Asgari ücret…

Yılın son günleri artık.

Birkaç gün önce 2025 yılı için asgari ücret açıklandı: Net 22 bin 104 lira.

Ama tartışması henüz bitmedi.

Kimileri hala Cumhurbaşkanının refah payı açıklamasını ümit ediyor…

***

Bu yıl yine “Artış oranı, çalışanın alım gücünü korumaya yetiyor mu?” ve “Yaşam maliyetleri ile gerçekten uyumlu mu?” tartışması var.

Açıklanan yeni asgari ücret, yıllık bazda yüzde 30’un üzerinde bir artış.

Kâğıt üzerinde bakıldığında çarpıcı bir oran aslında.

Fakat çalışanların günlük hayatına etkisi maalesef aynı ölçekte hissedilmeyecek…

Biliyorsunuz enflasyonun iki haneli rakamlara ulaştığı bir ekonomimiz mevcut.

Temel gıda fiyatları, konut kiraları ve enerji maliyetlerindeki artışlar, asgari ücretteki artışı neredeyse anlamsız hale getiriyor.

İşin doğrusu;

Kaç lira kazanıldığından çok, kazanılan bu parayla nelerin alınabileceği… ***

Bir diğer önemli konu ise işverenlerin artan maliyetleri...

Ücret maliyetleri, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için büyük bir yük haline geldi.

Maaşlarla birlikte SGK primleri, vergi yükünün artışı, işverenlerin mali dengeyi sağlamasını zorlaştırıyor haliyle.

Bu durum, işverenlerin ya çalışan sayısını azaltmasına ya da kayıt dışı istihdama yönelmesine neden oluyor.

***

Peki neler yapılabilir?

Asgari ücret konusundaki tartışmalar, sadece maaş artışlarıyla sınırlı kalmamalı.

Öncelikle vergi yükünün azaltılması gündeme alınabilir.

Asgari ücretliden alınan gelir vergisi oranlarının düşürülmesi, çalışanların net maaşlarını artırabilir.

Ulaşım, enerji ve temel gıda yardımları gibi sosyal destek paketleri yine asgari ücretle çalışanlar için programa alınabilir.

Tabi asıl olan, sürekli artan fiyatlara çözüm olacak ekonomik politikalar…

Bazı ekonomistler asgari ücret belirlenirken bölgesel yaşam maliyetlerinin dikkate alınması gerektiğini de savunmuş ve illere göre farklı rakamlar açıklanmalı demişti.

Bu da bir bakış…

***

Elbette ki;

Asgari ücret, sadece bir maaş artışından ibaret değil.

Toplumsal dengeyi ve çalışanların geleceğe dair umutlarını belirleyen temel bir etken.

Bugünün ekonomik gerçekliklerini göz ardı etmeden, daha uzun vadeli ve köklü çözümler aramak zorundayız.

Çünkü çalışanların sadece yaşamaya yeten maaşlarla değil, daha iyi bir hayat sürebilecekleri koşullarda çalışma hakkı var.