlunun büyük çoğunluğu olarak doğanın çığlıklarına gözlerimizi ve kulaklarımızı kapatmışken bazı insanlar bu durum konusunda diğerlerini uyandırabilmek adına çaba sarf ediyor.
Peki biz bu değişimin faturasını ne zaman göreceğiz sorusunun cevabı hep muallakta. Bugün de olabilir yarın da. Ama o faturayı gördüğümüzde hem gıda hem de su konusunda sorunlar yaşıyor olacağız.
***
Geçenlerde bir internet sitesinin haber programına canlı yayınla bağlanan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın çok anlamlı bir sözü vardı, “Kar yağışı paradan çok daha değerli” dedi sayın başkan.
Siyasi kimlikleri bir kenara bırakın bu sözün altına imza atmayacak bir insan varsa iyiliğinden şüphe etmesi lazım.
Bugün biz kar esareti, yollarda kaldık, arabalarımızı kullanamadık diye üzülüyoruz, sitem ediyoruz ama aslında geleceğimiz için gelecek yaz aylarında kurak kalmamak adına doğanın stok yaptığı gerçeğini unutuyoruz.
***
Şimdi yine çıkaralım siyasi gömlekleri ve Başkan Alinur Aktaş’ın sözlerini hatırlayalım;
“Ben kardan dolayı mutluyum. Kar yağışı paradan çok daha değerli. Çünkü toprak için, tarım için, verimlilik için bu olmazsa olmaz bir konudur. Su kaynakları için özellikle kar çok kıymetli. Kar zaman içerisinde eriyerek hem toprağı hem de su kaynaklarını besliyor. Özellikle Uludağ’ın eteğindeki alanlarda yer alan iki barajımız bu kar suları ile besleniyor ve şehre bu su arıtılarak ulaştırılıyor.”
Yani Başkan Aktaş’ın da dikkat çektiği üzere bu kar yağışı bir çok anlamda fayda sağlayacak. Üstelik bu yağışların ülke genelinde 3-5 gün daha süreceğini düşünürsek özellikle kuraklık sorununa karşı en azından bu yol elimizi güçlendirmiş olacağız.
***
Yine Başkan Aktaş aynı programda bu kar yağışının insan hayatına olumsuz etkileri konusunda da konuştu. Kapanan yol kalmaması adına çalışmaların devam ettiğini, belediye araçlarının yetersiz kaldığı durumlarda özel şirketlerden güç alınacağını ve ekipman sayısının artırılacağını da söyledi.
Baktığımız zaman Bursa genelinde Büyükşehir başta olmak üzere Kestel, İnegöl, Yıldırım, Osmangazi, Nilüfer, Gürsu, Mustafakemalpaşa gibi belediyeler kar konusunda bütün imkanlarını seferber etmiş durumda. Bu süre zarfında toplu besleme yapılan alanların da unutulmaması ayrı bir ayrıntı olarak karşımızda elbette.
***
Kar yağışı şehirde yaşayanlar ile kırsalda yaşayanlar için aynı anlamı taşımadığı gibi Uludağ’daki tatilciler için de aynı anlamı taşımıyor. Bursa’da yaşayan insanlar için Uludağ’da tatil fikri ne yazık ki oldukça uzak. Çünkü herkes biliyor ki fiyat politikası ülke standartlarının ortalamasına sahip insanlar için pahalı. Bu yüzden günübirlik Uludağ’a çıkanlar bile çok fazla mekanlara girmeden gidip dönüyordu.
Bu alandaki eksiğin giderilmesi adına Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı BURFAŞ tesisi bir anlamda olaya da farklı bir anlam kattı. Başkan Aktaş ‘fiyatları uygun’ dedi ama gidip görmediğimden bu konuda yorum yapmayacağım. Çünkü bası BURFAŞ tesislerinin fiyatları piyasa ile aynı noktaya gelmişti.
Uludağ’daki tesis zaten faaliyete başlamış ama resmi açılışı dün yapıldı. Bursa adına önemli bir eksiği kapattığı da bir gerçek olarak karşımıza çıkacak.
Kar yağışıyla Uludağ’daki tatilcilerin arası iyi merkezdeki yağışın yansımasının orda stresten ziyade eğlence olarak hayata geçtiği bir gerçek. Dolayısıyla oradakiler etkilenmeyecek. Kış turizminin merkezi için başka türlüsü de düşünülemez zaten.
***
Uludağ kısmını ayrıntı olarak verdikten sonra asıl konuya geri dönecek olursak; kar yağışı gıda ve su anlamında bir nimet olarak bu sene hayatımıza girdi. Şimdi bundan sonrası için bu suyu daha verimli kullanmanın çözümleri bulunmalı. Mesela eskiyen şebekelerin değiştirilmesi, çiftçiye damla sulama konusunda destek verilmesi gibi konular üzerindeki planlamalar hızlandırıldı.
Senelerce kar görmediğimiz dönemlerde yaşadığımız sıkıntıları hatırlamak gerekli. İznik gölünü, Gölbaşı göletini ve daha bir çok sulama amaçlı göletlerin azalan rezervlerini unutmamalıyız.
Bu konuda da sadece belediyelere yüklenmek elbette yersiz. Belediyelerin yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın isimlerinin hakkını vermesi gerekli.
Tabi bir de ‘mevcut bakanlık ne iş yapıyor?’ diye sormak yerine ‘İklim bakanlığı’ kuracağını açıklayanların artık doğru sorularla bu yatırımların yapılmasına katkı koyması da şart.
***
Kısaca, özetlersek doğa bizim için önemli bir kıyak yaptı.
Şimdi bu stoku doğru kullanabilmek adına insanlar için doğru adımları atma zamanı.