Hava Durumu

Hayata dair bir çeşitleme: Nerede o eski yılbaşılar!

Yazının Giriş Tarihi: 02.01.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.01.2021 06:00

Tak tak tak tak... Takır takır takır... Sanki yeni yıla değil savaşa giriyoruz! Yazıyı yazdığım an itibarıyla dün gece, size göre önceki gece senenin son günüydü. Saat 23.55'ten itibaren silah sesleri yankılanmaya başladı. Saat 24.00'te hepten arttı, ortalık silah sesleriyle inledi.

Bursa'da pek çok yerde aynı durumun yaşandığını düşünüyorum. Geçen sene Yunuseli'nde BGC TOKİ binalarında çocuklarla geçirmiştim yılbaşını.

Orada daha da beterdi; "Arka Sokaklar" gibi aksiyon dizilerinde görmeye alıştığımız otomatik silahlar devredeydi; yüksekten (4. katın balkonundan) baktığınızda ilerideki iki katlı evlerden hangisinden otomatik silahla art arda saydırıldığını bile görebiliyordunuz!..

BİREYSEL SİLAHLANMANIN KANITI

Öte yandan bizim mahallede asayiş pek berkemal değildir. Kavgası, döğüşü, uyuşturucu operasyonu boldur!

(Mahalleli kendine göre çözüm üretir hale geldi. Caddedeki apartmanlardan birinin üst katında yaşayan biri komşularının kavgalarından bezmiş ya polis sireni bulmuş ya da siren sesini kaydetmiş. Kavga başladıktan birkaç dakika sonra çaldırıyor, anında kavga bitiyor. Zira kavgacılar polis gelince anında seslerini kesiyor! Bir süredir böyle! Kavgacı aileler henüz mevzuya uyanmadılar.)

 Mahalleli bol bol Kamberler'i yıkıp sakinlerini şehre dağıtan eski yöneticilere dua eder!.. Hoş eski sakinlerin bir kısmı evlerini satıp ya da kiraya verip çoktan firar etmişlerdir. Haklıdırlar da... Özellikle de küçük ya da ergenlik çağında çocukları olanlar! Zira uyuşturucu bulunduğu yerde kendini silkeler!..

Genelde sokakta silah atıldığında (ki sık sık yaşanır) kendimi önce yere, sonra banyoya atarım. Evdeki en güvenli kurşun geçirmez alan orasıdır. (Arka odalar da güvenli değildir. Bahçeleri birbirine bakan 7,8 apartman var. Birkaç yıl önce pencere kenarında ve bahçede bir sürü kovan bulmuştum.)

Bu yıl karar verdim; "Ne olursa olsun yılbaşına banyoda girmeyeceğim!" diye. Her silah salvosunda irkilsem de inat ettim, odamda oturdum...

Yılbaşı geceleri bireysel silahlanmanın geldiği boyutun da göstergesi ve kanıtıdır aynı zamanda.

ESKİ YILBAŞILAR; TOMBALA, FIRDÖNDÜ!

Arada sırada yazarım... Eski bir Bursa sokağında Kirişçi Kızı Çıkmazı'nda doğdum büyüdüm... Çocukluğumda ve gençliğimde hiçbir yılbaşında böyle silah atıldığını hatırlamıyorum. O zamanlar da silahı olanlar vardı. Babamın ruhsatlı silahı olduğunu bilirdik ama hiç görmezdik! Zira oldukça yaramaz çocuklardık. O yüzden bizim erişemeyeceğimiz yerde, kasada kilit altında tutulurdu.

Sadece köy düğünlerinde silah atıldığına tanık olmuşluğum vardır...

Yılbaşını çoğunlukla aile bireyleri yakın akrabalar ya da komşular toplanarak kutlardık. Öyle abartı bir şey de olmazdı. Ama evimizi süslerdik. Yuvarlak ya da silindir fenerleri kutusundan çıkartır düzeltir, tavana asardık. Onlar akordeon gibi olurdu; kâğıttandı, o yüzden özenle yapardık işlemleri, zira seneye de kullanılacaktı. Krepon kâğıdından rengarenk kedi merdivenleri yapardık, onları da odanın çeşitli yerlerine asardık.

Öyle pasta börek falan da yapılmazdı; meyve ve çerez yenirdi. Sobada kestaneler pişirilir, mısır patlatılırdı. Televizyon yokken radyoda oyun havaları dinlenirdi. Yılbaşı öncesinde bozuk para biriktirirdik.

 Fırdöndü oynardık. Bir tepside herkes oyun kaç kuruşa açılacaksa o kadar parayı önüne koyardı. Fırdöndüyü çevirirdik; durduğunda hangi yüzü gelmişse "Hepsini al, birer koy, bir al" gibi; ya yeni para koyardık ya da alırdık. Sonrasında tombala oynardık. Birinci çinko, ikinci çinko, tombalaaaa!

Çok da mutlu olurduk. Bugünkü gibi tüketim toplumuna dönüşmemiştik. Olanla olmayanın arasındaki fark çok da görünür değildi. Bugünkü gibi yılbaşı kutlayanlar ve kutlamayanlar diye bir ayrım da yoktu. Zaten de herkes kutlardı. Kimi evinde içkisini içerdi, kimisi de tükenmez denilen çeşitli meyvelerden yapılan şerbeti! Kimse kimseye karışmazdı; içen de adabıyla içerdi! Konu komşuya rahatsızlık vermek çok ayıp bir şeydi!..

YILBAŞI KUTLAMALARINDA DA AYRIŞTIK

Sonrasında televizyonlar çıktı; yılbaşında müzik eğlence programları yapılmaya başlandı. 1980'li yıllardan sonra yeni yıla Nesrin Topkapı ile girmeye başladık. 24 Ocak kararları, neoliberal politikalar derken toplum hızla dönüştü, yılbaşı kutlamaları evlerden "Vur patlasın, çal oynasın" misali lüks mekânlara taşındı. Hepimiz çarkın dişlilerine takıldık. Gelinen noktada toplum pek çok konuda olduğu gibi 'yılbaşını kutlayanlar ve kutlamayanlar' diye keskin bir şekilde ayrıştı...

Velhasıl yeni bir yıla girdik. Eski yıl bizi çok bezdirdi. Salgınla bir anda her birimizin oyuncuları olduğu bir korku filminin içinde bulduk kendimizi. Her yıl yeni yıl kutlarken bir önceki yılı aratmasın derdim. Dedikçe arattı da arattı! Vazgeçtim, demiyorum. 2021 hepinize mutluluk, huzur ama hepsinden önemlisi sağlık getirsin...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.