Hava Durumu

Asırlardan süzülen iyilik

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2019 06:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2019 06:03

Gazetecilik mesleği nedeniyle saha çalışmalarından tanıdığım ve kendilerini insanlara adamış iki iyi insan için bin yıl önce yaşasalardı 'Evliya' olarak anılırlardı derdim hep... Bu iki iyi insandan yaşayanını yazacakken, 2013'te yitirdiğimiz diğeri, ardından da aklıma evliya olarak adlandırılan hayırseverler düştü... Yazı bazen savuruyor insanı.

Ben Kayhan Kirişçi Kızı Çıkmazı'nda doğdum büyüdüm... Aşağıdaki sokağın adı da Kirişçi Kızı idi... Yüzlerce yıl önce yaşayan Kirişçi Kızı'nın Kayhan'da bir sokakta adı yaşıyordu...  

Doğduğum evin, Kirişçi Kızı'nın da doğup büyüdüğü ev olduğu söyleniyordu. Bizim çıkmazın yaşlıları sık sık evimizin balkonunda, bahçesinde geceleri beyaz elbiseli sarı bir kızın dolaştığını görürlerdi. Onlara göre mahalleye adını veren Kirişçi Kızı evliyaydı, arada sırada da yaşayanlara görünürdü...

Sokağın yaşlıları, bizim evin arkasındaki Hacı Mustafa Aga'ların evinin eskiden Kirişçi Kızı Camisi'nin mezarlığı olduğunu, evi yaparken çıkan kemikleri çuvallara doldurup Emirsultan'a götürerek gömdükleri de anlatılırdı.

Eskiden kandil gecelerinde "Ya mum, ya para, hiç olmazsa kırk para" diyerek evleri dolaşırdık. Topladığımız paraları kuruşu kuruşuna hiç sektirmeden bölüşür, mumları ise Kirişçi Kızı'nın Camisi olduğu söylenen ev ile bitişiğindeki Güreşçioğlu Garajı'nın sokağımıza bakan taş duvarlarındaki oyuklara koyardık... Kandillerde, Kirişçi Kızı için mum yakmak yüzlerce yıldan süzülüp gelmiş bir adetti. 

Evimizin yanında şimdi Nurettin Yavuz İşhanı'nın bulunduğu yerdeki Güreşçioğlu Garajı vardı. Eski Bursalılar bilir. Hani İnegöl minibüsleri eski Osmaniye Oteli'nin arazisinden kalkıyordu, daha sonra Güreşçioğlu Garajı girişine taşınmıştı. 

(Osmaniye Oteli yangınını hatırlıyorum. Çok küçüktüm. Herkes korku içindeydi. Sokağın yaşlıları yangına ayna tutuyorlardı. Yangına ayna tutulması âdetine başka bir kaynakta denk gelmedim.)

Güreşçioğlu Garajı bir avlu içindeydi; etrafında han gibi yoksul otelleri ve tamirhaneler vardı. Ama mahallenin yaşlıları, oranın eskiden Kirişçi Kızı Dulhanesi ve aşevi olduğunu, orada kimsesiz yaşlılar ile kocası ölen ya da sokağa atılan kadınların çocuklarıyla barındığını, kadınların yaşlılara baktığını ve yoksullar için yemek pişirdiğini anlatırlardı.
(Mahallenin yaşlıları Yunan İşgali'nde subayların Setbaşı Köprüsü'nün dibindeki eski Saray Sineması'nın bulunduğu yerde Yunan subaylarının kaldığını, Güreşçioğlu Garajı'nda ise düşük rütbeli Yunan askerlerinin barındığını da anlatırlardı.)

 Tam karşımızdaki ev ise Kirişçi Kızı Camisi'ydi. Eskiler orada cuma namazı kılındığını, cenaze kaldırıldığını söylerlerdi. Sonraki yıllarda yanılmıyorsam 1934-1938 yılları arasında gelen muhacir bir aileye verilmiş. İlk işleri evi sonradan geri almasınlar diye minareyi yıkmak olmuş. Evin sahibi ölüp de oğullarından biri icralık olunca ev satıldı; icradan alan avukat da bir şekilde tapudaki cami kaydını düşürttü, bina yaptırdı. (Bugünkü İHH'nın bulunduğu binanın aslı camidir)

Kirişçi Kızı'nın mezarının da caminin bahçesinde olduğu söyleniyordu. İcracı avukat ağır bir kaza geçirdiğinde mahalle sakinleri Kirişçi Kızı'nın mezarını tahrip etmesine bağladı. 
Tarihçi Raif Kaplanoğlu bir ara 'Kirişçi Kızı Camisi'nin olduğu binanın fotoğrafı var mı?' diye sormuştu... Duvarda asılı tabloyu göstermiştim. (Bir ara yağlıboya resim çalışmıştım. 20 kadar eski Bursa evi resmi yaptıktan sonra gözümü kapayıp kendi sokağımı çizip boyamaya başlamıştım. Onlardan biri de Kirişçi Kızı Cami Evi'ydi...)

Raif Kaplanoğlu, Yer Adları kitabının Kirişçi Mahallesi bölümünde Kepecioğlu'ndan referansla Kirişçi Mehmet Niyazi'nin kızı Devlet Hatun olduğu yazıyor. Aslında Kirişçi Kızı / Devlet Hatun 600 yıl önce yaşamış bir hayırseverdi. Camisi, aşevi, dulhanesi, mezarlığı ile varlığını hayra vakfetmişti...   Vakfından / mahallesinden tek kalan iz; unutulmaya yüz tutmuş söylenceler ve sokaklara verdiği ad...

Kirişçi Kızı Çıkmazı'nın hayatta olan sakinleri hâlâ mevlit ve dualarında 'Kirişçi Kızı'nı da anarlar. Ben de anarım. Bizim kuşak da öldükten sonra bir anan kalmayacak. Hani denir ya; "Hatırlayan son kişi de öldüğünde hiç yaşamamış gibi olursun!" İşte öyle olmasın diye söz gider yazı kalır misali yazıyorum... Kirişçi Kızı, asırlardan süzülüp bugüne gelen iyiliktir. Bugün en çok ihtiyacımız olan şeydir...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.