Hava Durumu

"Depremi konuşmakla depremden korunulmaz!"

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2020 06:00

Akademik odalar ülkeye ve topluma sorumluluklarını yerine getirmeyi sürdürüyorlar.

Üç gün sonra Marmara Depremi'nin 21 yıl dönümü. Peki, aradan geçen 21 yılda gereğini yaptık mı? Ülke olarak depreme hazır mıyız? Tüm yer bilimciler, kum saatinin çalıştığını, olası Marmara Depremi'nin zaman aralığının çok daraldığını söylüyor.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin yıl dönümü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında "21 yılda nelerin değişip nelerin değişmediğini" anlattı.

Başkan Albayrak, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden 21 yıl sonra yapı güvenliği anlamında hiçbir şeyin değişmediğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Sistem olarak bugünkü anlayışımızın devam etmesi durumunda insanlarımız beton yığınları altında kalacak, çok önemli olmasına rağmen "yara sarma anlayışı" ortaya çıkacak olan acıları hiçbir zaman dindiremeyecektir. Esas hedef, insanlarımızın enkaz altında kalmasını önlemek olmalıdır. Üzülerek dile getiriyoruz ki üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen, her an deprem tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, kısa süreli ve acil olan bazı önlemlerin bile alınmadığı, para uğruna var olan risklere yeni risklerin eklendiği görülüyor!.."

Albayrak'ın uyardığı konulardan birisi de 1999 depremi öncesi yapı stoklarının varlıklarını hâlâ koruyor olmasıydı. Yıkılıp yenisinin yapılması ya da güçlendirilmesi gereken ve hiçbir mühendislik hizmeti almayan yapıların 'İmar Barışı' ile mal sahibinin beyanı esas alınarak affedildiğini söyledi!

KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜTEAHHİTLERİN İNSAFINA KALDI!

Bursa da dâhil pek çok kentin 1/100.000 Ölçekli İl Çevre Düzeni Planı ve Deprem Master Planı olmadığına dikkat çekti:

"Kentimizin henüz bir Deprem Master Planı yapılamamıştır. Hal böyle olunca da 'Parsel bazında verilen emsal artışları ile dönüşüm adı altında yık-yap anlayışı ile yapılan binalar', 'Riskli Alan' ve 'Riskli Yapı' belirlenmesindeki adaletsizlik, keyfilik ve hukuksuzluk hak kayıplarına yol açmıştır. Kentimizde bu durumda olan ve çözüm bekleyen yüze yakın proje, hukuksal eksiklikleri sebebiyle yargı engeline takılmış ve hâlâ çözüm beklemektedir.

Yani kısaca depreme karşı yapı stokunu güvenli hale getirmek iddiasıyla başlatılan kentsel dönüşüm uygulamaları, bugün yeni sorunların kaynağı haline gelmiştir. Çoğu kez insanlar müteahhitlerin insafına bırakılmıştır! Bütünlüklü bir planlama yerine parçacı bir anlayışla yapılar yıkılıp yeniden yapılmakta, kentlerin teknik ve sosyal altyapı sorunları daha da artmaktadır!.."

DURMADAN KONUŞMAK DEPREMDEN KORUMUYOR!

 Başkan Albayrak şunları söyledi:

"Bugünkü kentsel dönüşüm yasası ve var olan mevzuatlar; kentsel dönüşüm uygulamaları için temel beklenti olan sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede, güvenli yapılarda oturmak anlayışını karşılamıyor; acil acil olarak revize edilmeli! 

Kentsel dönüşüm, sosyal adalet, gelişim, bütünleşme, tarihi ve kültürel mirasın korunması, zarar azaltma ve risk yönetimi ile birlikte kapsamlı ve bütünleşik bir şekilde ele alınarak yapılmak zorunda.

Parsel bazında yapılan plan değişiklikleri yerine ada bazında plan değişikliğine geçiş de planlama açısından sıkıntılar yaratacaktır. Doğru kentsel dönüşüm planlaması yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bütüncül bir planlamadan geçiyor!.."

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Durmadan depremin konuşulmasının depremden insanları koruyamayacağını söyleyen Albayrak, depremin bir milli güvenlik sorunu olarak ele alınması gerektiği uyarısında bulundu.

Ardından da depremin yıkıcı etkisinden korunmaya yönelik çözüm önerilerini sıraladı.

1938 yılından kalan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkındaki Yasa'nın değiştirilmesi ve meslek alanlarıyla ilgili meslek yasasının çıkartılmasını talep etti.

İmar Barışı'ndan yararlanan konutlarda özellikle kaçak yapılan ya da ruhsatlı olup üstüne yeni kaçak katlar yapılan binaların olası depremde ayakta kalamayacaklarını, bu yapıların acilen dönüştürülmesi ve depreme dayanıklı kılınması gerektiğini söyledi.

Mesleki ve ahlâki yetkinliği dikkate alan ve meslek odaları tarafından belgelendirilen mühendis ve mimarların "Özne olduğu" bir yapı denetim sisteminin kurulmasını talep etti.

Farklı meslek ve uzmanlık alanlarından inşaatın her aşamasından sorumlu olan şantiye şefi olamayacağını; bir mühendisin 30 bin metrekareye kadar 5 inşaatın şantiye şefliğini yapmasının mümkün olmadığını söyledi.

Yapıyı tanımayan işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlık belgeli kişilerin yapı alanında çalışmasının kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.

Başkan Albayrak'ın Bursa'ya dair çözüm önerisi ise şöyle:

"Kentimizde ne yazık ki kentsel dönüşümle ilgili ciddi manada adım atılamadı. Her platformda defalarca dile getirmemize rağmen kentimizdeki yapı stokumuzu mercek altına alarak olası bir depremde Bursa'nın deprem risklerini ortaya koyacak, yapılacak kentsel dönüşüm çalışmaları için öncelikli bölgelerin tespit edilmesini sağlayacak, yapı stokumuzun durumunu ortaya koyacak envanter çalışmaları dahi yapılamamıştır!

Bursa'nın dinamiklerini de sürece dâhil ederek Kentsel Dönüşüm Master Planı ve Deprem Master Planı hazırlanmalı, mevcut olan Ulaştırma Master Planı da dikkate alınarak bütünleşik olarak 1/100 000'lik İl Çevre Düzeni Planı vakit kaybedilmeden revize edilmelidir!.."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.