Hava Durumu

Annem gibi…

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2024 20:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2024 20:10

Ben çocukken;

Bizim evde her pazar sabahı ayrı bir coşku ve heyecan vardı.

Uyanırken burnumuza gelen nefis kokulardan o sabah annemin bizim için ne pişirdiğini anlamaya çalışırdık. Acaba yumurtalı ekmek mi, kıymalı börek mi, menemen mi ya da hepsi mi pişmişti bizim mutfakta… Ayrı bir cümbüş yaşanırdı kahvaltı soframızda.

Her pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma… Okula giderken en sevdiğim tost hazır olurdu bizim mutfakta. İçinde peynirden domatese, yumurtadan marula her şey vardı.

Hiç fark etmezdi günün hangi gün olduğu… Sabah evden çıkmadan ya taze sıkılmış portakal suyu ve yahut da ballı tarçınlı süt içirirdi annem bize. Biraz öksürüyorsak da karanfilli zencefilli çayımız hazır olurdu.

Cumartesi sabahları çeşitli yeşillikleri içinde barındıran, enfes omlet günüydü…

Biliyor musunuz, bazen şikâyet ederdik her gün kahvaltı yapıyoruz diye!

Annem çalışma hayatının da içinde, günün koşturmacası, stresi derken akşam evde yine bizim için bir şeyler pişirir, herkes yattıktan sonra evi toparlar, temizler öyle yatardı…

Arkadaşlarımla hangi annenin daha güzel kurabiye pişirdiğini tartışırdık.

Hepsi de çok güzel olduğundan karar veremezdik.

Bazen düşünürdüm acaba herkesin annesi böyle miydi?

Hayatın doğal akışının ‘annem gibi’ olduğunu düşünürdüm.

Sanki herkesin annesi benim annem gibiydi.

***

Şimdi büyüdük.

Hepimizin kendi çekirdek ailesi, farklı bir hayatı var.

Annem çalışma hayatının içinde rutinine devam ediyor.

Hep neşeliydi, sohbeti severdi.

Şimdilerde uzun uzun telefonda sohbet ediyoruz.

Sesim de ufak bir değişiklik hissetse hemen “İyi misin yavrum?” diye soruyor, bitki çayı tarifleri veriyor.

Çevresine kol kanat germeye devam ediyor…

Güzel kadın benim annem…

Bütün anneler gibi.

Annem yanımdaysa tüm dünyaya kafa tutabilirim!

Nasıl olsa beni destekler, eminim!

***

Tabi insan büyüdüğü zaman çevresinde olan biteni daha iyi fark ediyor.

Aslında hayatın herkes için aynı olmadığını anlıyor.

Bütün çocuklukların benimki gibi olmadığını…

Ama şu bir gerçek ki;

Annelik içinde sevgiyi, şefkati, merhameti, vicdanı, fedakârlığı, tatlılığı, mutluluğu, neşeyi, özveriyi barındırıyor.

Ben size annemi anlattım.

Günleri karıştırdığımı mı düşündünüz?

Yok yok, elbette biliyorum!

12 Mayıs Pazar günü ‘Anneler günü’.

Ve erken hatırlatma yapmak istedim.

Önümüzdeki 1 haftalık sürede annelerimize tatlı sürprizler yapalım diye düşündüm.

Adına gün dense de 1 haftaya yayalım istedim anneler gününü.

Elbette ‘bir kucaklama, bir öpücük bana en güzel hediye’ diyor tüm anneler.

Ve çocuklarını yanında görmek yetiyor onlara…

Ama olsun küçük sürprizler herkesi mutlu eder!

Çevresindeki her canlıya duyarlı, şefkat ve sevgi dolu olan tüm kadınların ve çocuklarına aynı zamanda annelik yapmak zorunda kalan babaların da günü…

Sözün özü; 1 günlük bir şey değil annelik.

Ama kutlama yapmak için en güzel sebep.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.