Aziz Sancar'dan ÇEK ve Kır Çiçekleri'ne anlamlı mektup

Bursa'nın eğitim imecesi olan Çağdaş Eğitim Kooperatifi'nin (ÇEK) anaokulu, ilk ve ortaokul ile Anadolu ve Fen Lisesi'nden oluşan 3 Mart Eğitim Kurumları'nın yanı sıra Görükle'de yükseköğrenim öğrenci yurdu ve liseli kızlara yönelik Güler ve Osman Köseoğlu Kız Öğrenci Yurdu ile hizmet veriyor.

ÇEK'in en anlamlı çalışma alanlarından biri de Bursa'nın kırsal mahallelerinde okumak isteyen kızlara tam burslu yurt hizmeti veren, sosyal kültürel ve sanatsal etkinliklerle bireysel gelişimlerine de katkı sağlanan Kır Çiçekleri projesidir.
Öte yandan ÇEK her yıl 3 Mart'ta düzenlediği geniş katılımlı etkinlikte, geleneksel Eğitim Ödülleri töreni düzenler.
Ancak bu yıl ödül töreni salgın nedeniyle 3 Mart Okulları Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi ve Youtube üzerinden yayınlandı.

Bu yılki Eğitim Ödülleri ülke genelinde salgın döneminde hizmet veren tüm öğretmenlere gitti. Eğitim Ödülü, Buğra Küçükkayalar, okul müdürleri Rengin Güngör, Ebru Yılmaz, Ayla Okumuş ve Kağan Selçuk tarafından yurt genelindeki tüm öğretmenler adına anaokulundan Nilay Tunçkol'a, ilkokuldan Hatice Koç'a, ortaokuldan Meryem Alaçam'a, liseden de Gülden Sopa'ya verildi. Elif Sağdilek de "Teşvik" ödülünü aldı. (Yücel Edebali (Hizmet) ile Ömür Kurt (Teşvik) salgın nedeniyle Bursa'ya gelemediklerinden ödülleri daha sonra kendilerine iletilecek.)

AZİZ SANCAR: BAŞARININ YOLU ÇOK ÇALIŞMAK

Nobel Ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın "Kır Çiçekleri'ne ve ÇEK yöneticilerine yazdığı anlamlı mektup bu yılki ödül törenine damgasını vurdu...

Ödül töreninde Prof. Dr. Sancar'ın yazmış olduğu mektup da okundu.

Prof. Dr. Sancar mektubunda Atatürk, Cumhuriyet ve bilim vurgusu yapıyor:

"Gençlerimizin özellikle kız çocuklarımızın eğitim ve öğrenimine katkıda bulunarak Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle ülkesine bağlı değerli insanların yetiştirilmesine yaptığınız özverili katkıların artarak, çoğalarak, büyüyerek sürmesini diliyorum.

Sevgili çocuklar, yarın ülkemizin tümü sizlere emanet olacak. Atatürk'ün bize miras bıraktığı yol gösterici ilkesi, bilimdir; iyi yetişmiş, ülkesine ailesine çevresine yararlı, gerektiğinde dünya çapında yaratıcı büyük çalışmalara imza atmış gençlerin yetiştirilmesidir."

Ve başarının yolunun çok çalışmaktan geçtiğine dikkat çekiyor:

"Bunun için çok gerekli olan, azimle cesaretle ve başaracağım duygu ve düşüncesiyle yılmadan çok çalışmaktır.

Ben bu yoldan gittim ve başarıya ulaştım. Çalışmalarımın Nobel Ödülü ile değerlendirilmesinden çok, bu ödüle giden yolda yaptığım çalışmalar bana heyecan vermiştir. İnsanlığa yaptığım hizmet, aynı zamanda ülkemin ve Türklüğün adıyla anılacak olması, bana mutluluğun en büyüğünü tattırmıştır.

Bilim için, insanlık için, ülkem için hâlâ laboratuvarımda günde 12 saat çalışıyorum ve arkadaşlarımla birlikte insanlığın en büyük illetlerinden biri olan kansere çare bulma uğraşı içindeyiz.

Eminim sizler de çok iyi işlere başarıyla imza atacaksınız.

Bilim insanı olacaksınız, mühendis olacaksınız, sanatçı olacaksınız veya yeteneğinizin sizi götüreceği hayatın herhangi bir alanında ilerleyeceksiniz. Size tavsiyem, her işin en iyisini yapmaya en iyilerinden biri olmaya çalışmanızdır.

Emek sarf etmeden, azimli olmadan, karınca gibi çalışmadan, işinize odaklanmadan başarı gelmez.

Başarının, üstünlüğün ve zaferin sizlerin elinizde olduğunu hiç unutmayın.

Çağdaş Eğitim Kooperatifi, 26. yıl dönümünde eminim ki bu yolda sizlere, özellikle kızlarımıza çok iyi yol gösterici görevini tüm imkânlarını seferber ederek yerine getirecektir.

Hepinizin gözlerinden öperim."

3 MART 1924; ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASI'NIN KABULÜ

ÇEK Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, yaptığı konuşmada Öğretim Birliği Yasası'nın (Tevhid-i Tedrisat) 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilmesinin 97. yılını kutladıklarını anımsattı...
Küçükkayalar ÇEK'in tüm eğitim kurumlarının başında 3 Mart ibaresinin bulunduğunu, her yıl ödül törenlerinin de bu tarihte yapıldığını söylerken, eğitimin genel sorunlarına da dikkat çekti:
"Öğrenciler, eğitim hakkından eşit şekilde yararlanamıyor. Eğitime eşit katılım yok. Anaokulu sayısı çok yetersiz. Devlet okullarındaki sınıf mevcutları çok fazla. Öğrenci başına yapılan harcama yetersiz. Eğitim sistemi nitelik ve nicelik açısından yeterli kalitede değil. Okullarımızda teknolojik gelişmişliğimizin düzeyi yetersiz, matematik, fen ve Türkçe okuryazarlıkta yetersiziz. Özel eğitim-öğretimde salt kâr elde etmek düşüncesinden, zorunluluğundan kurtulamıyoruz!"

Küçükkayalar sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ezberci, sınav odaklı eğitim yerine, düşünen, sorgulayan, spor ve sanatla yoğrularak sosyalleşmiş, takım çalışmasına yatkın, yaratıcı, proje üretici bireyler yetiştiren, teknoloji yaratmaya ve yenilikçilik arayışında olmaya yönlendiren, hayal kurduran, bilimsellikle bezenmiş çağdaş bir eğitim sistemi oluşturmalıyız."