Herkes kendi çapında hayat mücadelesi veriyor.
Kimi işiyle gücüyle uğraşıp ev geçindirmeye çalışıyor; işi olmayan arayış halinde, sağlığını kaybeden ise can derdinde… Ekonomik kriz sebebiyle bir sürü acı tabloyla karşılaşıyoruz. Evdeki hesap hiçbir türlü çarşıya uymuyor. Kısacası binbir türlü sıkıntılarla boğuşuyoruz.
Diğer yandan, bu hayat gailesine kapılıp unuttuğumuz bir şey var;
Hiçbir şey yapamasak bile birden fazla insanın hayatını kurtarabilecek güce sahibiz.
Üstelik üstün bir güç, yetenek veya para gerektirmeyen bir şey; kan bağışı ve ilik nakli.
Daha önce bahsettiğim gibi, 1 ünite kan vererek 3 kişinin hayatına dokunabiliriz.
Şimdi de herkesin yapabilecekken birçok insanın yakınından bile geçmediği ‘ilik nakli’nden biraz bahsetmek istiyorum.
***
Peki, nedir ilik nakli ve nasıl yapılır?
İliği ve kanı üreten kök hücrenin hasta olan bir kişiye aktarılmasıdır.
Genel olarak nakil işleminden korkulduğu veya prosedürlerle uğraşmak zor geldiği için pek sıcak bakılmayabiliyor.
Vücutta kemik iliğinin çalışmadığı veya yeterli oranda sağlıklı kan hücresi üretemediği durumlarda, kemik iliği nakline ihtiyaç duyuluyor. İki çeşit nakil yapılıyor; Otolog ve allojenik. İnsanın kendi vücudundan hücrelerin kullanıldığı nakillere otolog, bir vericiden ya da donörden hücre alınan nakillere allojenik nakil deniyor.
Nakil yapılmadan önce hastanın sağlık durumunu değerlendiriliyor. Nakil için uygunluğundan emin olmak için bazı test ve prosedür uygulanıyor. Bu değerlendirmenin sonuçlanması biraz zaman alabiliyor.
Çok zor bir işmiş gibi görünse de ilik vermenin kan vermekten çok da bir farkı yok. Bu durum, ilik nakli yapılan hastalar için de geçerli. İnce bir tüp göğüste veya boyunda yer alan büyük bir damara yerleştirilip bir miktar kan çekiliyor. Çekilen kan da hastaya yine damardan veriliyor.
***
Konuyu Kızılay Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Murat Tutanç ile konuştuk.
Tutanç, “Çok iyi bir ilik bankamız oluştu ama hala sırada nakli bekleyen hastalar var. Onlara kemik iliği bulmamız için de yeni bağışçılara ihtiyaç var. En çok korkulan şey; "Acaba alınınca benim iliğim mi bitecek?" diye çekinen insanlar oluyor. Sadece bir kemikten ilik alınıyor. İlik yapan bir sürü kemik var insan bedeninde. Ayrıca herhangi bir kemikten ilik alındığı zaman orada ilik zaten bitmiyor, sonuçta vücutta sürekli üretilen bir şey. Kan vermenin biraz daha yoğun bir şekli diyebiliriz. Vücutta hücreler hızla yenilenir. Bir bağışıklık problemine yol açmaz. Sizin savunma sisteminizin kötüleşmesi gibi bir duruma sebep olmaz” diyor.
İlik naklinin önemini iyi kavradığımız zaman, insanların bu noktada duyarlılığının artacağını düşünüyorum. Duyarlılık noktasında Tutanç’ın açıklaması şöyle;
“Bazen çeşitli reklam kampanyalarında görüyoruz saçı olmayan çocukları. Ben onları hiç tasvip etmiyorum. Herhangi bir kampanyada o çocukların görünmesini tasvip etmiyorum. Ama o gördüğümüz lösemili, lenfomalı veya başka hastalıklardan dolayı kemik iliğine ihitiyaç duyan çocuklara veya yetişkinlere başka türlü bir tedavi yok. Hayatlarını kurtarmak için tek şansları ilik nakli. Siz kendi canınızdan bir parça vererek o insana bir hayat sunuyorsunuz. Eğer bunu yaparsanız duyacağınız haz bambaşkadır. O duyguyu bir kere tadarsanız yaptığınız o işten vazgeçmeniz mümkün olmaz.”
***
Buna ek olarak…
İlik nakliyle daha çok kan hastalıkları tedavi edilirken, kök hücre ile tedavi edilen hastalıklar bambaşka. Önü oldukça açık bir alan. Herhangi bir organı kök hücre ile yapmak, yeni yeni hastalıklarda kök hücrelerin kullanılması mümkün. Özellikle genetik hastalıklarda bunlar yapılmaya başlandı. Örneğin SMA çok gündemde olan bir hastalık. Bunun gibi nadir ve çözümü olmayan genetik hastalıklarda büyük umut. Mesela kordon kanı bankacılığı var. Doğar doğmaz kordondan alınan kök hücreler ilerisi için saklanıyor.
Özetle;
18 yaşını tamamlamış herkesin kan bağışı yapabileceği gibi kemik iliği nakli için de bağışçı olabilir. Öncelikli şart, herhangi bir bulaşıcı hastalığa sahip olmamak ve herhangi bir bulaşıcı hastalık riski ile karşı karşıya kalmamış olmak…