Hava Durumu

Enerji Verimliliği haftası ve EMO Güney Marmara Raporu

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2021 06:00

Belli bir yaşın üzerinde olanlar hatırlayacaktır; 1978-1980'li yıllarda sık sık elektrik kesintisi yapılırdı. Çok da tınlamazdık; gaz lambalarını ya da mumu yakar otururduk evde. Mevsim kışsa, evlerde ısınmak için yakıt olarak odun kömür kullanıldığından sorunsuz ısınılırdı. TRT'den ibaret olan tek kanallı televizyonu izleyemez, radyo dinleyemezdik o kadar. Hele de gündüz ise hepten umursamazdık.

Şimdi aynı çoklukta elektrik kesintisi yapıldığını düşünün! Adeta hayat durur...  Enerji artık yaşamımızın vazgeçilmezi haline geldi.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Bursa Şubesi köklü geleneği olan, akademik çalışmalara imza atarak ELECO gibi uluslararası sempozyum ve fuarlar düzenleyen bir odadır. EMO Bursa Şubesi Enerji Verimliliği Haftası kapsamında 100 sayfa civarında "Güney Marmara Elektrik Enerji Raporu" hazırladı. Başta kamu kurumları olmak üzere ilgili kurumların yararlanması için kurumsal internet sitesinden yayımladı.

Hafta sonunda EMO Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can ve şube yönetim kurulu üyeleri tarafından Güney Marmara Elektrik Enerji Raporu bir basın açıklamasıyla özetlenerek kamuoyu ile paylaşıldı. Özeti bile akademik odaların bilim ürettiğinin kanıtı... Başkan Mehmet Can ile görüştüm; 4 aylık bir ekip çalışmasıyla raporun hazırlandığını anlattı.

KAYNAK ÇEŞİTLİLİĞİ / YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

EMO Başkanı Mehmet Can şöyle bir durum tespiti yaptı:

"Dünya üzerindeki nüfus artışı, hızlı kentleşme ve sanayileşme enerjiye olan talebi artırıyor. İnsanlarımızın yoksullaştığı, kültür ve doğa zenginliklerinin yok olduğu bir ülkede tüketilen elektrik enerjisi tek başına kalkınma ölçütümüz olmayacaktır.

Elektrik enerjisi toplumun temel gereksinimidir. Bu nedenle tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve güvenilir bir şekilde sunulması gerekir.

Gelişmiş ülkelerin elektrik enerjisine yönelik yaklaşımlarını incelediğimizde; çevresel etkileri en düşük seviyede tutan, arz güvenilirliği ve düşük maliyet gibi ölçütleri göz önüne alınan yöntemlerin geliştirildiği görülüyor.

Bu bağlamda kaynak çeşitliliğinin artırılması, birincil enerjide yerli ve yenilenebilir kaynaklara öncelik tanınması gereklidir. Böylelikle arz güvenliğinin sağlanır, tüketiciye yansıyan maliyet düşer."

ENERJİ ÜRETİMİNDE DEVLETİN PAYI YÜZDE 21,4; ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI YÜZDE 78,6

Raporda paylaşılan verilerden bazıları ise şöyle:

"Türkiye'nin Elektrik Üretim Kurulu Gücü, 2019 yılı Aralık ayı sonu itibariyle, 2018 yılına göre 2 bin 826 MW artarak, 88.526,1 MW' tan 91.351,7 MW'a yükselerek yüzde 3,2 arttı.

Enerji üretiminde devletin payı yüzde 21,4 iken özel sektörün payı yüzde 78,6...

Türkiye Elektrik Kurulu Gücünün yüzde 52,3'ü termik kaynaklardan, yüzde 31,2'si HES'lerden, yüzde 8,3'ü RES'lerden, yüzde 6,6'sı GES'lerden ve yüzde 1,7'side JES'lerden oluşuyor.

Bu tabloya göre yenilenebilir enerji kaynaklarında artış olsa da kurulu gücün hala yarısından fazlası termik kaynaklar.

"Güney Marmara Bölgesi  2019 yılında ülke kurulu gücünün yüzde 11,04'üne (2017'de %11,1) sahip."

SANAYİDE AZALAN ELEKTRİK TÜKETİMİ!

Aydınlatmanın1990-2002 arasında hızla yükseldiği verimli sınıf aydınlatmaya geçiş ile azalma trendine girdiğine değinen Başkan Mehmet Can'ın açıklamalarında iki önemli tespit yer alıyor: biri sanayide tüketilen enerjinin azalması; diğeri ise Güney Marmara'da kayıp kaçak oranının Türkiye ortalamasının altında olması:

"Bölgede 2019 verilerine göre 3285378 abone, 18.537.719 MWH enerji tüketmiştir. Abone sayısı artmasına rağmen toplam tüketim düşmüştür. Bunun nedeni ekonomik krize bağlı olarak sanayideki tüketilen enerjinin düşmesidir. Kayıp kaçak oranımız ise; yüzde 4,82 ile Türkiye ortalamasının altında!"

ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÖNERİLERİ

Sonuç olarak EMO Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can'ın önerileri şöyle:

"Yerli ve yenilenebilir kaynaklarımız, merkezi bir şekilde örgütlenmeli, kamusal bir anlayışla kâr amacı gütmeden halkımızın kullanıma sunulmalı..

Kültür ve tabiat varlıklarını göz ardı etmeden doğa ve toplumla barışık, yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı bir üretim politikasının benimsenmeli...

Yenilenebilir enerji santrallarının artması karbon emisyonunu düşürmek açısından önemlidir.

Kullanılan ekipmanların yerli üretimle sağlanması konusunda Ar-Ge ve mühendislik çalışmaları konularındaki destekler de etkin olarak arttırılmalı..."

Bir diğer önerisi ise enerji verimliliğinin bilimsel yöntemlerle ele alınıp planlanarak hayata geçirilmesi ve denetlenmesi yönünde.

Başkan Mehmet Can, dışa bağımlı olmayan akılcı yatırımların bilimsel yaklaşımla toplum yararına tüketim, kaynak, üretim ve yatırım planlamasıyla yapılmasını önerirken kömürlü termik santraller konusunda da uyarıyor. Çanakkale'deki gibi çevre sorunları yaratacak kömürlü termik santraller yerine yenilenebilir enerji kaynaklarını öneriyor:

"Bölge için hazırlanan raporlarda kömürlü termik santrallerin hava kirliliğine neden olan kaynaklar arasında birinci sırada yer aldığı dikkate alınmalıdır. Yeni kömürlü santrallerin inşasına izin ve lisans verilmesi toplum yararına olmadığı sonucuna varılabilir"

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.