BTSO’nun verdiği iftar yemeği Avrupa’nın en büyük Uzay ve Havacılık Temalı Bilim Merkezi GUHEM’deydi.
İftar programı öncesi merkezi ziyaret ettik.
Uçuş simülasyonundan fizik kurallarına, ilk uçan balondan gezegenlere, astronotların uzaydaki yaşamlarından astrolojiye, yıldızlardan göktaşlarına derken muhteşem bir gezintiye çıktık.
23 Nisan Çocuk Bayramı’nı kutlayan çocuklar gibi şendik. GUHEM ile ilgili daha detaylı yazıya daha sonra yer vereceğim köşemde çünkü merkezin hakkını vermek gerek diye düşünüyorum.
***
Kısa süren GUHEM maceramızın ardından iftar programına geçtik.
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, iftar sonrası 2 saatlik bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumun başlıkları şöyleydi:
Bugüne dek yapılan makro projeler, Bursa’nın sanayi kenti olarak Türkiye’deki önemi, TEKNOSAB ile ilgili gelişmeler, kurulan komiteler, gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek projeler, meslek edinme eğitimleri, aklı şehircilik…
Makro Projeler sunumunun ana temasını başkanın şu sözleriyle özetlemek mümkün:
“10 tane Bursa olsa Türkiye çok farklı yerlerde olurdu. Ekonomik dalgalanmaların hiçbirini yaşamazdık. ”
***
Pandemi sürecinde Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı krizlerinin sonuçlarını en aza indirmek ve şirketleri önümüzdeki döneme hazırlamak için büyük çabalar veriliyor. Süreci en az hasarla atlatmak için stratejiler geliştiriliyor. Pandemi sürecinde bir kriz masası oluşturuldu ve valilikle birlikte yürütülen bu kriz masası sayesinde Bursa üretimini durdurmadı. Ekonomi çarklarının çok sıkıntılarla kendini döndürdüğünü söyleyen Burkay, Bursa sanayisinin gelişmesi için talebin, şehrin dışında planlı bir şekilde kurulmuş ve otobana, limana yakın bölgelere sahip olmak olduğunu ifade etti.
Sonuçta Bursa, ihracata dayalı büyümenin en büyük örneklerinden biri. Dolayısıyla Bursa ekonomisi, Türkiye ekonomisinin en önemli yapı taşlarından.
Her ne kadar, pandeminin negatif etkilerini yaşayan bazı meslek grupları, sektörler olsa da, turizm, yeme içme, hizmet, eğitim gibi, onlarla alakalı ciddi çalışmalar yapıldığı dile getirildi. Çünkü en büyük hedef, şirketlerin çalışmalarına devam etmesiydi. Bu sayede pandemi sürecinde firma sayıları azalmadı Bursa’da.
***
Burkay’ın öngörüsüyle, 20 yıl içinde hem dünya siyasetinde hem ekonomide çok farklı gelişmeler olacak. Gerçekleştirilen projelerle Bursa’yı zirveye çıkarmak için dünyadaki gelişmiş bölgeler örnek alınıyor ve Burkay, bunu şu sözlerle açıklıyor:
“Silikon vadisine baktık, TEKNOSAB’ı kurduk. Almanya’ya gıpta ediyoruz. Sanayi alanlarına yüzde 4,4’lük alan bırakmış. Bursa 0,8. Türkiye sanayisinin yüzde 6,25’ini Bursa üretiyor. Ar-Ge merkezleriyle Türkiye’de 2’nci sıradayız.”
Ayrıca değinmek istediğim iki nokta var.
Biri…
‘İnsanlar çalışmak istemiyor’
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Bursa’da işsizlik yok” diyor.
Bunu da şuna dayanarak söylüyor:
BUTGEM’de geçen sene asgari ücret 2 bin 800 iken, 4 bin 600 lira maaş garantili, ortaokul-lise mezunlarının başvurabileceği bir program açılmış. Bin 400 kişi başvurmuş. 800 kişi gelmiş. Sonunda programı 55 kişi tamamlamış.
İnsanların, özellikle gençlerin çalışmak istemediğini şöyle açıklıyor:
“İşsizlikte, işsizlik fonunda verilen ücretler ciddi etken. Firmalara girip 3 ay çalışıp çıkıyorlar. Mesela, Türkiye nüfusu ve üniversiteli sayısı ile Almanya nüfusu ve üniversiteli sayısı hemen hemen aynı nitelik farklı olsa da. Şimdiki gençlerin bir mühendis, doktor olma hayali yok. Sosyal medyada fenomen olmak istiyorlar. Bu sadece ülkemizin değil dünyanın problemi. Üniversiteden mezun olan da liseden mezun olan da meslek lisesinden mezun olan da çalışmak istemiyor.”
***
Buna ek olarak, işverenden gelen 10 bin 500 kişilik işçi talebi olduğunu da söylüyor.
Şimdi, Bursa’da 500 bin işçi olduğunu ve…
Aynı zamanda 10 bin küsür işçi talebini göz önünde bulundurursak…
Burada bir sıkıntı söz konusu!
Mesele ülkede ne kadar üniversite olduğu ya da barajı kaldırarak herkesin üniversite okumasını sağlamak değil. Bu baraj meselesi ancak işsiz sayısının katlanarak artmasına sebep olacak şu anki koşullar devam ettiği sürece.
Asıl mesele, kalifiye çalışan yetiştirmek.
***
Eskiden meslek liselerine talep yok denecek kadar azdı. Anadolu, süper veya normal liselere giremeyen öğrencilerin son tercih olarak gördüğü bir alternatifti.
Sonra ne oldu? Üniversite mezunları teorik bilgileriyle mezun oldu ama işverenler pratikte tecrübe gözetti. Zamanla meslek liselerinin kalifiye eleman yetiştiriyor olması, mezunlarına kapılar açtı.
Böylelikle, meslek liseleri yeni yeni tercih edilir oldu. Bursa’da toplam lisedeki öğrencilerin yüzde 60’ını meslek liseliler oluşturuyor.
Kentte işsizlik kesinlikle var, her ne kadar Burkay olmadığı konusunda ısrar etse de.
Özetle, kalifiye eleman açığı çok.
Bir diğer nokta ise…
Göç meselesi
TEKNOSAB’ın 180 bin kişiye istahdam imkanı oluşacağı söyleniyor.
Sanayi alanlarının genişlemesi, merkezileşmeye imkan tanıyor. Bu da doğal olarak göçün bu bölgelere artmasını sağlıyor. Özellikle iş imkanından faydalanmak için köyden kente göç artıyor.
Burkay diyor ki, “Sanayi büyüdüğünde dışarıdan göç alacak iddiaları var. 30 yıl önce bu mümkündü. Ama şu anda kırsaldan kente gelecek nüfus yok.”
Yani köyde insan kalmamış.
Bursa’nın nüfusu 3 milyon 170 bin. Üreten kesim dediğimiz yaş aralığı dünyada 15-64 yaş olarak kabul edilir. Bursa’da bu yaş aralığında 2 milyon 170 bin insan var.
Ve…
10 yılda Bursa’nın aldığı nüfus 150 bin.
***
Burkay’a göre, “Yüksek teknolojili yeni sanayi alanları Bursa’ya yeni göç getirmeyecek, kentin işsizlerini iş sahibi yapacak.”
‘Göç getirmeyecek’ten kasıt köyde insan kalmaması ise, burada başka bir sıkıntı ortaya çıkıyor ve şu sorular doğuyor:
Tarım sektörünün akıbeti ne olacak? Tarımı kim yapacak? Neden köyde insan kalmadı?
Evet, sanayileşme anlamında büyüyoruz, çok güzel de akıllı şehircilikten bahsederken kendi kendine yetebilen bir şehir yaratma fikriyle tezatlık oluşmuyor mu?
***
Daha önceki bir yazımda da dile getirmiştim Bursa’nın dağ ilçelerini örnek göstererek, aynı kentin çatısı altında merkez büyük oranda gelişim göstererek dağ ilçeleri ve köyle bunun çok gerisinde kalıyor. Sonra köyde insan kalmıyor.
Sanayide büyürken yarın öbür gün tarım yapamadığımızda ve ne yiyeceğimizi düşündüğümüzde baş gösterecek sorunları konuşuyor olacağız.
Toplantıda soru cevap kısmına geçildiğinde, soru sormak için sıra beklerken mikrofon, Yazı İşleri Müdürümüz Ali Şahin’in elinden alınmasaydı konuyu dile getirebilirdik elbette.