Şu anda ülke olarak konuştuğumuz önemli başlıklardan birisi kuşkusuz kamusal israf.
Bugün herhangi bir kahvehaneye gitsek ve sorsak; ‘vergilerimiz ne oluyor?’ diye önemli bir kesimin ‘yanlış harcamalar yapılıyor’ yanıtını verecek kadar ağıza düştü bu olaylar.
Makam araçları, koruma orduları popüler kısmı işin ama özellikle ‘hizmet temini’ için yapılan ihaleler ve kiralamalar önemli bir harcama kalemi.
Tabi ki senelerdir ağızlara pelesenk olan ‘3 kişi fotokopi çekiyorlar’ tabiri var.
İşte bütün bunlar kamusal alanlar için söylenirken özel sektör ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘doğru kaynak yönetimi’ diye iki olgunun farkına vardı.
Ardından ‘yalın yönetim’ modelini oluşturdu.
Neydi bu yalın yönetim; eldeki ekipman, tesis ve personelin maksimim düzeyde verimli olarak kullanılmasını sağlayarak şirketleri tasarruf ettirmekti.
***
‘Yalın düşünce’ tanımını hayatımıza fazlasıyla sokan ‘Yalın Enstitü’ bu olguyu “Yalın Düşünce’nin temel amacı, değerin ilk ham maddeden başlayarak, değer yaratma süreci boyunca hiç kesintisiz akıtılarak hızla nihai müşteriye ulaştırılmasıdır. Bunu başarabilmek için tüm değer zincirine bir bütünlük çerçevesinde bakmak, israfları yok etmek ve tüm faaliyetleri müşteri için mükemmel değer oluşturmak amacına yönlendirmek gerekir” diye açıklıyordu.
Şimdi kelime kelime defalarca okumalı bu cümleyi.
Sonra düşünmeli neden kamusal alanda bu düşünce hakim konuma gelmedi?
***
Özel sektörün uzunca bir süredir kullandığı ‘yalın’ düşünce 2020’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne sirayet etmişti. O dönemlerde fikir aşamasında olduğu için aslında neler getirebileceğini bilmiyorduk.
İşte dün 2 yıllık süreçteki düşünce değişiminin neler getirdiği uzun uzun anlatıldı.
‘Yalın düşünce’, ‘Yalın Belediyecilik’ adını alarak kamuya sirayet etmiş oldu.
İlk etapta yapılan çalışmaların tasarrufu 195 milyon TL oldu. Bu rakamı şöyle anlatayım; Mudanya Belediye’sinin toplam bütçesi 145 milyon TL.
***
Yalın Belediyecilik sunumu Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bilindik projelerini içeren tanıtım filmi ile başladı. Akabinde Yalın Belediyecilik yolculuğu anlatıldı. Daha sonra belediyenin çeşitli alanlarında çalışan her unvandan personel (amir, memur, işçi) yalın belediyecilikle elde ettikleri kazanımları anlattı.
Normal akışa göre uzayan programda bana kalırsa ‘Yalın Belediyecilik’ nedir sorusunun cevabını 19 yıldır ambarda çalışan Ambar Sorumlusu Metin Tosun verdi.
Dedi ki, “Babam 1951 doğumlu, bizim envanterimizde 1957 model kamyonun parçası vardı. Biz bu kullanılamayacak parçaların farkına vardık”
Bir de Burcu Bey vardı. (Anonsta ufak bir sürçme olunca ismi için de bir yalınlaşma yapması gerektiğini söyledi) Mezarlıklar Şube’dendi. Sadece cenaze nakil araçlarını kiralamak yerine belediye bünyesine dahil ettiklerinde oluşan farkı anlattı. Daha önemlisi mezarlıklarda müteahhitlerden alınan düzenleme hizmetini de kendilerinin yaptığını söyledi.
Sadece bu örnekler aslında yapılan şeyin ne olduğunu anlattı.
***
Baktığınız zaman insanın aklına gelen en önemli sorulardan ‘birisi peki ya personel fazlasına ne oldu?’ şeklinde canlandı. Bunun cevabını da Başkan Alinur Aktaş verdi. Kanuni suç işlemeyen kimseyi işsiz bırakmadıklarını ama ‘yalın’ anlayışla ihtiyaç duyulan diğer birimlere kaydırdıklarını böylelikle oralardaki açıkları kapattıklarını söyledi.
Mesela güvenlik olarak başlayıp çağrı merkezine giden bir personel de yaşadığı süreci anlattı.
Kişilerin kabahati yok ama mentorun önünde tırnak içinde ‘ezberlediği cümleleri kurdurmaya çalışmak’ lansmanın anlamına yakışmadı. Bence Ambar Sorumlusu Metin Tosun başta olmak üzere 2-3 kişi yeterli olur ve dinleyiciler de sıkılmazdı ki bir ara dikkat ettim herkes telefonla oynamaya başladı.
***
Bir parantez de elbette Yalın Enstitü Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın İpbüken’e açmak lazım. Oldukça pozitif konuşmasında yaptığı espriler kadar kurduğu “Bugün benden negatif hiçbir şey duymayacaksınız. Daha önce kanaatimce Bursa ‘yalın belediyecilik’ konusunda çok iyi diyordum. Bugün gördüklerim ve duyduklarımdan sonra artık bundan eminim” cümleleri proje için çalışan herkese edilmiş en güzel teşekkürdü.
Başkan Alinur Aktaş da kısa kısa yapılanları anlattıktan sonra akılda soru işareti yaratması muhtemel sorulara verdiği cevaplar yerinde oldu.
‘Bursaspor düşmeyecek’ mesajı da önemli bir ayrıntı.
Zamanında Bursa Büyükşehir Belediyesi için en büyük eleştiri ulaşılamamaktı.
Başkan Aktaş’ın bu konudaki “yol yapmışsınız, park yapmışsınız ne fayda insanlar size ulaşamadıktan sonra” sözü aslında bu proje hazırlanırken ne kadar iyi bir fizibilite yapıldığının da önemli emarelerindendi.
***
Toparlarsak zaman zaman insanları sıkan 2 saati aşan bir etkinlikti ‘Yalın Belediyecilik’ lansmanı. Ama verilen bilgiler ve ortaya konan vizyon 2 değil 22 saati de hak ediyordu. Bir sabaha değil de daha geniş bir güne çok daha ayrıntılı anlatılabilirdi.
Sürdürülebilirlik kelimesi artık kamuya da sirayet etti diyebiliriz. Ama asıl mesele bunun devam edebilir olması.
Gördük ki senelerce bu şehirde milyon liralar yanlış bakış açısı yüzünden kaybolmuş. İşte bu kaybın farkına varılmışken artık geriye dönülmemeli.
Türkiye’de Bursa olarak bir ilk başarıldı. Devamı mutlaka gelecek;
Ve Başkan Aktaş’ın da vurguladığı üzere, “Bunları yapmak bizim için bir zorunluluktu. Bize bırakılan mirası en iyi şekilde bizden sonrakilere bırakmalıyız.”