Bursa'da Suriyelilerin sayısı 175 bine çıktı!

Bursa'daki Suriyelilerin sayısı artmaya devam ediyor...  Mülteci Derneği'nin sitesinde paylaştığı İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kaynaklı verilere göre 15 Ağustos itibariyle Bursa'da kayıtlı olan Suriyeli sayısı  175 bin 193'e çıktı. Bursa nüfusuna oranı ise yüzde 5,85 oldu.
Bursa Türkiye'de Güneydoğu İlleri ile Adana ve Mersin hariç nüfusa oranla en fazla Suriyeli sığınmacı barındıran il olma özelliğini sürdürüyor.

DAĞ YÖRESİ + İZNİK, KARACABEY KADAR!

Daha anlaşılır olması açısından 175 bin 193 Suriyeli sığınmacı nüfusu  Bursa ilçeleriyle mukayese edelim...

Harmancık ( 6 bin 576) + Büyükorhan (10 bin 42) + Keles; (12 bin 355) + Orhaneli (19 bin 492) + İznik (43 bin 330)  +  Karacabey 83 bin 115 =   174 bin 910... Yani 6 ilçe nüfusu kadar...

Ya da dağ yöresine göre daha büyük ilçelerle mukayese edecek olursak; İznik (43 bin 330); Yenişehir (53 bin 704) ve Orhangazi'nin( 78 bin 447) toplamı (175 bin 481) kadar bir nüfus eklendi Bursa'ya...

1,5 YILLIK ARTIŞ 40 BİN 703

8 AYDAKİ ARTIŞ 11 BİN 264

13 Haziran 2019'da Bursa'daki kayıtlı Suriyeli sığınmacı 171 bin 646 yüzde 5,73'tü... 2 aylık artış 3 bin 547 kişi...

2017 Aralık ayında;  134 bin 490 kişi (Yüzde 4,64);  Bursa'da son 1,5 yıldaki Suriyeli sayısındaki artış 40 bin 703... Yine Aralık 2017- 15 Kasım 2018 arası 11 ayda 16 bin 439 kişi artarak 160 bin 840'e çıkmış...  

20 Aralık 2018 itibarıyla 163 bin 929...  15 Ağustos'a dek geçen 8 aylık süredeki artış 11 bin 264!

SURİYELİLERİN ÇOĞUNLUĞU DÖNMEYECEK

Zira daha önce de yazmıştım... Türkiye'ye gelen Suriyelilerin çoğunluğu gitmeyeceğini düşünüyorum. İki yıl önce tüm yerel ve yaygın medyayı gruplar halinde Antalya'da eğitime tabi tuttular. Konu Suriyeli sığınmacılardı. 

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler / UNESCO,  Mülteci Derneği ve dönemin Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen toplantıda asıl mesele Suriyelilere yönelik pozitif haberlerin öne çıkartılması, toplumda infiale yol açacak haberlerin yapılmaması; Suriyelilerin entegrasyonuna katkı yapılmasıydı...
Mesela, Suriyelilere yönelik başarı haberlerinin yapılmasını önermişlerdi... İki günlük eğitimin ilk oturumuna 200 kişi katılmıştı; tartışma çıkmış ve öğleden sonraki oturumda 60 kişi kalmıştık. İkinci gün ise 20, 30 kişi... Ben her zamanki gibi sınıfın çalışkan öğrencisi modunda tüm oturumları izlemiştim. Belki de bu yüzden sorularıma yanıt alabilmiştim.

Orada tüm konuşmacılara, tüm yetkililere ve ilgililere bire bir Suriyelilerin ülkelerine dönüp dönmeyeceğini sormuştum. Ve tüm yetkililer de bir kısmının dönebileceğini ama çoğunluğunun Türkiye'de kalacağını söylemişlerdi  "Almanya'ya İtalya, Portekiz, İspanya gibi pek çok ülkeden çalışmaya gelenler döndü, ama Türkler kaldı. Sosyal ve ekonomik koşulları Türkiye'ye göre daha iyiydi. Aynı durum Suriyeli sığınmacılar için de söz konusu" demişlerdi...

Onlar Suriyelilerin çoğunluğunun dönmeyeceğini biliyorlardı. Toplumu zihinsel alıştırma ve kabullendirmeye medyadan başlamışlardı. Bir nevi algı yönetimi. O eğitimlerden sonra ana akım medyada Suriyelilere yönelik asayiş haberleri azaldı, 'yabancı uyruklu" diye yapılır oldu.  Kimi mecralarda ise sıfırlandı.

Özetle... Ne Suriyeli seviciyim ne de Suriyeli sövücü...  Derdim, şehri yönetenlere,  Suriyeli nüfusu hatırlatmak...

Zira şehre 175 bin kişilik bir nüfus eklendi. Yukarıda yazdım; dağ yöresi dahil Bursa'nın 6 ilçesi ya da İznik, Orhangazi ve Yenişehir kadar bir nüfus! Bir de bunlar resmi rakamlar... Kayıt dışı kaç Suriyeli var, bilmiyoruz. 20 binli, 30 binli sayılar telaffuz ediliyor.

Gerçi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İstanbul ve Ankara'dan sonra Bursa'da da kayıt dışı Suriyeliye izin vermeyeceklerini açıkladı.  İki aylık bir süre verildi.
Buna bağlı olarak da son günlerde Bursa'da kayıt dışı Suriyelilere ve yabancılara yönelik kontroller sıklaştırıldı...

175 BİN  NÜFUS VE  OKULLAR

 Şimdi... Sadece istatistikî verilerden yola çıkarak Bursa'daki Belediye, Valilik başta olmak üzere Milli Eğitim, Sağlık ve tüm ilgili kamu kurumlarını uyarmak adına bu yazıları yazıyorum...
Misal bu nüfusu göğüsleyecek anaokulu, ilk ve ortaokul yeterli mi?  Yukarıdaki ilçelerin okul sayısına bakın, toplayın... O kadar okul eksiği çıkıyor! Peki, Bursa'da son dört, beş yılda bu kadar okul yapıldı mı?

 1,5 yılda neredeyse İznik kadar bir nüfus eklenmiş! İznik'te 17 ilkokul,  10 ortaokul; 5 lise var... Öncesini bir yana bırakın; Bursa'ya 1,5 yılda bu kadar okul yapıldı mı? Demirtaşpaşa Endüstri Meslek Lisesi'nin, arsasını yabani otlar bürüdü, Öylece duruyor... Oysa bu sene bitecekti.

Şehrin altyapısı, yolları revize edilirken bu nüfus da göz önüne alınıyor mu?

 Suriyeli erkekler bir şekilde dışarıda oldukları için çat pat da olsa Türkçe öğreniyor, ama kadınların büyük çoğunluğu Türkçe bilmiyor. Suriyelilere yönelik derneklerin dışında Türkçe ve mesleki eğitimi veren az sayıda kamu kuruluşu var.Şehre 175 bin kişilik dar gelirli konutu üretildi mi?
 

KENDİ HALİNE BIRAKILAMAZ

Ensardır, muhacirdir, iyidir, hoştur da... Kendi haline bırakılırsa, çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalırız... Bu da işin gerçeğidir...

Bir örneği de iki gün önce Suriye sınırında yaşandı. Eğer sosyal medyadaki görüntüler doğruysa, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın posterinin yakılması asla kabul edilemez. Tıpkı askere taşla sopayla saldırı ya da "hain Türkiye" sloganlarının da kabul edilemeyeceği gibi.

 Görüntülerde sınıra dayananlar arasında kadınlar yoktu! Çocuklar dâhil hepsi erkekti... Bu son dalgayı da Türkiye kabul ederse, ciddi güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir. Zira aralarındaki cihatçı, hatta terör örgütleriyle ilişkilendirilen grupların yarın öbür gün Türkiye'nin başına ciddi sorunlar açma potansiyelleri sınırdaki olaylarla kendini ele vermiştir.

(Öte yandan; Türkiye'deki Suriyeli  erkekler, kadınlardan Haziran ayında 199 bin 274 fazla iken;  fark Ağustos'ta 6 bin artarak 305 bin 374'e çıkmış.  Haziran'da 19-24 yaş aralığında erkekler kadınlardan 87 bin 712 fazla iken Ağustos'ta bu sayı 3 bin artmış;  90 bin 708! Nüfus tüm popülasyonlarda kadın ve erkek olarak  ya eşit ya da eşite yakındır.  Bu fark doğal değildir. Hele de savaşan toplumlarda erkek nüfus daha azdır. Bu ciddi bir şekilde hem güvenlik hem de sosyolojik açıdan irdelenmesi gereken bir durumdur.)