İngilizlere bile dert olduk

Süper Lig şampiyonluğu apoleti sahibi beş takımdan biri olan Bursaspor'un profesyonel liglerin en alt kademesine yani 3'üncü Lig'e düştüğünü artık sağır sultan bile duydu.

Öylesine ki ulusal ve uluslararası medya kanalları ile yazılı basın araçlarını takip edenler bilir. Ülkemizde hemen hemen her programda Bursaspor için çok üzüldüğünü dile getiren, böylesine köklü bir takımın nasıl bu hale düşürüldüğünü sorgulayan yorumculara rastlamak mümkün.

Sınırlarımız içinde bu son derece normal bir durum. Tarihi bir kulübün neredeyse amatör kümeye doğru batmasına herkes üzülür. Bizlerin Eskişehirspor'a, Göztepe'ye, Kocaelispor'a, Mersin'e üzüldüğümüz gibi.

Geçtiğimiz gün yine sosyal medyada spor ve dünya gündemini takip ederken bir fotoğrafa rastladım, İngiliz basının amiral gemilerinden biri The Sun'da.

Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyum'u altında spot ve haber yazıyor. Yabancı dilim çok iyi olmadığından çeviri aracıyla dilimize çevirdim ilk etapta.

Habere; “Timsah temalı stadyuma sahip Manchester United'ın rakibi en alt kademedeki lige düştü” girişi yapılmış.

Uzunca da bir haber, ben özet geçeceğim. Bursaspor için, İstanbul dışından şampiyonluğa ulaşan ikinci kulüp olduğundan, Şampiyonlar Ligi'nde Manchaster United, Valencia ve Glasgow Rangers'ın bulunduğu grupta önemli bir mücale sergilediğin bahsedilmiş.

Daha sonrasında; ekonomik zorluklardan dolayı önce Süper Lig'den sonrasında alt liglerden basamak basamak düştüğü vurgulanmış.

Ayrıca burası bence en önemli yerlerden bir tanesi, hem Bursaspor'da hem de İngiltere'de forma giymiş, Scott Carson, Tuncay Şanlı, Sebastian Frey gibi futbolcuların isimleri de habere konu olmuş.

Ülkemizde en çok tıklanan haber sitesini düşünün ve bunun dünya çapında okuyucuları olduğunu kabul edin. Bursaspor öyle bir yere haber konusu oldu.

Ama başarısıyla değil, geçmişteki başarılarından bahsedilip kötü yönetim ve ekonomik sıkıntılardan dolayı neredeyse en alt lige düşmesiyle.

Daha önce defalarca bahsetmiştim, futbol sadece iki takımın arasında geçen bir karşılaşma değil. İşin içinde, turizm var, reklam var, ekonomik gelir var diye.

Bir İngiliz gazetesi Bursa kentinin takımını haber yapıyor. Onun stadyumunun büyüleyici atmasforinden, taraftarların tutkusundan bahsediyor.

Bu diyeceğime inanın, sadece bunu okuyup Bursaspor'un maçına gelmek için can atan futbol manyakları olacaktır. Ama gerçek şu ki gelecek ve rezaleti görecek orası farklı konu.

Bursaspor sadece kendi için değil Bursa için de başarılı olmak zorunda. Bir kere lig şampiyonu olup Şampiyonlar Ligi'de mücadele etmek Avrupa ve dünya çapında tanınmamıza yetti.

Yeşil beyazlıların bu halini İngilizler bile dert edinmişken, kendi içimizde halen daha Bursaspor'u bir kariyer basamağı, rant kapısı olarak görenler var. Zaten o zihniyetin sonucu bugün bu vaziyet.

Bursaspor iyi yönetilirse, iyi destekler alırsa o sayfalara yine manşet olacaktır. Bu sefer başarılarıyla...