Kendimi bildim bileli Türk ekonomisinin şöyle ağız tadıyla, istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü hiç görmedim.
Hep inişli çıkışlı olarak yoluna devam etti.
Buna neden olarak, başta terör olmak üzere, çiftçiye yeterli destek verilmemesi, tarımı güçlendirici teşviklerin sunulmaması, bilimsel, bilinçli bir tarım politikasının eksikliği gibi birçok sebep sıralayabiliriz.
Dünden bugüne kötü gidişata dur diyebilmek için türlü türlü çareler arandı, her seferinde değişik metotlar denendi, yeni yol haritaları çizildi.
Mevcut iktidar özellikle ekonomi politikaları adına birçok aracı devreye soktu. Bazıları hedefine ulaşsa da bazıları sonuçsuz kaldı.
Her olumsuz durumda, yeniden başa sardık durduk.
Son birkaç yıldır, pandeminin başlamasıyla birlikte dünya genelinde yaşanan resesyondan ülkemiz de ciddi anlamda etkilendi.
Buna doğal afetlerin eklenmesi, sıkıntının boyutunu daha da derinleştirdi.
Bu bağlamda;
Son birkaç yıldır sürekli artan enflasyonun önüne geçmek için birtakım çalışmalar hayata geçiriliyor.
İşte bunun bir örneği de önceki gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 2024-2026 Orta Vadeli Program oldu.
Yeni ekonomi modeli denilen bu program nedir, neyi amaçlıyor ve nasıl işlenecek?
Soruları incelediğimizde;
Orta vadeli program (OVP), ülkenin ekonomisinin gelecek üç yılını kapsayan bir plan.
OVP; ‘enflasyon, büyüme, işsizlik, ihracat, cari açık’ gibi temel makro ekonomik göstergelerin yanı sıra, bütçe, kamu maliyesi, yatırım, istihdam ve sosyal politikalar gibi alanlarda da temel hedefleri belirler.
Bunun için;
Ülke ekonomisinin uzun vadeli hedeflerine ulaştırmak için bir yol haritası niteliğinde olan OVP, ekonominin istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesini sağlamak için atılan bir yol olarak kamuoyuna sunuldu.
2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ın amaçladığı hedefleri şöyle sıralayabiliriz;
*Enflasyonun 2026'da tek haneye düşürülmesi.
* Gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) 2026'da yüzde 5,5 oranında büyümesi.
* İşsizlik oranının 2026'da yüzde 5,5'e düşürülmesi.
* İhracatın 2026'da 250 milyar dolara ulaşması.
* Cari açığın 2026'da yüzde 2,5'e düşürülmesi.
Aslında belirlenen bu program halka umut veriyor, güzel görünüyor ve kulağa hoş geliyor.
Ama kaç maddesi amacına ulaşır, halkın beklentisi karşılanır mı?
İşte onu da sürecin sonunda göreceğiz.
Vatandaş şu an sadece cebindeki paraya karşılık neler alabiliyor, onun derdinde?
Ev kiralarının 10 bin liradan başladığı, çarşı pazarda fiyatların günbegün arttığı memleketimizde, emeklinin, asgari ücretlinin Orta Vadeli Program’dan ne derece anladığı ne kadar ilgilendiği her haliyle ortada.
Basın mensubu olarak vatandaşa ekonomiyi sorduğumuzda; ‘zamlar dursun, bittik, tükendik’ cümlesiyle karşılaşıyoruz.
Orta Vadeli Program’ın amacı bu yönde tasarlanmış, ancak planın başarıya ulaşması için sürekli artmakta olan fiyatların artık durması gerek.
Tartışmasız gerçeğimiz bu.
Genel durum bundan ibaret iken, uzmanlar OVP hakkında ne diyor? diye araştırdığımızda çeşitli görüşlere denk geliyoruz.
Ülkemizdeki ekonomistlerin ve bu konuda sürekli görüş belirten üniversitelerin ilgili bölüm akademisyenleri; sürecin sosyal taraflarla birlikte hazırlanması gerekliliğini vurguluyor; programın enflasyonu indirmesi, büyümeyi sağlaması ve reel gelirin korunması konusunda hem fikir oldukları görülüyor.
Peki ekonominin yeni rotası olarak belirlenen Orta Vadeli Program’a dünya ekonomisinin mimarları ve kuruluşları nasıl karşılık verdi?
OVP’nin açıklandığı günün ertesinde hem Dünya Bankası’ndan hem de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından pozitif mesajlar geldi.
Dünya Bankası gelecek üç yıl içinde Türkiye’ye 18 milyar dolarlık yeni bir kaynak hazırlığında olduğunu duyurdu.
Bu ek paketin devreye girmesi halinde Dünya Bankası’nın Türkiye’ye ayıracağı mali destek 35 milyar dolara yükselecek.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye için uygulanması planlanan programlara dair görüşlerini paylaştı.
Anadolu Ajansı'na (AA) konuşan Lopez; “Merkez Bankası ve Hazine’nin tedbirleri doğru yönde atılmış adımlar” dedi ve ekledi. Türkiye’de ekonomiyi istikrara kavuşturacak politikaların uygulanmasında hükümete eşlik etme kararlılığında olduklarını söyledi.
Lopez, devamında ise, “Devam eden 17 milyar dolarlık programımıza ek olarak, üç yıl içinde Dünya Bankası Yönetim Kurulu'na 18 milyar dolarlık yeni operasyonlar hazırlamayı ve sunmayı öngörüyoruz. Bu miktar hükümete doğrudan kredi verilmesini ve özel sektöre destek verilmesini kapsamaktadır. İcra Direktörlerinin farklı operasyonları onaylamasına bağlı olarak, tüm finansman araçları dikkate alındığında bu, yaklaşık 35 milyar dolarlık geçici bir toplam mali paket anlamına gelmektedir. Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının sıkılaştırılması, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mali açığı azaltma tedbirlerinin doğru yönde atılan adımlar olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Evet!..
Hedefler belirlendi, yol çizildi.
OVP Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Amacına doğru da yol almaya başladı.
Her birimizin gönlünden geçen ise; programın başarıya ulaşıp vatandaşın refaha kavuşması.
‘Ne kadar başarılı olacak? Bize nasıl bir fayda sağlayacak?’ süreç içerisinde görmüş olacağız.
Biz de burada sürecin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz!
Sağlıkla kalın!