Türkiye'nin dört bir yanında yerel medyanın nabzını tutan Basın İlan Kurumu’nun (BİK), düzenlediği bölge toplantılarında gazetecilik dünyasının sorunları ve çözümleri konuşuluyor. Bu toplantılarda, sadece ilan politikaları tartışılmıyor, aynı zamanda gazeteciliğin geleceği için de önemli fikirler masaya yatırılıyor.
Aynı zamanda…
BİK'in toplantılarında, yerel gazetelerin gelir kaynaklarını çeşitlendirmesi, dijitalleşme sürecine uyum sağlaması ve etik gazetecilik standartlarının korunması gibi kritik meseleler de ele alınıyor. Özellikle dijital dönüşüm, bu toplantıların önemli bir gündem maddesi. Geleneksel gazetecilikten dijital gazeteciliğe geçiş sürecinde, yerel basının karşılaştığı teknik ve finansal zorluklar da gündemin en önemli konuların başında geldi.
Geçtiğimiz perşembe günü, Basın İlan Kurumu’nun Bursa’da düzenlediği bölge toplantısına katıldım. Merinos AKKM’de gerçekleştirilen bu toplantı, yalnızca ilan politikalarını değil, gazeteciliğin geleceğini de masaya yatırması bakımından oldukça önemliydi. Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Bilecik, Kütahya ve Yalova’dan medya temsilcilerinin geniş katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç önemli açıklamalarda bulundu.
***
Toplantıda…
Erkılınç’ın yanı sıra Bursa Bölge Müdürü Osman Başeğmez ve Özel Kalem Müdürü Oğuz Akçakoca vardı.
Erkılınç, internet haber sitelerinin resmi ilan almaya başlamasıyla ortaya çıkan yeni dinamikleri değerlendirip, etik dışı yollara başvuran bazı yayınlarla mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu tür “merdiven altı” yayınların hem sektöre hem de güvenilir medyaya zarar verdiğinin altını çizdi.
Bir diğer önemli nokta ise resmi ilan ve reklam politikalarındaki olası değişikliklerdi. Erkılınç, bazı sistem değişikliklerinin süreli yayınlar için ciddi kayıplar doğurabileceğini ifade ederek, “Sorunsuz işleyen bir düzeni bozmanın bedeli ağır olur” diye de uyarı yaptı.
***
Erkılınç’ın asıl dikkat çeken mesajı, basın çalışanlarının hakları üzerineydi. Gazetecilerin alın terine gösterdiği hassasiyet, tüm işverenlere örnek olmalı. Çalıştırdığı emekçinin maaşını ödemeyen ya da ödemiş gibi gösterip geri çeken işverenlere karşı net bir duruş sergileyen Erkılınç, alın terinin kutsallığını hatırlattı. Bunun yalnızca ahlaki bir gereklilik değil; aynı zamanda çalışanların motivasyonu ve sektördeki kalite açısından da hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Bana göre, “Emekçilerinizle ekmeğinizi bölüşmekten çekinmeyin” ifadesi, basit bir çağrıdan öte, bir toplumsal dayanışma mesajıydı. Gazetecilerin emeği, yalnızca bireysel bir başarı değil; tüm sektörün başarısı için temel bir unsurdur. Çalışanların haklarının teslim edilmediği bir ortamda, sürdürülebilir bir basın faaliyeti beklemenin hayal olduğu da aşikar.
Basın dünyasının geleceği, etik değerlerin korunmasında ve kuralların titizlikle uygulanmasında yatıyor. Erkılınç’ın ifadeleri, bu anlamda bir yol haritası sunuyor. Resmî ilan ve reklam süreçlerinin düzenli işlemesi, çalışan haklarının korunması ve etik dışı uygulamalara karşı mücadele edilmesi, sektörü daha sağlam bir zemine oturtacak.
Son olarak, Erkılınç’ın yaklaşan seçimlere dair çağrısı da dikkate değer. “Genel Kurula kim gelirse başımızın tacıdır” ifadesi, demokratik bir anlayışın göstergesi. Seçimlere yüksek katılım sağlanarak, sektörün temsilcileri en doğru şekilde belirlenecektir. Bu süreçte, adaylardan beklenen, meslek ahlakına ve sektörün itibarına yakışır bir duruş sergilemektir.
***
Erkılınç’ın Bursa Bölge Toplantısı’ndaki izlenimlerim bu kadar. Bu doğrultuda biraz da yerel basının öneminden bahsedeyim.
Yerel basının son yıllarda içine düştüğü bu sıkıntılı durumu zaman zaman konuşmamızda fayda olduğunu gözlemledim. Ve bu toplantıların ne kadar önem arz ettiğini fark ettik. Aslında olması gereken de budur. Yerel basının önemini konuşmak, tartışmak sektörün geleceği açısında da çok önemli.
Hepimiz biliyoruz ki…
Yerel basın, bir ülkenin demokrasi kültürünün temel taşıdır. Büyük ulusal medya kuruluşlarının ulaşamadığı hikâyeleri, yereldeki gazeteciler yakalıyor; mahalledeki, ilçedeki, köydeki sorunları gün yüzüne çıkarıyor. Bu bağlamda Basın İlan Kurumu’nun bölge toplantıları, yerel gazetecilerin sesini duyurması ve sorunlarına çözüm araması için bir fırsat kapısı olacağını düşünüyorum.
Yerel gazetelerin, hem maddi kaynaklarının kısıtlı olması hem de dijital dünyada rekabetin giderek artması nedeniyle ciddi bir dönüşüm sancısı yaşadığı sık sık dile getiriliyor. Basın İlan Kurumu'nun bu süreçte oynadığı rol, maddi destek sağlamanın ötesine geçip, aynı zamanda gazetecilere eğitim ve rehberlik sunarak sektörde bir dayanışma ağı kurması da gerekiyor.
Bu bağlamda…
BİK'in bölge toplantıları, yerel gazetelerin sadece hayatta kalmasını değil, aynı zamanda güçlenmesini hedefleyen önemli adımlardan biri. Bu toplantılarda alınan kararlar, yerel basının ülkemizin geleceğindeki rolünü belirleyecek nitelikte. Bu nedenle gazetecilik camiası kadar kamuoyunun da bu toplantılara ilgi göstermesi gerekiyor. Çünkü güçlü bir yerel basın, güçlü bir demokrasi demektir. Yerel gazetelerin sesi duyuldukça, toplumun farklı renkleri ve hikâyeleri daha güçlü bir şekilde yankılanacak.
Biz de diyoruz ki…
Yerel medyanın güçlendirilmesi, bir ülkenin kendine ait bir hafıza yaratmasına katkı sağlayacaktır.
SAĞLIKLA KALIN!