Hava Durumu

Geçmiş zaman olur ki: Bursa'da eskinin Kızılay'ı!

Yazının Giriş Tarihi: 27.03.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.03.2020 06:00

Önceki gün sosyal medyanın hedef tahtasında olan Kızılay'ın Bursa Şube Başkanı ile konuştum, görüşlerini aldım... Dün de yayımlandı. Eski bir Kızılaycıyım. Yazıyı yazdıktan sonra düşündüm. Kızılay'ın şimdilerde boş duran 'Tıp Merkezi' binasını anımsadım. İbrahim Dokunmazer başkanlığındaki dönemin Kızılay Bursa Şubesi yönetimi, hayırseverlerin desteği ile Kan Merkezi'ni yaptırmış ve Kızılay İşhanı boşalınca da orası yine hayırseverlerin desteği ile Tıp Merkezi'ne çevirmişti.

Bursa'da sağlıkta toplam kalite belgesini ilk alan kuruluştu. Kızılay Bursa Şubesi'nin Başkanı İbrahim Dokunmazer, Merkezin başhekimi rahmetli Dr. Hüseyin Alagöz'dü, koordinatörü ise hemşire ve Bursa'nın iyilik meleği Sevim Tanrıkulu'ydu... 
Her gün orada onlarca yoksul Bursalı yemek yerdi. Yüzlerce hastaya ücretsiz, vatandaşların iade ettiği ilaçlar, gözlükler, tekerlekli sandalye ve çok sayıda tıbbi cihaz dağıtılırdı. 

İLKLERİN ADRESİYDİ

Merkezde Aile Sağlığı Uzmanı Dr. Seçkin Kara öncülüğünde Diyabet Eğitim ve Takip Merkezi kurulmuştu. Bursa'da ilkti. Hasta ve yakınlarına eğitim veriliyor ve takipleri yapılıyordu.

Türkiye'nin ilk Uluslararası Akreditasyonu olan İlkyardım Eğitim Merkezi oluşturulmuştu. (Merkezin kurucusu ve koordinatörü sorumlusu Sevim Tanrıkulu 2019'un son aylarında kendi isteği ile Kızılay Bursa Şubesi'nden ayrıldı. Merkez'deki eğitimler ise sürüyor ama koronavirüs nedeniyle ertelendi.

Yine Kızılay Tıp Merkezi bünyesinde, Evde Yaşlı Bakım Birimi ve Eğitim Merkezi kurulmuştu. Almanya Kızılhaç'ı verileri Sevim Tanrıkulu ve arkadaşları tarafından Türk geleneklerine göre güncellenmiş, geliştirilmiş ve Evde Hasta Yaşlı Bakımı el kitabı ve eğitim protokolü oluşturulmuştu

Eğitim Merkezi, huzurevi çalışanlarına, STK'larla iş birliği yaparak çok sayıda kişiye eğitim vermişti. İşsizler iş sahibi yapılırken, yaşlı ve hastalar için bakıcı yetiştirilmişti. Birim eğitimli bakıcı gönderdiği evlerdeki durumu takip etmiş, ihtiyaca göre bakıcılara ek eğitim vermiş ve evlere doktor, hemşire ve fizyoterapist hizmeti de götürmüştü.

MUDANYA VE ÇOBANKAYA KAMPI

Yani çok yenilikçi, projeci ve hizmet odaklı bir bakış açısı hakimdi Kızılay'da!..

Mudanya Kızılay Gençlik Kampı'nın bir devresi ücretsiz olarak spastik çocuk ve gençler için ayrılmıştı. Kızılay gönüllüleri kampta spastik gençler ve annelerine hizmet etmişlerdi. Gönüllü beden eğitimi ve müzik öğretmenleri tarafından her gün pek çok etkinlik düzenlenmişti. Hatta o kampa ilk kez yürüyenler olmuştu. (Tanrıkulu ve eski Kızılay yöneticilerinden hayırsever Asuman Aybat Durmuş o geleneği hâlâ sürdürüyorlar; sonbaharda kendi ve çevrelerinin imkânlarını seferber ederek spastik çocuk ve gençlerle ailelerini Afyon'daki bir termal tesise götürerek ağırladılar.)

Huzurevi'ndeki yaşlılar ve engelli bireylerle aileleri mutlaka her yaz bir kez İzzet Kaptan gemisi ile Bursa sahillerinde yolculuğa çıkartılır ve Uludağ'daki kampta bir gün ağırlanırdı... Uludağ Çobankaya'daki Kızılay kampı da muhteşemdi. Onu da Orman Bakanlığı 2014'te kapattı.

Zafer Plaza yakınındaki hizmet binası tamamlanınca Kızılay Bursa Şubesi'nin idari birimleri, eğitim merkezleri ve atölyeleri buraya taşınmıştı. Birimin alt katında oluşturulan, dikiş ve nakış makinesinin de olduğu atölyede gönüllüler bağışla gelen kullanılmış eşyaları onarıyor, yıkayıp ütülüyor ve İkinci El Mağazası'nda yaşa ve türe göre gruplayıp ya paketliyor ya da askılara asıyorlardı. Bu atölyede kermesler için de ürün hazırlanıyordu. Bağışlanan yeni eşyalar da burada toplanıyordu. İhtiyaç sahiplerine dağıtımlar da haftanın belli günlerinde buradan yapılıyordu. (Dün öğrendiğime göre yardımlar hâlâ buradan yapılıyor.)

Muradiye'de Kızılay depoları ve aş evi vardı. Zaman içerisinde işlevsiz kalmıştı. Depolar da Valilik bünyesinde oluşturulan Afet Merkezi'ne taşınmıştı. Kızılaycılar tarafından toplanan bağışlarla burada Kız Öğrenci Yurdu yapılarak hizmete girmişti.

DOKUNMAZER'İN HASTANE PROJESİ VARDI

Tüm bu hizmetlerden dolayı da Kızılay yoğun bir şekilde ayni ve nakdi bağışların yanı sıra arsa, konut, dükkân bağışı almıştı.

Sağlık özelleşiyordu ve Kızılay tıp merkezleri ucuz fiyatlarla hizmet veriyorlardı. 2010 yılında Kızılay Genel merkezi birkaç hastane ve tıp merkezi hariç tüm sağlık kuruluşlarını kapatarak personeliyle ameliyathaneleriyle, tıbbi malzeme ve cihazlarıyla Sağlık Bakanlığı'na devretti. Bursa'daki merkez de uzun süre Memleket Hastanesi'ne bağlı Tıp Merkezi olarak hizmet verdi. Şehir Hastanesi sürecinde geçen sene kapandı...

Ve tüm bunlar benim Kızılay'ı yakından izlediğim 10, 12 yıllık bir süre içerisinde gerçekleşmişti. Bursa Kızılay Şubesi Türkiye'de örnek olarak gösteriliyordu.

Eski Başkan İbrahim Dokunmazer'in projeleri arasında Nilüfer Odunluk'taki bağışla edinilen arsaya bir Kızılay Hastanesi yapılması projesi vardı. Ancak Kızılay Genel Merkezi izin vermedi... Dokunmazer; bir inşaat firmasıyla anlaştı ve şimdiki Şube Merkezi'nin bulunduğu yerdeki Kızılay Plaza yapıldı. Binadaki mağaza ve ofislerin pek çoğu kiraya verildi.

Yine Başkan Dokunmazer'in projeleri arasında Bademli'de bağış yoluyla edinilen arsaya bir "İkinci bahar" tesisi yapmak vardı. Yani çok donanımlı, modern bir huzurevi; bağış toplanmaya bile başlanmıştı. İmar sorunu da çözülmüştü bildiğim kadarıyla. Projesini yaptırıyordu. Kızılay Bursa Şubesi'nin başkanı olarak kalsaydı, eminim ki o huzurevi de çoktan bitmiş ve hizmete girmişti... Dokunmazer'in projeleri arasında çok modern bir kan tesisi yapılması da vardı.

Şimdi düşünüyorum da sağlıkçılara, hastanelere en çok ihtiyacımız olduğu bu dönemde Kızılay Hastanesi toplumun ne kadar çok işine yarardı! Zira o dönemde İbrahim Dokunmazer ile bu konuyu çok konuşmuştuk; eski yazılarımdan birinde buldum,"Bursa'da en çok neye ihtiyaç var? Yoğun bakım yataklarına. Hastanemizde 100'e yakın yoğun bakım yatağımız olacak. Tüm personeli, hemşirelerimizi eğiteceğiz. 8 büyüklüğünde depreme dayanıklı güvenli bir binamız olacak. Afetlerin bir kısmında önemli olan arama kurtarma, çadır, gıda ve malzeme desteği ise bir kısmı da hastanelerde verilen hizmettir" demişti.

Öngörülü olmak böyle bir şey işte! Eminim izin verilseydi, o hastane de çoktan Bursalıların hizmetindeydi!..  Şimdi masal gibi geliyor değil mi?

Bu yazıyı niye yazdığıma gelince... Şimdiki Kızılaycılara kurumsal hafıza olmak adına!.. Zira eskilerden hiç kimse kalmadı Kızılay'da... Gerçi İbrahim Dokunmazer ve geçmiş yönetimler onlarca yıl yetecek kadar fiziki bir miras bıraktı. Ama sadece fiziki mirası kullanmak yetmez! Şimdi o fiziki miras (1 milyar liranın üzerindeki mülk) sayesinde Kızılay Bursa Şubesi'nin hiçbir maddi sıkıntısı yok. Ama önemli olan hizmetteki kurumsal mirasın üstüne bir şeyler koyabilmek, somut projeleri hayata geçirebilmektir!.. Memlekete, insanlığa hayır için, gönüllü, çıkar beklemeden hizmet veren geçmiş ve günümüzdeki tüm Kızılaycılara selam olsun...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.