Ramazan ayı Kur’an’ın indirilmeye başlandığı aydır. Bunun için yılın en mübarek ayıdır. Aynı zamanda manevi hayatımızın hasat mevsimi gibi düşünülebilir. Çünkü mali ve bedeni ibadetler bu ayda yoğunlaşmaktadır. Gündüzün tutulan orucu, geceleri kılınan teravih namazları ile manevi hayatımızda Ramazan’ın özel ve de güzel bir yeri vardır.
Halk arasında 11 ayın sultanı olarak bilinen Ramazan ayı İslam dünyası için önemli bir yere sahiptir.
Nitekim Yüce Allah, Bakara suresinin 183 ve 184. ayetlerinde orucun farz kılındığını bildirerek, oruçla ilgili ana çerçeveyi şöyle belirler: “Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sayılı günlerde size de farz kılındı, ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. diye buyurmuştur.
Ramazan Kur’an ayıdır. Ramazan bize Kur’an’ı getirdiği için Ramazan’dır. Ramazanlarımız Kur’an’ı okuduğumuz, anladığımız, yaşadığımız ve yaşattığımız kadar mübarektir.
Evet!..
İnananlar için yeni bir Ramazan ayı daha başladı.
İbadet için, arınmak için, hayat muhasebesi için yeni bir fırsat…
Bunun için;
İbadetlerle yüzeyden değil özden ilişki kurmak, Ramazan’ın varlık sebebi olan vahiyle damardan ilişki kurmaktır. Çünkü Ramazan Kur’an’ın doğum ayı kutlamasıdır.
Bir başka önemi ise;
Ramazan’a sadece sevap kazanmak maksadıyla yaklaşmamalıyız. Kur’an’da ilk emir “Oku” emridir. Okumak, aynı zamanda öğrenmek , bunu hafızalara bellemek ve başkalarına aktarmaktır.
Bununla birlikte
Ramazanın bir yeme içme festivali olmadığını, iftar sofralarının da israf sofralarına çevirmemek gibi bir gayeye sahip olmalıyız.
En yalın haliyle;
Ramazan, yıllık ruh bakımıdır. Oruç, insanda, yüreğe doğru bir yolculuk gerçekleştirmenin aracıdır. Yüreğe, yani insanın kendi özüne… Eğer, yolculuğunu sürdürmeyi göze alırsa, orada karşılaşacağı, yine kendisi; En doğal, en maskesiz, en yalın haliyle öz benliği olmasıdır.
Buraya kadar Ramazan’ın en temel özelliklerini ve yapabileceklerimizi sıraladık.
Gelelim hiç olmaması gereken konuya;
Günümüzde Ramazanın manevi iklimini ve gerçek ruhunu yaşayan kaç Müslüman kaldı onu konuşmak lazım.
Gerçek şu ki;
Ramazanlar da maalesef amacının dışına çıkmış durumda…
Özellikle son yıllarda yaşadığımız ramazanların tadı tuzu kalmamış desem yeridir.
Tamamen modern toplumun bir eğlencesi haline gelen oruç ayı, özellikle medya iletişim araçlarında yapılan karmaşık konuşmalar nedeniyle hiç istenmeyen durumlara gidiyor.
İnsanlarımızın, oruca karşı kendi sorumluluklarını bırakıp Allah’ın soracağı sorularla ilgilenmesi, bazı şeyleri dikte etmesi, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü bırakıp yerine suni şeylerle ilgilenmesi anormal bir durumun yaşanmasına neden oluyor.
Kutsal kitabımızda oruç ayında yardımlaşmanın, birlik ve beraberlik ile dayanışmanın önemine vurgu yapılırken, günümüzde tamamen bu ruhtan koptuğumuzun nice örnekleriyle karşılaşıyoruz.
Oruç, geneline baktığımızda insanlığa gelmiş, fakat temel amacı bireysel hayatın muhasebesi olarak bilinmesi gerekir. Şu zamanda ne yazık ki bizler tam tersini yapmaktayız.
Özetle;
Ramazan bizden ne istiyor, biz ne veriyoruz?
Bunun bilincine vardığımız zaman gerçek ramazanı yaşamış oluruz.
Bu bağlamda, tüm İslam aleminin Ramazan ayını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Sağlıkla kalın!